25. BÖLÜM

76 5 0
                                    


Oldukça lüks restoranın tuvaletinde klasik müzik eşliğinde bale yapıyorduk. Biraz abartmış olabilirdim fakat birisi de çıkıp bale yapsa şaşırmazdım. Çünkü bu lüks tuvalette gerçekten klasik muzik çalıyordu.

Elimi yıkarken içeri neredeyse 1.80 boylarında , saçlarını at kuyruğu yapmış , esmer bir kadın girdi.

Aynanın karşına geçip küçük çantasından rujunu çıkardı ve makyajını tazelemeye başladı. İş kadını olduğu belliydi. Sonra arkadaki müzik ile kadının görüntüsünü birleştirip bale yaptığını düşündüm. Boğazımdan kaçan gülme efekti ile dudaklarına götürdüğü ruju havada kaldı. Ağır çekimde kafasını çevirip bana baktı.

Anında önüme dönüp el yıkama ritülene bir son verdim. Duvara asılı olan peçetelikten peçete alıp ellerimi kuruladım. Kaçar gibi tuvaletten çıktım.

Bugün Başak'ın arkadaşı ile üçümüz yemeğe çıkmıştık. Beni de yanında sürüklemişti. Masaya geçip oturdum. Hala arkadaşı gelmemişti.

" Tuvalette kiminle karşılaştım tahmin edemezsin. Çok şaşırdım görünce , ayak üstü muhabbet ettik "

" Kiminle ?"

Masada kocaman bardaktaki sudan içip tekrar yerine koydum.

" Goëtia"

Başak gözlerini devirip kınayıcı bakışlarını attı. Halbuki haklıydım.

" İçerde çalınan klasik müzik beni derinden etkiledi. Artık çok daha farklı bir Toprak olacak çıktım oradan "

" Aman ne hoş , aferin sana "

Daha demin gördüğüm kadın tuvaletten çıkıp masasına geçti. Karşısında oturan adam da ondan kalır yanı yoktu. Yapılı , sert bakışlı ve yakışıklıydı. İkisi buradaki herkesi ikiye katlardı kesinlikle.

O sırada Başak'ın arkadaşı da gelmişti. İkimiz de ayağa kalktık selamlaşmak için. Kadın çok şirin bir şeydi. Kısa küt saçları vardı. Yuvarlak yüz hattı ile çocuksu bir yapısı vardı.

" Hoş geldin İnci "

" Hoşbuldum , merhaba "

Elimi uzatıp tokalaştık. Sonra da sarıldık.

" Merhaba , Toprak ben "

" Ben de İnci , memnun oldum "

Yerlerimize geçip oturduk. Garson gelip menüleri dağıttı.

" Canım benim ya , özlemişim seni. Sonunda gelebildin Türkiyeye "

Başak'tan öğrendiğim kadarıyla üniversiteden sınıf arkadaşıydılar. İnci yurtdışında çalışıyordu.

" Evet ben de özledim , sanırım arayı fazla açtım "

İnci'nin konuşması da kendisi gibi tatlı ve sıcak kanlıydı. Onlar kendi aralarında konuşurken , tuvalette karşılaştığım kadın ile göz göze geldik. Bu bir tesadüf müydü ? Yoksa bana mı bakıyordu çözemedim.

" Ee Toprak sen neler yapıyorsun? Başak senden bahsetti biraz "

" Ben hala okuyorum , umarım benden iyi bir şekilde bahsetmiştir Başak. "

Benim mizacım bazı ortamlara uymayabiliyordu. Kasıntı olmayı sevmiyordum. Böyle ortamlarda yanlış yapma olasılığım yüksek olabiliyordu.

" Emin olabilirsin ki dünyanın en iyi kardeşi olarak bahsetti senden. Hatta bu durum seni daha çok merak etmeme neden oldu "

Başak'a şaşırarak baktım. Duygusal yönünü asla dışarı yansıtmazdı. Alışık olmadığımız durumlardı.

" Dünyanın en iyi ablasının kardeşi olmak bunu gerektirir "

TOPRAĞA DÜŞEN BİR DAMLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin