Hayatım bir anda değişmişti. Artık özel ders vererek değil, güçlü kişileri bulmaya çalışarak para kazanıcaktım. Yeni bir okul ve yeni bir düzen sağlamıştım.
Melisayla kahvaltı yapıyorduk ve ona, dün ki bulduğum kağıtları, araştırmamı ve verdiğim kararı soyledim. Bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Benden böyle bir şey beklemediği belliydi.
"Defne, sen ciddi misin?"
"Evet, ciddiyim." diye cevapladım. Evet ciddiydim ve onları bulmak istiyordum. Merak etmiştim ve bunun üzerinde durmak istemiştim.
"O zaman bende bir şey itiraf ediyorum." deyince meraklı gözlerim ona döndü. Derin bir nefes aldı ve verdi. Birkaç dakika kendine zaman tanıdı ve konuşmaya başladı.
"Okuldan ayrılma nedenim taşındığımız için değildi." deyince kaşlarımı kaldırdım. Yalan söylemişti. "Ben ateş varisini arıyorum ama isteyerek değil. Annem, zorunda tuttu beni..." deyince ağzım açık ona baktım. Sessizliğimi koruyarak devam etmesini bekledim.
" 'Bu evde olacaksan, destek vermelisin.' diyordu hep ama bunun parayla alakası yok, ateş varisini bulup onu yenmemi istiyordu. Biliyorsun zaten durumumuz gayet iyiydi.
Ateş varisini bulup, yenmem için hayvan gibi eğitildim. Ateş varisinden beni nefret ettirerek eğittiler. Başardılar, ateş varisinden nefret ediyorum ve onu bulduğum an yenmeden bırakmayacağım." dedi. Gözleri dolmuştu. Ne yapacağımı bilemedim. "Bana yalan söylemek yerine, herşeyi anlatabilirdin. Beni yalnız bırakmak yerine haber verebilirdin." dedim.
"Yapacak bişey yok, artık herşey için çok geç."
Derin bir nefes aldım ve kafamdaki o soruyu sordum. "Eğer diyelim ki ateş varisi benim, o zaman ne yaparsın?" diye sordum. Bunu sadece ateş varisinden ne kadar nefret ettiğini anlamak için sormuştum.
"Bu ne demek oluyor?" dedi. "Yani sadece ben değil; çok yakın bir arkadaşın, kardeşin gibi gördüğün biri de ateş varisi çıkabilir. Öyle olursa ne yaparsın?"
Ona düşünmesi için zaman tanıdım ama o hiç düşünmeden beni cevapladı. "Yakın arkadaşım çıkması hiç bir şeyi değiştirmez." deyince kaşlarımı kaldırdım. Demek ki gerçekten ateş varisinden nefret ediyordu.
"Ama ona ihanet etmem. Sadece kolyesini alırım." deyince ona inanmadım. Çünkü o da benim gibi kolyesini alınca ateş varisinden kurtulamayacağını biliyordu. Göz göre göre yalan söylüyordu ve bugün iki kere bana yalan söylemişti.
Yalandan hoşlanmadığımı biliyordu. Tabi ki ben de hiç yalan söylememezlik yapmıyordum. Gerektiği zaman yalan söylerdim ama onun yalan söylemek için hiç bir nedeni yokken bana yalan söylüyordu. Yalan söylediğini anladım ve o da yalan söylediğini anladığımı, anlamıştı.
(Son cümleye çok takılmayın sabahtan beri bende ne yazdığımı anlamadım neyse devam edelim.)
Tüm iştahım gitmişti. Ayağa kalktım ve yan tarafımdaki sandalyeden çantamı alıp tek kolunu, tek koluma taktım ve Melisaya baktım. O da aynısını yaptı ve sınıfa doğru yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Krallık Kolyesi
Fantasy16 yıl önce ki Çağlayan krallığı: Ateş Varisi ve Su varisi olan ikiz kız çocuğu doğurdu. Ve aynı zamanda 16 yıl önce karabey krallığı: Ateş Kralı ve Su Kralı olan ikiz erkek çocuğu doğurdu. Hepsi farklı farklı güçlere sahip ve evrenin en güçlü dör...