6.Bölüm-Beklenmeyen Misafir

63 16 10
                                    

Uzun zaman sonra gerçekten mutluydum, huzurluydum. Attığım kar topları çoğunlukla ona geliyordu ama onun attıklarının hepsi bana geliyordu. Kar toplarını attıkça bana yaklaşıyordı.

En sonunda büyük bir kar topu yapmaya başladı. Bana bakmadığını fırsat bilerek hızlı adımlarla arkasına geçtim. Kar topunu eline alarak doğruldu. Tam sırtından iticektim ki hızlıca bana döndü. Ellerimi yakalayıp beni kendine doğru çekti.

Beni kendine o kadar çok çekmişti ki ellerim arada tost gibi kalmıştı ve vücutlarımızın birbirine değmesini engelliyordu. Bakışları gözlerimdeydi. Kahverengi gözleri, ela gözlerimi resmen esir almıştı. Bakışları sert ve keskindi. Göz temasını bozmuyorduk.

Anılla ne zaman göz göze gelsek gözleri o kadar tanıdık geliyordu ki sanki o gözleri tanıyordum. Hayır, onu tanımıyordum ama gözleri çok tanıdıktı. 

Ellerimi aşağı doğru indirerek vücutlarımızın birbirine değmesine izin verdi. Gözleri parlıyordu. Hayır mecaz anlamda değil gerçekten gözleri parlıyordu. Kahverengi gözleri bi anda maviye dönüşmüştü. Gözlerine daha dikkatli baktığımı fark edince boğazını temizleyip göz temasını kesti. Bende farklı tarafa bakıp usulca ondan ayrıldım. Bu beni huzursuz hissettirmişti.

"Hava soğuk üşütmemen lazım, içeri girelim." deyince başımı sallamakla yetindim. Hızlıca içerik girdik. Gülümseyerek "İyi geceler." dedi.

"İyi geceler."

Odama girip hızlıca kapıyı kapattım. İçimde hem huzur hem de kırgınlık vardı. Melisa gelmemişti. Gelmesini istemiştim ama gelmemişti.

Üstüme pijamalarımı giyip yatağa girdim. Gözlerim usulca kapandı.

💫

Gözlerim telefondaki alarmın sesiyle açtım. Her yerim uyuşmuştu. Yavaşca kalkmaya çalıştım. Yatakta oturur hale gelince biraz öyle durdum. Sırtım ağrıyordu. Dün bıçaklandığım için ağrıması çok normaldi. Yataktan yavaşça kalkmaya çalıştım. Sırtımdaki yara kalkmamı engelliyordu ama dişlerimi sıkarak kalkmayı başardım.

Adımlarımı yavaşça lavaboya doğru ilerlettim. Lavaboya gitmek üç, dört adım sürmüştü ama bana bir ömür gibi gelmişti.

Musluğu açarak elime suyun gelmesine izin verdim. Elimde su birikince suyu yavaş bir şekilde yüzüme getirip yüzümü yıkadım. Bunu bir kaç kez daha tekrarlayınca musluğu kapatıp yanımdaki havluyla elimi yüzümü kurulayıp lavabodan çıktım. Dolaba ilerleyip dolabın çekmecesini açtım. Siyah bir eşofman ile siyah bir sveet alıp çekmeceyi geri kapattım. Üstümdeki pijamaları çıkarınca gözlerim boy aynasına takıldı.

Karnımdaki bıçak izi duruyordu. Sırtımda sargı bezi sarılıydı ama çıkarınca sırtımda da bir bıçak izi olacaktı. Aynaya doğru zorlukla gülümsedim. Acıları ağlayarak değil gülümseyerek çıkartırdım ama ne zaman bu acıyı, bu anıyı hatırlasam gözlerim dolardı, engelleyemezdim.

Hızlıca üstümü giyinip çantama bir kaç kitap sıkıştırdım. Üzerime siyah hırkamı giydim. Çantamı alıp odadan çıktım. Kahvaltı yapmak istemediğim için sınıfa doğru ilerledim. Küçük adımlarla sınıfa doğru ilerleme başladım."Defne." diyerek birisi yanıma geldi. Melisa gelmişti "Yardım edeyim." dedi.

"Gerek yok." diyerek onu reddettim. Yardım edilecek bir durumum yoktu. "Defne, inat etme yardım edeyim işte." diyerek ısrar etmeye devam etti. "Melisa yardım edilecek bir durumum yok, yinede sağol." diyerek onu bir kez daha reddettim.

Krallık KolyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin