13

538 35 50
                                    

Hoşgeldiniz!

Öncelikle oy vermeyi, yorum yapmayı ve yazım hatası varsa satır arasında belirtmeyi unutmayın!

Oy sınırı: 20

Loya'dan

Salona girdiğimizde ellerimiz hala birleşikti. "Pamir." Dedim bana dönmesini sağlayarak. "Efendim." Dedi hala şoktaymış gibi. "Ellerimiz." Dedim kısaca bırakması için. O ise bakmayarak "N'olmuş ellerimize?" Diye sordu. "Bıraksan mı?" Diyerek soran bu sefer bendim. Pamir şaşkınca ellerimize baktı ve sanki haberi yokmuş gibi bıraktı.

İkimizde ayakta duruyorduk. Sessizliği bozan bendim. "Şeyi konuşacaktık." Dedim hatırlaması için. Bir şey söylemeden önümdeki koltuğa oturdu ve yanına eliyle oturmam için hafifçe vurdu. Hızlıca koltuğa oturdum ve konuşmasını beklemeye başladım. "Söylediğin şey mafyalığı bırakmam sanırım." Dedi emin olmak için. Başımla onayladım. "Bu pek mümkün değil." Dedi kesin olmayan bir şekilde. "Pek derken?" Diye sordum. "Yani olabildiğince bu işlerden uzaklaşabilirim ama bırakamam." Dedi. "Neden bırakamazsın ki?" Diye sordum. "Bu işler öyle kolay olmuyor. Eğer bu 'işten' çıkarsam adamlar da gider. Ve diğerleri peşimi bırakmaz. En iyisi aynı kalmak. Ama sadece uzak olacağım. Yani tamamen ayrılamam." Dedi açıklayarak. Başımla onayladım. Belki deneyebilirdim.

"Bu konuyu da hallettik sanırım." Dedi ve sustu. Daha sonra ağzını açtı fakat konuşmadı.

O sırada evin kapısı açıldı ve adım sesleri duyuldu. Korkuyla Pamir'e baktım. Fakat o bana değil kapıya bakıyordu. Yine de ne istediğimi biliyordu. Beni kolunun altına aldı.

"Bak burada olsalardı ses gelirdi. Konuşuyor olurlardı." Dedi tanıdık gelen bir ses.

"Ama ya bizden saklanıyorlarsa?" Diye korkak bir şekilde sordu diğer ses.

Bir sessizlik oldu. Pamir'e tekrar baktığımda sesleri anlamlandırmaya çalışıyor gibi görünüyordu. "Salak! Bizden niye saklansınlar?!" Ardından bir şaplak sesi geldi. Ve bir 'ah' sesi...

Adım sesleri yaklaştı ve salona kadar geldi. Sonunda kendilerini görebildik. Bunlar benim kaçmaya çalışırken balkona çıkıp onları izlediğim korumalardı.

İkisinden de 'hi' gibi bir nida geldi. "Biz çok özür dileriz, böyle olsun..." Diyeceklerdi ki Pamir'in sesi yükseldi. "Çıkın dışarı!" İkisi de koşarak dışarı çıktılar.

Aynı pozisyonda durmaya devam ettik. Aklıma biraz önce yaşadıklarımız gelince gülmeye başladım. Pamir bana baktı ve gülümsedi. "Neye gülüyorsun küçük?" Diye sordu gülümserken. "Onlara gülüyorum." Diye cevap verdim yüzümde bir tebessüm kaldı.

Aklıma şimdi ne yapacağımız sorusu gelince Pamir'e baktım. O zaten bana bakıyordu. Utanarak bakışlarımı geri çektim. "Ne diyecektin?" Bakabilsem söylerdim zaten. Utanmaktan bakamıyordum ki. Bir kahkaha sesi geldi. "Utandın mı sen?" Dedi ve tekrar güldü. Sinirle ona baktım. "Gül sen gül. Daha çok güleceksin zaten!" Diyerek odama gitmek için ayağa kalktım. Kolumdan tuttu ve çekti. Kucağına düştüm.

Yutkunarak ona baktım. Her şeyde bu kadar utanmam normal miydi? Pamir yüzündeki gülümsemeyle bana bakıyordu. "Kızaran yanaklarınla çok tatlı durduğunun farkında mısın küçük?" Daha çok utanarak başımı eğdim. Yine bir kahkaha sesi...

Ben bu kadar utanırken onun odun gibi durması haksızlıktı. Ben de onu utandırabilirdim. Ona baktım. Ona baktığımı görünce merakla bana bakmaya başladı. Hızla yanağına bir öpücük kondurdum. Gevşeyen tutuşundan kurtularak ayağa kalktım ve odama doğru koştum.

Kapıyı kapatıp yatağa oturduğumda ne yaptığımı hatırladım. "Of... Fazla mı salağım?" Sanırım öyleydim.

Masamın başına geçtim ve hızlıca kalem, kağıt aldım. Çizmeye başladım. O an hangi renk istiyorsam o rengi almıştım. Ne çizdiğime yine bakmıyordum.

Dakikalar sonra çizimimi bitirdiğimde çizdiğim şeyi gördüm ve gülmeye başladım. Çizdiğim şey Pamir'in utandığı andı. Bunu pembeyle çizdiğim için daha da tatlı görünüyordu.

Çok geçmeden kapı tıklatıldığında gülmeyi bırakıp kağıdı ters çevirdim ve 'gir' dedim. Kapı açıldı ve Pamir merakla bana bakmaya başladı. "Fazla gülünce ben de bir şey oluyor sanmıştım da." Diyerek kendini açıkladı. Başımı sallayarak anladığımı belli ettim.

Pamir odamdan çıkmayınca söylemek istediği bir şey olduğunu anladım. "Bir şey mi söyleyeceksin?" Diye nazikçe sordum. Yanakları hafif kızarınca yine bir gülme isteği oluştu. Dudaklarımı birbirine bastırarak bu isteği engelledim.

"Küçük bir sinema hazırlatmıştım aslında. Onun için gelmiştim." Dedi ve cevap için bana bakmaya başladı. Benim cevabım zaten belliydi. Sinemaya bayılırdım! Hızla ayağa kalktım. "Nerede bu küçük sinema?" Diye heyecanla  sordum. Eliyle koridorun sonundaki odalardan birini gösterdi. O tarafa doğru koştum fakat hangi oda olduğunu bilmediğim için arkamdaki Pamir'e baktım.

Yanımdaki kapıyı açıp tekrar eliyle ileriyi gösterdi. L şeklinde koltuğa oturdum ve Pamir'in filmi başlatmasını bekledim.

Pamir koltuğun diğer tarafına oturdu ve kumandayı eline alıp bana verdi. "Hangi filmi seversin bilemedim. Şimdi seçebilirsin." Dedi.

Heyecanla ekrandaki filmlere bakmaya başladım. Merak ettiğim bir film zaten vardı. Arama motoruna girip romantik komedi olan filmi açtım ve arkama yaslandım. Masada abur cubur ve patlamış mısır vardı. Bir mısır paketini Pamir'e verdikten sonra kendime de bir paket alıp yemeye başladım.

🏙️💍

Film gerçekten çok sıkıcı gitmeye başlamıştı. Çünkü espriler komik değildi ve tek romantiklik birbirlerini sevmeleriydi.

Baymış bir şekilde filmi izlemeye devam ederken birden adam ve kız öpüşmeye başladılar. Görmemek için hızla başımı yana çevirdim. Kesinlikle kötü bir seçimdi. Çünkü yanımda Pamir vardı ve o da bana bakıyordu.

Utançla başımı diğer yana çevirecekken çenemde bir baskı hissettim. Pamir çenemi tutuyordu. Gözlerine bakınca dudaklarıma baktığını gördüm ve yutkundum.

Pamir bana bakmadan "Bir kerecik olsa olmaz mı?" Dedi. Kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Pamir'in gözleri bana döndü. Yavaşça geri çekildi. Elini ensesine attı. "Pardon... Bir an..." Dedi ve ekrana döndü. "Bunlar hala öpüşüyor mu?" Diye hayretle sordu. Ben bakamıyordum zaten.

Kumandayı eline aldı ve biraz ileri atladı. "İzlemeye devam edebilirsin." Dediğinde televizyona geri döndüm ama aklım hala o andaydı.

Onun beni öpmesini ister miydim? Onun istediği belliydi. Kafam çok karışıktı ve ne yapacağımı bilmiyordum.

🏙️💍

Film bittiğinde çoğu abur cuburu yemiştim. Filmi beğenmemiştim ama başka bir zaman bu odaya tekrar gelip izleyebilirdim.

Ayağa kalktım. "Teşekkür ederim Pamir." Dedim ve kapıya doğru ilerledim. "Rica ederim." Dedi ve o da ayaklandı. Arkamdan o da geliyordu. Kapıyı açtım ve gelmesini bekledim.

"Aslında teşekkür etmene gere-" Dediğinde sözü yarım kaldı çünkü dudağına bir öpücük kondurmuştum.

Utanarak geri gideceğim sırada Pamir kolumdan tuttu ve hızla kendine çekti. Dudaklarıma yapıştı ve beni öpmeye başladı. İlk ne olduğunu anlamasam da daha sonra ben de karşılık vermeye başladım.

Nefessiz kalıp ayrıldığımızda daha çok utandım. Beni öpmesini istiyordum zaten ama bu kadar hızlı beklemiyordum.

Küçük bir kahkaha sesi geldiğinde kızgın bir şekilde Pamir'e baktım. "Ne gülüyorsun ya?!" Diye çığırdığımda Pamir bana baktı. Yutkundum çünkü çok güzel bakıyordu. "Daha önce çok güzel olduğunu söylemişmiydim küçük?" Diye sorduğunda kollarının arasından sıyrılarak odama doğru koştum. Pamir ise arkamdan sadece gülüyordu.

990 kelime.
🏙️💍
Uzun süredir yazmıyordum özlemişim.

Aslında bunu yazarken amaçlarım çok farklıydı djsjmsjs

Neyse, bölümü beğendiniz mi?

Oy vermeyi unutmayın. 💙

Mafya ve Küçüğü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin