Hastaneden çıkalı bir kaç gün oluyordu, hafızamın geri gelip gelmeyeceği ise tam bir muammaydı...Kendimi bir hiç gibi hissediyordum her ne kadar yanımda kocamda olsa, onu tanımıyordum, eskiden ona aşık mıydım bilmiyordum. Ailem ise sadece Karan diye bir abim vardı ben onu biliyordum bu evde hiç kimse benim sorularımı tam anlamıyla yanıtlamıyordu. Sanki buraya aitmişim gibi de sonra o aitlikten kaçmak istiyormuşum gibi geliyordu bana bu ev Aslan... Neden buraya aitsem rüyalarımda hep Aslan'dan kaçıyordum anlamıyorum... Aslan ise kapalı bir kutu gibi içinden ne çıkacak bilmiyorum, bana güzel bakıyor ama geçen gün sinirlendiğinde ondan çok korktum içinden bir canavar çıktı her şeyi kırdı döktü ve gitti... O günden beri temkinli yaklaşıyorum ona karşı, içimde kendime karşı bir şey bile yokken Aslana karşı korkum var.... Yanımda uyuyan adama çevirdim gözlerimi ilk defa uyurken seyrediyordum onu belki de ilk değildi... Genelde geceleri geç geliyor sabah ise erkenden çıkıyordu. Ne iş yaptığını sorduğumda ise galerilerinin olduğunu söylemişti... Ya çok çalışıyordu ya da yalan söylüyordu bilmiyordum ki. Düşüncelerimden sıyrılıp uyumaya karar verdim düşündükçe kafayı yiyecektim usulca ondan uzak bir köşeye kıvrılıp uyumaya çalıştım....
Yüzümde bir el geziniyordu, yüzümün her santimini ezberlemek istercesine usulca, rüya mıydı diye düşünürken Aslanın sesini duydum ''özür dilerim '' dedi sanki kendinin duymasından bile korkarken bir sesle o kadar sessizdi ki kendimin bile nasıl duyduğunu şaşırdım. Ne için özür diliyordu ki ?. ''Affet '' dedi daha sonra. Ne için affedecektim. ''Söyleyeceğim yalanlar ve söylediğim yalanlar için belki bir gün beni gerçekten affedersin'' dediğinde iyice allak bullak olmuştum. Söyleyeceğim yalanlar ve söylediğim yalanlar neydi. Aslan ve ben nasıl bir girdabın içerisindeydik... Nefesini tam dibinde hissetim sıcak dudakları yanağıma usul bir öpücük kondurup geri çekildiğinde bende dipsiz kuyulara çekildim.....
Kan ter içinde sıçrayarak uyandığımda nerede olduğuma baktım. Kabustu her zamanki gibi... Bu sefer çok farklıydı sanki çok gerçekti Aslanın onu kurbanlık koyun gibi atılıyordum abim tarafından çok korkunç bir gerçeklikti ellerim tireye titreye su içip kendimi sakinleştirmeye çalıştım ama faydası yoktu çığlık çığlığa ağlamak istiyordum tan o anda Aslanı gördüğümde bende ipler koptu hıçkırarak ağmaya başladım. Ya deliriyordum ya da delirecektim belirsizlikler karşısında.... Aslan yanıma gelip sarılınca daha da çok ağmamıştım içim çıkana kadar ağladım... Ağlamalarım iç çekişmesine döndüğünde Aslan usulca sırtımı okşuyordu, ikimizde bu süreçte konuşmamıştık.
''Ne gördün bu kadar seni kötü edecek bebeğim'' dediğinde sesimi çıkarmadım. ''hadi ama '' dediğinde daha fazla içimde tutamadım. ''Seni'' dediğimde arkamdaki bedenin gerildiğini hissettim. Oturuşunu dikleştirdiğinde bende merakla vereceği cevabı bekledim bir süre ama o sadece hı--hım demekle yetinmişti ama benim almak istediğim cevaplar vardı.
''Sormayacak mısın ne gördüğümü'' dedim merakla
''Sormayacağım'' dedi
''Duymak istemiyor musun?''
''İstemiyorum''
''Ya sen Dila gerçekten duymak istiyor musun'' dediğinde düşündüm. Gerçekleri duymaya cesaretim var mıydı?. Ya ben gerçeklerden kaçmak için unuttuysam. Şimdi hatırlamak istiyor muydum... Kafam allak bullaktı ne yapacağımı ya da ne yapmayacağımı bilmiyordum, sürekli rüyamda korkunç sanrılar görüyor ve sinir krizleri geçirene kadar ağlıyordum. Her seferinde ise Aslan gelip sakinleştiriyor ya da ağlamam bitene kadar başımda bekliyordu gerçekten kaçtığım o olamazdı değil mi ?....
''Hadi seni yıkayalım rahatlarsın'' dediğinde ''Ne'' diyerek çığlık attığım.
''Çocuk muyum ben''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARZEMŞAH GELİNİ
Teen FictionAdam kızı başka bir odaya sokup yerdeki yatağa doğru fırlatıp "SOYUN!" Diyerek bağırdı. Kızın bütün algıları kapandı o an. "Soyun bir daha tekrarlamayacağım" dedi tekrar adam tehditkar bir sesle. Kız boynunu büküp "Yapma yalvarırım...Dokunma...kirl...