Başta Hufflepuf - Gryffindor sonra Rovenclaw - Slytherin kozlarını paylaşacaktı. Gryffindor ve Slytherin kazandı bu maçları ardından Rovenclaw ile Hufflepuf maçında Hufflepuf kazandı.
Asıl maç geldiğinde James ve takım arkadaşları aşırı gergindi hatta bu yüzden kahvaltı bile yapamayacaklardı. Yine de arkadaşlarının zorlaması ile James ağzına birkaç lokma koydu ve zamanı geldiğinde sahaya indiler. Soyunma odasına geçerken Regulus ve takımını gördü. James'le şöyle bir göz göze geldiler. Aslında o geceden sonra birbirleriyle konuşmaktan ve bir araya gelmekten kaçındılar, özellikle de Regulus. Uzun zamandan sonra ilk defa görünce James'in halihazırda bulanan midesi daha da garip oldu. Kendisini toparladı, motivasyon konuşmasını yaptı ve sahaya çıktılar.
"Merlin aşkına! Slytherin tekrar öne geçti!"
James, iyi bir ritim tuttursa da Regulus dikkatini bozunca gol yediler. Bir değil iki değildi. Sürekli dikkatini toparlıyor ancak Regulus'u görünce dağılıyordu, kendisine de sinirliydi.
2 saattir devam ediyordu maç. Bir onlar bir James'ler öne geçiyordu. Aslında son yarım saatte araya epey fark koymuşlardı ama Slytherin hiç ara vermeden yetişip geçti. Tekrar yakaladık diye düşünürlerken Regulus snitch için harekete geçti. Gryffindor arayıcısı da aramaya başladı. Ancak Regulus çok daha iyiydi ve ondan önce snitchi gördü, hızını alarak James'e doğru uçtu. James başta fark etmemişti ama Regulus dibine girince, elinde quaffle'la öylece kaldı. Regulus'un da dikkati dağılmış olmalıydı ki tam snitchi yakalayacakken süpürgeden düşecek gibi oldu ve yakalayamadı ardından hemen Gryffindor arayıcısı yakaladı ve maçı 800-635 Gryffindor kazandı. Statta inanılmaz bir nara koptu. Sadece kendi evleri değil tüm evler buna sevinmişti. Evet, evet uzun zamandan beri ilk defa kupa Gryffindor'undu.
Takım güle oynaya, ellerinde kupa soyunma odasına geçtiler. Bağırıyor, sevinç gözyaşları döküyorlardı. Çapulcular da gelmişti içeride bir düzine konuşma yapıldıktan sonra çıkıp partilemeye gittiler. Önce kalede hava attılar sonra Hogsmeade'de gidip bugünü kutlayacaklardı. Hayaletler bile eğleniyordu bugün.
"Siz çıkın ben buraları hallettikten sonra size katılacağım!"
Kupayı yerleştirdi, alınan eski kupalara baktı ve iç geçirdi. Her ne kadar bugün en mutlu günleri olsa da bu burada geçirdiği son maçtı James'in.
"Yakın zamanda benden sonra benim yerime geçecek bir kaptan bulmalıyım. Sanırım bunun için Aaron'u düşünebilirim?"
Derken içeri birisi girdi, kim olduğuna bakmak için dönen James'in yüreği ağzına geldi. Regulus'tu. Kaybetseler de onu tebrik etmeliydi. Garipçe elini ensesine götürüp kaşıdı.
"Hey R- Regulus, şey tebrik ederim. İyi oyundu-"
Ancak Regulus hışımla James'i elinden kavrayarak duvara yasladı. Sesi sinirliydi.
"İyi oyunmuş götüm!"
Regulus'u ilk defa böyle görüyordu, yalan yok bir nefesi kesilmedi değil.
"Eğer sen olmasaydın..! Senin yüzünden!"
"Neyden bahsediyorsun?"
Histerik bir şekilde güldü ve devam etti.
"Eğer sen olmasaydın maçı biz kazanacaktık!'
"Benim suçum ne!?"
Soluyordu resmen
"Sen... Sen!"
Ardından yakasını tuttu. James'i kendine çekip öpmeye başladı. James başta şaşırsa da o da ayak uydurdu hemen. Şimdi deli gibi öpüşüyorlardı dilleri, nefesleri birbirlerine karışıyordu. Terli ve ıslak haldeydiler buna rağmen vücutlarını birbirlerininkine yapıştırmışlardı. James, hızla Regulus'u döndürüp kucağına aldı. Duvara yaslayıp tekrar öpüşmeye başladılar. James, biraz sert olduğu için Regulus'u duvara yaslarken Regulus acı ile inledi ardından inlemesi zevkle karıştı. Sanki mümkünmüş gibi daha da şiddetli öpüştüler. James Regulus'un çehresinde biraz dolaştıktan sonra boynuna daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're my best friend | WOLFSTAR + JEGULUS
FanfictionYou're my sunshine and i want you to know That my feeling are true I really love you Oh, you're my bestfriend wolfstar + jegulus