Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? İyi okumalar.
...
...
7. Bölüm
Daha sabah olmadan acıyla gözlerimi açtım. Saat kaçtı bilmiyordum çünkü bu odada saat yoktu. Bu benim için büyük bir eksiklikti. Zaman benim için oldukça önemliydi. Anlaşılan Okyanus için pek de öyle değildi.
Uyumadan önceki Okyanus ile atışmamız aklıma geldi. Resmen inatlaşmak için beni banyoda öylece bırakmıştı. Üstüne üstlük onun yüzünden bacağımdan yaralanmıştım. Bunun lafını uzunca bir süre yapacaktım. Benden bu kadar kolay kurtulamazdı.
Su içmek için yataktan kalkıp odadan çıktım ve etrafa bakındım. Burası iki katlı ama küçük bir evdi. Aşağı katta salon ve mutfak vardı. Üst katta ise üç tane oda vardı. Üçüncü odada ne olduğunu bilmiyordum. Hazır Okyanus da uyuyorken gidip ne olduğuna bakabilirdim ama gece gece Okyanus'un özel alanlarına girmeye niyetim yoktu.
Ayağımın üzerine çok fazla ağırlığımı vermemeye çalışarak aşağıya indim. Biraz zor olmuştu ama başarmıştım. Cam kırığı tahmin ettiğimden daha derine saplanmış olmalıydı. Bu kadar ağrıması normal değildi çünkü. Mutfağa sessiz bir şekilde girdim ve bardakların olduğu rafa uzandım. Daha doğrusu uzanmaya çalıştım. Kısa boylu biri değildim ama raf haddinden fazla yukarıdaydı. Parmak uçlarımda yükselirsem yetişebilirdim ama canımın acısından bunu yapamazdım.
Bu yüzden kenardaki masanın sandalyelerinden birisini sürükleyerek rafın hizasına getirdim. Tezgahdan da destek alarak sandalyenin üzerine çıktım ve bardağı aldım. Tam bardağı eğilerek tezgaha bırakacakken arkamdan gelen sesle irkildim.
"Yazel, ne yapıyorsun orada?" Bardağı tezgaha bırakarak arkama döndüm. Şaşkınlıkla bana bakıyordu ama gülmemek için de kendini zor tuttuğu belliydi.
"Bardak almaya çıktım," dediğimde bu sefer kendini tutamayarak güldü.
"Boyun yetmiyor mu?" Gülerek sorduğu bu soruya karşı gözlerimi devirdim.
"Dolapları olduğundan daha yüksek bir yere yaptırırken aklın neredeydi?"
"Senin kadar kısa bir ortağım olacağını düşünmemiştim," dedi dalga geçerek. Sinirle sandalyeden inecekken yaralı bacağım sandalyenin üst kısmına çarptığında acıyla dişlerimi sıktım.
Bakışlarımı yaramın olduğu yere indirdiğimde sargı bezinin kırmızı rengine büründüğünü gördüm. Çok fazla hareket etmiştim ve bunun sonucunda yaram tekrardan kanamaya başlamıştı.
"Kahretsin," dedim kendime engel olmayarak. Yaramı sandalyenin üst kısmından dolayı Okyanus göremiyordu ama yüz ifademden canımın acısını anladı ve hızla yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUS
Novela Juvenil"Tam olarak tanışmamıştık. Ben Yazel. Yazel Akyol. Yukarıdaki mezarın sahibi. Aynı zamanda büyük bir merakla beklediğin kadın." Ben, o adımı bu cümlelerimle atmıştım ve uzun, belki de upuzun yolculuğumu başlatmıştım. ...