Bitkin bedeni, onu hala sıkı bir şekilde tutan Arthur'un üzerine çöktü.
Merlin yüksek, şaşırmış bir soluk sesi duydu. Ağırlaşmış gözlerle yukarıya baktı ve Arthur'un gözleri tamamen açık bir şekilde arkasına baktığını gördü.
Merlin elinde kalan tüm gücünü toplayarak yavaşça arkasını döndü. Ve gördükleri onu da şaşırttı.
"Ne-" demek istedi ama kelimeyi bulamadı.
Karşısında çok tanıdık yüzler gördü.
Will. Freya. Babası Balinor. Lancelot.
Bu imkansızdı, her şey bir çeşit kabus olmalıydı.
Nasıl tepki vereceğini, ne diyeceğini bile bilmiyordu. Parmakları ona üzgün gözlerle bakan kişilerin üzerinde gezindi. Ama nasıl olabilirdi? Nasıl burada olabilirlerdi?
Merlin ayağa kalkıp onlara ulaşmak istedi ama bedeni olduğu yerde donmuştu.
"Oğlum..." İlk konuşan Balinor oldu. Arthur'a yaslanarak kendini ayakta tutan oğluna yaklaştı.
"B-bana?"
Artık Merlin daha yakından bakabildiğinde babasının aslında burada olmadığını fark etti. Vücudu açık mavi bir ışıkla parlıyordu.
Merlin yavaşça Arthur'un bıraktı ve titreyen bacaklarının üzerinde ayağa kalkıp babasına uzandı. Ama eli tam olarak içinden kayıp gitti.
"Nasıl-?" diye sormak istedi ama babası sözünü kesti.
"Fazla vaktimiz yok oğlum. Nasıl olduğu önemli değil. Önemli olan neden olduğu."
"Neden, ne?" diye fısıldadı Merlin şaşkınlıkla.
"Bunu neden kendine yapıyorsun?" Aniden Lancelot'un kendisi de ona yaklaştığını ve diğerlerinin onu takip ettiğini duydu.
"Ben- yapmıyorum..." Merlin tekrar kekeledi, tüm bu durum başını döndürüyordu.
"Bunu bir daha kendine yapmaya kalkışmayacağına dair bana söz vermiştin." Will konuştu, gözlerinde bir çeşit öfke vardı.
Merlin ne diyeceğini bilmiyordu. Hepsini hayal kırıklığına uğratmıştı.
Aniden Merlin, Arthur'un vücudunun sıcaklığını arkasında hissetti.
"Neyi bir daha yapmayacağına söz verdi?" diye sordu Arthur tereddüt ederek, Merlin ile Will arasına bakarak.
Merlin, Will'in neyden bahsettiğini hatırlayarak nefesini tuttu. O günü bir daha asla düşünmeyeceğine yemin etmiş, kimsenin bilmemesi için onu derinlere gömmüştü.
"Biz küçükken Merlin zor zamanlar geçirdi, özellikle de büyüsüyle-"
"Will, lütfen dur..." diye fısıldadı Merlin, gözleri yaşlarla doluydu. Arthur'un bilmesini istemiyordu.
Ama Will konuşmaya devam etti. "Köylülerden bazıları... Ona zorbalık yaptılar, hatta onu tehdit ettiler. Onun büyüsünü bilmiyorlardı ama bir şeylerin ters gittiği onlar için açıktı. Peki Merlin? Normal olmak istiyordu."
Merlin, Will konuşmaya devam ederken Arthur'la yüzleşmek için döndü ve hikayeyi kendisi bitirdi.
"Kendimi çok yalnız, çok yabancı hissettim. Bugün yaptığımı yaptım. Büyümü içime gömdüm, onu reddettim. Ne yapacağını biliyordum, bu..."
Bunu söyleyemedi. Yapamadı. Bu yanlıştı ancak bir korkağın yapabileceği bir şeydi.
"Onu öldürür." diye bitirdi Will.
Merlin Arthur'a baktı, gözlerindeki acıyı, ihaneti gördü.
"Özür dilerim..." diye hıçkırdı.
"Hiçbir şey için üzgün olmana gerek yok, Merlin. En güçlü insanlar bile bir noktada yıkılır." dedi Freya yumuşak bir sesle.
"Hayır, ben üzgünüm. Üzgünüm. Hiçbirinizin benim için, kaderim için, sorumluluğum için ölmesini istemedim." dedi boğulurcasına.
"Ah, Merlin. Bunların hiçbir senin hatan değildi. Seni ve Arthur'u güvende tutmak için sana yardım etmeyi seçiyoruz. Bu mu? Bu asla senin taşıyacağın bir yok olmadı." dedi Lancelot ona gülümseyerek.
Merlin'in gözlerinden daha da gözyaşı aktı. Gerçekten onun hatası değil miydi? Yaptığı şey? Onun başarısızlıkları?
Freya, Merlin'e üzgün bir şekilde gülümseyerek. "Zamanımız neredeyse doldu." dedi.
"Oğlum, sözlerimi hatırla. Dönüştüğün adamla çok gurur duyuyorum."
"Merlin?" dedi Lancelot. "Lütfen Gwen'e bunun onun da hatası olmadığını söyle."
Ve böylece rüzgar onları alıp götürerek ortadan kayboldular.
Merlin2in tüm vücudu titriyordu ve ayakları üzerinde durmakta zorlanıyordu. Serbest bıraktığı tüm büyü nedeniyle başı acı verici bir şekilde zonkluyordu.
Arthur hala sessizce arkasında duruyordu.
Merlin yavaşça arkasını döndü ve bir kez daha Arthur'la yüz yüze geldi.
"Arthur, ben-"
"Hayır, daha fazla konuşma lütfen." diye fısıldadı ve Merlin'in yüzünü ellerinin arasına aldı, başparmakları yanağını okşuyordu.
Merlin yine ürperdi ama bu seferki soğuktan ya da acıdan başka bir nedendendi.
"Neden peşimden geldin?" diye sordu.
Arthur'un elinin sıcaklığı tüm vücuduna yayıldı. Tanıdık ama bir o kadar da yeni bir histi bu.
"Bazen birisi kaçtığında bunu yapar çünkü senin peşlerinden gelmeni ister." diye cevap verdi Arthur, gözleri Merlin'in gözlerinde ayrılmıyordu.
"Eğer aptalca bir şey yaparsam lütfen beni durdurmaktan çekinme," dedi Arthur aniden ona sırıtarak.
O ne hakkında konuşuyordu?
"Arthur ne-" daha fazla bir şey söyleyemeden Arthur öne doğru eğildi ve dudaklarını yumuşak bir şekilde Merlin'in dudaklarına bastırdı.
Merlin olduğu yerde donup kaldı. Aklının derinliklerinde ona paniğe kapılmasını söyleyen bir şey vardı ama sonra Arthur'un dudakları vardı ve bu çok tatlıydı.
Arthur dikkatlice dudaklarını hareket ettirdi. İşte o zaman Merlin de tepki gösterdi, öpücüğe doğru eğilip gözlerini kapattı.
Arthur bunu davet olarak algıladı, ağzını Merlin'e biraz daha bastırıp alt dudağını hafifçe ısırdı.
Merlin'den yumuşak bir inilti kaçtı. Elleri Arthur'un göğsüne koydu, kalbinin hızlı attığını hissetti.
Çok tutkulu bir öpücük değildi bu, sanki ikisi de bunun sonunda gerçekleştiğine inanamıyormuş gibi dudakları dikkatlice diğerinin üzerinde hareket ediyordu.
Saatler gibi gelen ama yalnız birkaç dakika sürebilecek bir sürenin ardından Arthur öpücüğü kesti ve alnını Merlin'in alnına yasladı.
"Bunu uzun zaman önce yapmalıydım," diye fısıldadı Arthur hafifçe nefes nefese.
Merlin'in de nefesi kesilmişti, kalbi göğsünde hızla atıyordu ve görüşü tamamen bulanıktı.
"Başka kimse göremezken neden sen benim maskemin arkasını görebiliyorsun? Neden denesin ki?"
Arthur'un ona bir şey söylediğini duyduğunu sandı ama o ana kadar bedeni çoktan pes etmişti ve etrafındaki her şey kararmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Crown Of A Thousand Stars / Merthur
Fanfic*Çeviridir *Tamamlandı *** "Arthur..." diye hıçkırdı. "Lütfen bunu yapma." Aniden Arthur'un gözlerindeki öfke yok oldu ve yerini yumuşak, acı dolu bir bakış aldı. "Keşke farklı olabilseydi, gerçekten de farklı olmasını istiyorum." uzaklaştı ve kapı...