Uyandığında genişçe esneyen James, karşısında bir çift grinin onu izlediğini gördü.
"Günaydın James."
"Günaydın. Ne zaman kalktın, uyuyabildin mi?"
"Çok değil bir yarım saat olmuştur ve evet uyuyabildim, sayende."
Diyerek sıkıca sarıldı James'e. Bir müddet böyle kaldılar ancak sonra yavaş yavaş çıkmaya çalıştı yataktan James.
"Nereye?"
"Keşke akşama kadar böyle kalsak ama biri gelebilir, özellikle Sirius eğer seni odanda görmezse..."
"Dert etme, belki akşama kadar kalamayız ama Sirius da gelmez. Onun uyanmasına uyandım. Mutfağa inip bir dolu gürültü yapmaya başladı ardından Remus uyandı. Muhtemelen kahvaltı falan yapacaklar yani anlayacağın bir müddet buradayız."
Bunun üzerine james'e koala gibi yapıştı.
30 dakikaa önce
Sirius uyandığında karnının üzerindeki sahibi kadar güzel ellere baktı. Kafasını şöyle bir çevirince odaya dolan beyazlıkla enfes görünüyordu Remus. Bir süre ona baktı, bir süre gözlerini kapatıp huzuru içine çekti. Ardından yavaşça kalkıp Remus'a kahvaltı hazırlamaya indi. Ama sağolsun mutfak birazdan savaş alanına dönecekti. 10 dakika sonra Remus da geldi. Arkasından sarılarak boynuna küçük öpücükler kondurdu.
"Günaydın sevgilim."
İkisi de aynı anda söylediler. Gülüp kahvaltı mı hazırlıyorsun diye sordu.
"Evvvet."
"Ama sanki bunlar çok az gibi?"
"Çünkü sadece sen ve ben için hazırlıyorum."
"Diğerleri?"
"Zıkkımın kökünü yiyebilirler."
Diyerek ona kocaman bir gülümseme verdi.
"Ama-"
"Hem zaten hepsi uyuyor, soğursa hiçbir şeye benzemez. Uyanınca kendi zevklerine göre hazırlarlar."
"Haklısın sanırım. Ben de sana yardım edeyim-"
"Hayır Aylak senin için yapıyorum bu yüzden sadece otur ve yakışıklı kocanın pişirme marifetlerini gör."
Gözleri kısık, inanılmaz bir seksilikle baktı.
"Marifetlerini göremeden yanıp kül olacağız. Ver şu bıçağı, ocağı da ben kullanırım."
Kahvaltılarını yaparken Sirius duruldu ve dönerek
"Remus, sence de Regulus ve James garip bir şekilde yakın değiller mi?"
Boğazındaki kalmasın diye öksürdü önce, Sirius endişeyle ona doğruldu. Sonra yumuşak bir sesle
"Eee niye böyle düşünüyorsun ki?"
"Yani dün Regulus pek iyi değildi ve resmen kendini James'in kollarına attı?"
Kaşlarını çatıp bir müddet dün gördüğü resmi düşündü. Remus da bir parça gerildi.
"Ah! James harika bir insan. Şu vakte kadar dünyanın hiçbir yerinde yanıma yakışacak benim kadar mükemmel bir dost bulamam diye düşünürdüm ama James manyak ötesi. Kardeşim de bunu fark etmiş olmalı."
Anında yüzü tersine dönerek şen şakrak bir hal aldı, Remus da rahat bir nefes verdi. İkili etrafı toparladıktan sonra Remus balkona kitap okumaya Sirius ise odaya gitar çalışması yapmaya çıktı. Remus'un asla müzikle çalışmadığını bilirdi, çünkü kendini hemen notaların büyüsüne bırakıyordu. Sirius'un yukarıya çıkma sesini duyan James'ler ise yataktan çıkıp mutfağa indiler artık Peter da kalkmıştı. Üçlü hızlı bir kahvaltı yapıp diğerlerini çağırdılar. Dün gece epey kar yağmıştı. Savaş zamanıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're my best friend | WOLFSTAR + JEGULUS
FanficYou're my sunshine and i want you to know That my feeling are true I really love you Oh, you're my bestfriend wolfstar + jegulus