Dila sessiz sedasız akan yolu izliyordu. Bitmiş miydi şimdi ?. Kurtulmuş muydu? Rüya filan görüyor olmazdı değil mi ?. Kafasını yanında oturan abisine çevirmişti. Oda derin düşüncelere dalmıştı, abisini Aslan'dan ayıran fark neydi peki?. Abisi olması mı, insanlar insanların canını yakardı Dila hissediyordu ki o yengesine susmuştu. Kader de onu aynı acıyla sınanmıştı. Ne diyorlardı sınanmadığın acının masumu olamazsın.... O yolda sen yürümeden bilemezsin.... yengesine hep içten içe kızardı abisini biraz hoş görse diye, insan nasıl canını yakanı yedi cihan bir araya gelse hoş göremezmiş Dila bunu anlamıştı.
''Abi...senin ondan ne farkın var dedi''kız kendi kendine daha çok kendine sorarmış gibiydi.
Abisinin derin bir iç çektiğini duydu, ama bakışlarını ellerine sabitledi. Ne Dila duyacağı cevabın ağırlığını kaldırabilirdi ne de abisi bu soruyu cevaplayabilirdi.... Araba çok geçmeden küçük bir kasabaya giriş yaptı ve bir köy evinin önünde durdu. Dila niye buraya geldiklerini anlamamıştı.
''Abii''dedi soru sorarcasına
''Güzelim benim yanım güvenli değil.'' bir süre burada kalacaksın.
''Tek mi olacağım ''dedi korkuyla Dila.
''Kapıda korumalar olacak '' dedi abisi güven vermek istercesine
''Tek olacağım yani'' dedi bütün umutları kırılırcasına.
''Dila yapma abim benim yanım güvenli değil seni anında bulurlar ''
''Abii ya bulursa beni''
''Sana karşılık kendi kardeşi gelemez '' dedi.
Dila omuzlarını düşürerek indi arabadan, korumaların açtığı kapıdan tek başına giriş yaptı. Tek olacaktı ,bundan sonra hayatın da hep tek olacaktı. Birileri ona yardım da etse kimsenin yanına sığamayacak mıydı? Annesi peki annesini göremeyecek miydi?. Neden annesi onu bulmuyordu ki tabii onun karanı vardı, kızını napsındı. Annesi her zaman abisini önde tutmuş kendisi ikinci planda kalmıştı. Olsun yine de annesiydi onun. Belki başını dizlerine yaslasa geçerdi bunlar.... Abisi karşısında ki koltuğa geçip oturunca düşünceleri dağıldı.
''Seni Aslan'a babam mı götürdü''
Dila'nın kanı çekildi,tüyleri diken diken oldu. O geceyi hatırladı bir çöpmüş gibi adamın önüne atılışı geldi. En kötüsü bunu yapan kendi abisiydi, Anne bir baba ayrı kendi abisi. Nasıl da kalbi heyecandan titriyordu hatırladı. Umudu kuş olmuş gökyüzüne kanatlanmıştı, Sonra bembeyaz bulutlar kapkara oldu şimşekler çaktı gök gürledi kuşun cansız bedeni yere çakıldı. Dila da tam öyle hissetmişti. İhanet canını acıtmıyordu, ihanetin en yakınından gelmesi canını acıtıyordu. Göz yaşlarını silip cevap bekleyen diğer abisine baktı.
''Abi sen de beni atacaksan onun önüne yalvarırım umut verme bana, yaşayamam bir abim daha bunu yaparsa kaldıramam ''Dedi baba bir ana ayrı abisine.
Abisi derin bir küfür saydırdı. Oda beklemiyordu o puştun bu kadar alçalabileceğini oda bilmiyordu. Dila da bilmiyordu insan bu hatta ailesine güvenemezse kime güvenecekti.
''Dila güzelim bak gözlerime bitti duydun mu bitti.'' Dedi dila'nın dizlerinin dibine çöküp ellerini tutarak.
Dila elini tutan sımsıkı sıcak elleri ağlayarak kavradı. Yüreği ısındı kalbi yeniden umut doldu, inanmak istedi, unutmak istedi, kaybolmak istedi abisine sarılıp hıçkırarak ağladı.
''Ben her şeyden tiksiniyorum abi ama en çok da kendimden''
''Ama ne çokta canımı ne yaktı biliyor musun abim gelse affedemem ben onu benim abim ikimizi de o gece öldürdü.''
''Dayanamıyorum abi, vücudumda ki her bir hücre acı çekiyor. Ben kalbimin acıdığını hissettim o gece. ''
''Öldüm abi ben o adamın bana dokunduğu gece değil, önüne atıldığı gece öldüm'' dedi içindekileri dökercesine. O ağladı abisi sildi gözyaşlarını, bir abisi öldürdü diğer bir abisi can vermeye çalıştı. Dila ağlaya ağlaya içini dökerek uyuya kaldı....
Aslan ise eve sığamamış kendini atalyöye atmış. öldürmüş , dövmüş , esmiş gürlemiş, ama ne yaparsa yapsın siniri bir nebze bile azalmamıştı. Dila'yı öyle bir azap bekliyordu ki geri döndüğünde uzak kaldığı her saat için farklı işkence yöntemleri geçiyordu aklından. Tilkiler o kadar çoktu ki beyninde bırak kuyruğunu kovalamayı cirit atıyorlardı kafasında...
''Ademmm !!'' dedi hiddetle.
''Abimm''diyerek koşarak içeri girdi adam.
''Puşt herif sen beni mi taklit ediyorsun''
''Tövbe haşa abim... Kalbimi kırıyorsun bak''
''Senin kalbini si..... Ne diyorum lan ben, dediklerimi yaptın mı ?''
''Yaptım yapmasına da abi yenge hanıma bu çok değil mi ?'' dedi çekinerek.
Aslan ademi yakasından tutup sirkeledi.''Ne çoğu daha yengenin gittiği o yolların amına koyacağım''.
''Abii patlattık ya yolları daha ne yapacağız.''
''Sus cevap verme bana Adem... on iki saati kaldı o yengenin tam tamına on iki saati.''
Şeytan oyununu kurmuş tuzağa düşürmek için havvasını bekliyordu. yine kendi rızasıyla cennetten kovdurmuştu kendini havva. İnsan oğlu dünyaya düşmüştü, havva ise direkt cehennemin yedi kat dibine gömülecekti bu hikayenin havvası ,Dila daha çok bedel ödeyecekti.... Aslan ona bir şans vermişti o ama o şansı kendi elleriyle itmişti. Ne demişti atalarımız kendi düşen ağlamaz...kıyamet geliyordu ve dila bundan habersiz sessizce bekliyordu.
(Devam edecek)
Arkadaşlar bölümün kısa olması diğer hikayenin sezon finali yapacak olması. Onun bölümü tamamlayınca bunun yeni bölümü hemen gelecek. Çünkü iki bölüm birbiriyle alakalı bir son var. Bölüm kısa yazası görmek istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARZEMŞAH GELİNİ
Novela JuvenilAdam kızı başka bir odaya sokup yerdeki yatağa doğru fırlatıp "SOYUN!" Diyerek bağırdı. Kızın bütün algıları kapandı o an. "Soyun bir daha tekrarlamayacağım" dedi tekrar adam tehditkar bir sesle. Kız boynunu büküp "Yapma yalvarırım...Dokunma...kirl...