part 7

22 4 10
                                    


Hayat ne kadar da acımasız gerçekten. En çok sevdiğin hep herşeyin olan bir anda seni öyle bir yerden vuruyor ki... Serkan benim herşeyimdi. Yaşama tutunma sebebim, ben ağladığımda beni sustura bilen tek insan, onda hiç bir kötü huy görmediğim sevdiceğimdi. Ne de olsa, kimden de ayrılsam, küssem, ona küsmek bile beni bin yerden yaralardı. Hayatımın ilk aşkıydı ve açıkcası son aşkım olmasını istiyordum. Ben bağlıydım ona. Tüm iplerimi ellerine vermiştim. Serkan sinirlenir, Serkan'ın işi vardır, Serkan izin vermez diye kaç kez onu ne kadar sevdiğimi her kese gösterdim. Onun bir sorunu olunca oturup ağlayacak kadar,.. Acıyorum şimdi kendime. Belki de önemsemiyordu bile beni. Ama önemsiyordu. Neden öyle bakıyordu o zaman? Neden bütün yaralarıma melhem olacağına söz verdi? Ben ağzımdan tek bir sevgi anlamlı söz çıkartamazken, o nasıl bana her gün aşkının seviyyesini göstermek için çırpındı? Ben değil aşkı, sevgiyi Serkanla öğrenmiştim. Ama kim bilir daha kimlere öğretmişti o, kalp kırıklıklarını...

Yine de seviyordum. Ne yapa bilirdim??? Ondan başka ne çarem, ne de başka bir kapım yoktu. Şöyle aslında, herkes bir yana da, kendimi bile bir kenara koyardım da, hayatımın merkezinde hep Serkan kalırdı. Kurtuluşum mu vardı benim ondan?..
Ben diğer gibi kızlar gibi değildim ki. Onun takıldığı kaç kız olduğunu bilmeyecek kadar saf, onun bütün yalanlarına kanacak kadar da aptaldım. Ama gerçek şu ki, sevmemişti beni. Sevememişti. Belki de sevilmeye layık değilim? Belki de uğruna en önemli şeyimi bile verdiğim, hep kaybetmekten korktuğum aşkım yormuştu onu?..

***

Ben ayıldığımda hastanedeydim. Başımda da Gökhan vardı. Neden oradaydı? Açıkcası beynim o kadar yorgun ve halsizdim ki. Onu önemsemeyecek kadar bitkindim.

"Beren!" gözümü açtığım gibi oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma geldi.
"İyimisin?'
"Ne oldu bana?" daha gözlerimi bile aralayamazken bir şey hatırlamıyordum da.
"Hastanedeyiz. Güvendesin. Endişelenme lütfen."

Yavaş-yavaş taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Sakinleştirici verdikleri için pek de bir şey umrumda değildi, ama sinirliydim yine de.

"O pislik nerde..?" güçle çıkan sesimle yine de onu soruşum ağır basmıştı Gökhan'a. Başını bir sağa bir sola yaptıktan sonra yastığımı düzeltmeye başladı.

"Boşver sen onu. Rahat mısın? Doktorlar aşırı stresden olduğunu söylediler. Sakinleşdirici de verdiler ayrıca. Umarım iyisindir."

"İyiyim. Sen neden gitmedin?"

"Nasıl gideyim seni orda bırakıp?" ben pek sevilmediğim için açıkcası garip gelmişti bana. Kıyamamak bu muydu?

"Ne oldu anlata bilir misin bana? Sen bir anda kızı görünce abi falan dedi diye hatırlıyorum ama... Yalnış hatırlamıyorum dimi?"

"Yok. Kardeşim- Gökçe. Gerçekten çok özür dilerim. Hem kardeşimin içinde olduğu durum için, heçde seni zor durumda bıraktığım için."

"Öyle deme sen ne yaptın ki? Ayrıca kardeşin için de başını eğmenin bir anlamı yok benim için."

"Nasıl ne yaptım? Ben seni getirdim o kafeye. Getirmeseydim böyle olmazdı."

"Nerden bile bilirdin böyle olacağını? Ayrıca ilk defa değil..." derken bakışlarımı ondan çevirdim.

"Nasıl yani?"

"İlk değil işte. Baya-baya. Daha önce de kaç kez görmüştüm onu da, bu kadar samimi değildi. İş görüşmesi diye geçiştirdi kaç kez."

"Nasıl ayrılmadın ya? Nasıl kendine yapa bildin bunu? Ya o adam kaç kez böyle birşey yapmışsa sen neden terk etmedin onu neden? Ya sana neler yaptığına bir bakar mısın?" derken yakınlaştı bana.
Ona doğru dönerken kaşındaki çatığı farkettim.

"Gökhan senin kaşına ne oldu? Yoktu ama kafeye gitmeden önce. Birşey yapmadın dimi? Kavga falan mı ettiniz? Etmedin dimi?"

"Sen ona bir şey olur diye mi panik oluyorsun yoksa arkadaşın yaralandı diye mi..." derken bakışı beni bin kez yaraladı. Öyle bakıyordu ki. Gerçekten bu soruyu düşünüyordum. Kırmıştım kalbini.
Aynı yüz ifadesiyle:
"Gökhan neden öyle diyorsun? Ben hiç kimseye benim yüzümden birşey olmasın diye.." derken gözünden bir damla gözyaşının gözünden yere düştüğünü gördüm. " Gökhan?" yerimden doğruldum. "Ya nolur bak ciddiyim. Gerçekten o zaten önemli değil de.."

"Tamam Beren. Ben çıkayım dışarda da seni merak edenler vardı, onlar gelsinler en iyisi." gözünü sildi. Odadan çıktı.

"Gökhan!" diye arkasından bağırdım ama umursamadı.

Gerçekten bir şerefsiz için kalp mi kırmıştım?..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Psikoloji DersiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin