Giriş

2.3K 92 20
                                    

Adele

Geçen senenin bunaltıcı sıcaklarından sonra bu yaz oldukça serin geçecek gibi duruyordu. Haziran ayının başındaydık ama tepedeki güneş hâlâ bunaltmamıştı. Rüzgar hafif esiyordu ve güneş, tenime çarpıyordu. Beyaz bir tenim olduğu için çabucak kızarabiliyordum.

Elimdeki hasırdan yapılmış sepetin içine son çiçekleri de doldurduktan sonra koluma takıp ormandan çıkmak için ayağa kalktım. Çamur olmuş ayaklarımı ve bacaklarımı göle sokmak için göle doğru yürüdüm. Bacaklarımı temizledikten sonra sandaletimi giydim ve üstümdeki beyaz elbisenin kirlenmemesi için ekstra özen göstermeme rağmen biraz çamur bulaştırdım.

Gülümsedim. Kirlenmeyi umursamazdım. Eve gider gitmez yıkayıp asacaktım sonuçta. Ayrıca harika bir gün geçiriyordum.

Ormandan çıkmak için hareketlendiğimde ağaçların orada bir hareketlilik fark ettim. Burası vahşi bir orman değildi. Çiçek böcekten başka bir şeyin olmadığı, doğal güzellikle bir cennet ormanıydı. Yerliler bile kirletmemek için nadiren girerdi. Turistlerinse buradan haberi yoktu. Bu ormana sık sık giren tek kişi bendim ve herkes de bunu bilirdi.

"Merhaba?" diye seslendim yumuşak sesimle. "Orada biri mi var?"

Biraz daha sese doğru yaklaştığımda "Siktir!" diye bir erkek sesi duydum. Geri çekildim.

Tanıdığım hiç kimsenin sesine benzemiyordu bu. Biraz daha duymaya çalıştım ama hışırtı seslerinden başka ses gelmiyordu. Adada herkesi tanırdım, bu ses hiç kimseye ait değildi.

O an aklımda bir ışık yandı. Elbette bu bir turistti.

Daha da yaklaştım ve tahmin ettiğim gibi, hiç tanımadığım bir erkeği ayağı toprağa saplanmış bir şekilde buldum.

Gözlerimi devirdim. Turistlerin buraya girmemesinin pek çok nedeni vardı ve bu da o nedenlerden biriydi. Orman asla vahşi değildi ama tanımayan hiç kimse de girmemeliydi. Özellikle burayı tahrip edip kirletecek ve mahvedecek turist insanlar. Büyük şehirlerden gelenler yani.

"Yardım edebilir miyim?" diye sordum moral bozukluğuyla.

Benim sesimi duyduğunda başını kaldırdı. Beni karşısında görünce şaşırmıştı ama hiç de rahatlamamıştı. Ona yardım teklifi eden biri olmasına sevinmesi gereken yerde kaşlarını çatıp, biri onu bu halde gördüğü için utanmıştı.

"Edemezsin." diyerek beni başından savmaya çalıştı.

Tekrar tekrar gözlerimi devirdim. Kalın ve sert bir sesi vardı ve onun sesinin yanında sesim incecik çıkıyordu. Mizacım böyleydi.

"Bence etmeliyim." dedim yine. "Sıkışmışsın."

"Gerçekten mi?" dedi dalga geçer gibi.

Bıkkın bir nefes verdim. "İzin ver yardım edeyim." dedim ve duymazdan geldi. "Bak" diyerek kollarımı göğsümde birleştirdim. "Çok vaktim yok. Eve dönüp babaanneme bakmam gerek. İnatçılık etme de yardım edeyim sana."

Kalın dudaklarından nefes vererek güldü. "Bana çok yardım etmek istiyorsan git. Bu çok yardımcı olurdu."

"Senin sorunun ne?"

"Sorunum mu?"

"Hiç tanımadığın birine neden bu kadar sinirlisin?"

"Ben mi? Ben mi sinirliyim? Beni gördüğünden beri en az üç kez gözlerini devirdin."

ADELE • GERÇEK AİLEM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin