1 • "ADELYA"

1.5K 99 18
                                    

Adele

Önümdeki kadının sessizce gözünden dökülen gözyaşlarını izliyordum. Nutkum tutulmuştu ve konuşamıyordum bile.

Kafamı çevirip babaanneme baktığımda onun yüz ifadesinde hiçbir şey yoktu. İfadesizce bakıyordu verandadaki insanlara.

"Siz kimsiniz?" dedim. "Neden evimdesiniz?"

Öğlen beni meydana bırakan kişi ağlayan kadının omzunu sıvazlıyordu. Ona şok içinde bakarken, diğerlerine göz gezdirdim.

Benimle neredeyse aynı yaşta bir erkek vardı. Saçları sarı değildi. Mahcup ve utanmıştı, tıpkı yanında duran adam gibi. Yanında duran adamın başındaysa çok havalı bir güneş gözlüğü vardı. Elleri cebindeydi ve bana değil, karısı olduğunu tahmin ettiğim kadına bakıyordu.

Bir adım öne çıktı o adam. "Kendimi tanıtayım." dedi kısık bir sesle. "Ben Ahmet, Ahmet Ay." diyerek elini uzattı.

"Adele." dedim basitçe ve elini sıktım.

Bakışlarımı babaanneme döndü. "Bunlar kim, babaanne?" diye sordum.

Babaannem bana doğru döndü. Beyaz saçlarını dün çok güzel bir şekile örmüştüm. Onu tuttu eliyle. Bana baktı ama hiçbir şey söylemedi.

"O senin babaannen değil." dedi Ahmet Ay.

"Anlamadım?"

"Neyi anlamadın? Gayet açık konuştu." dedi arkadaki biri.

"Ilgaz!" diye uyardı onu beni eve bırakan kişi.

"Pardon?" dedim. "Sen kimsin?" diye sesimi yükselttim. "Daha doğrusu siz kimsiniz? Hepiniz neden buradasınız? Bakın eğer ev satılık dedilerse inanmayın. Ev satılık falan değil."

Kredi borçları yüzünden evi ipotek ettirmek istemişlerdi ama izin vermemiştim. Şimdi de satılmış gibi dışarıdan turistleri benim evime yolluyorlardı. Gerekirse peynir ekmek yerdim de büyüdüğüm bu evi sattırmazdım.

"Ev için gelmedik." dedi ağlayan kadın. "Senin için geldik."

Gözlerim bir anda büyüdü. "Ne?"

"Önce bedenimi çiğneyin." dedi babaannem.

"Kardeşimi almam için gerekirse onu da yaparız." dedi yine beni meydana bırakan kişi.

"Ağır ol." dedim. "Babaannemle doğru konuş." Bir parmağımı ona doğrulttum. "Hem ne kardeşi, siz neyden bahsediyorsunuz?"

Giydiği kotun cebindeki, ona verdiğim çiçeği gördüm. Cebinden aşağı sarkıyordu. Onun, beni gerçek ismimle arayan kişi olduğunu hatırladım. Bu adam bankacı ya da avukat falan değildi.

"Ben Ayaz. Senin abinim." dedi soğukkanlılıkla.

"Ne?" dedim yine. Sonra sinirim bozuldu ve güldüm. Kıkırdayarak, "kamera şakası mı?" diye sordum. "Siz dalga mı geçiyorsunuz? Kafayı mı sıyırdınız?"

"Ayaz doğru söylüyor." dedi Ahmet Ay. "O senin abin. Aslında burada gördüğün dört erkek de senin abin. Ben hariç." dedi ve ekledi; "çünkü ben senin babanım."

Elimdeki anahtarlık yere düştü. Son derece ciddi surat ifadesine bakarken ellerim titremeye başladı. Bayılacakmış gibi hissettim.

ADELE • GERÇEK AİLEM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin