Keyifli ve bol yorumlu okumalar<3
.
.
."Ee gelmedik mi hala?"
Bıkkın nefesini üfleyerek sorumu yanıtsız bırakan adama kaşlarım çatık bakıyordum. Zaten yorulmuş ve susamıştım yeterince sabrediyordum bu duruma.
"Savcı" dedi uyarır gibi "Çok soru sorma."
Gözlerimi kısarak baktım önümde hızla yürüyen adama. Söylediğinin üzerinden ne kadar süre geçti bilemesem güneşin sıcaklığı buram buram hissediliyordu ve bir türlü karşımıza herhangi bir benzinlik çıkmıyordu. Arkama dönüp baktığımda araba gözden kaybolmuştu. Gurur'un arkasında kalmamak için hızımı arttırıp yanına vardım.
"Susadım."
Ters ters suratıma bakmasıyla yürümeyi kestim. Durmamla birlikte omuzlarını gererek yan gülüşle beni inceledi.
"Tükereyim? Susuzluğunu dindirir ha?"
"Kes sesini" dedim sinirle.
Onun bu kadar vurdumduymaz olması canımı sıkmaya başlamıştı artık. Karşısına geçip yürü işareti yaptım daha fazla nefesimi tüketmek istemiyordum bu pisliğe.
"Sana da yaranılmıyor savcı." dedi gülerek. Umursamadan hızımı arttırdım. Çok geçmeden de önümde benzin istasyonunu görmemle derin bir nefes aldım. Ona göz ucuyla baktım sessizce arkamdan geliyordu. Yaklaştığım istasyona göz gezdirdim. Küçük bir marketi vardı ve reyonlar epey dolu olmasına rağmen burdan ne kervan ne de herhangi bir taşıt geçerdi. En uçsuz bucaksız yerde neden istasyon yapılırdı tahmin edilmesi zordu.
"Tuvalet ihtiyacın varsa gider benzin alıp çıkacağım oyalanma."
Kafamı salladım daha fazla muhatap olmamak için.
İçeri girer girmez etrafı biraz daha inceleme ihtiyacı duydum. İçecek kısmından gelen dolabın sesi hariç sessizdi. İki çalışanı vardı biri marketle ilgilenirken diğeri yerleri süpürüyordu. Zaten çok geçmeden Gurur'un yanına ilerledi. İçimden adam için dua ettim. Gurur'un ne yapacağı belli olmuyordu. Adamın gidişini izlemeyi kesip kasada duran adama kafa selamı verdim. Suratıma bakıp tepkisiz kaldı. Gülümsememi bozmamaya çalışarak su alacağım reyona doğru ilerledim. Soğuk su ihtiyacıyla dolaba yönelirken nerede olduğumu düşünüyordum bir yandan. Gitmeden sormam lazımdı.
Su şişesine alıcı gözlerle bakarak açtım kapağını. Arkamda hareketlilik hissedince oraya kaydı gözlerim. Gurur dirseğini reyona yaslamış su içişimi izliyordu. Göz ucuyla bakmaya devam ederken şişeyi yarılamıştım çoktan.
Sırıtıp sırıtmadığını tam anlamadan arkasını dönüp başka tarafa yöneldi. Bir tane daha şişe çıkarıp onun olduğu yere doğru yürüdüm. Kasadaki adam da Gurur'un yanına giden adam da ortalıkta yoktu. Aniden ses duyarak sesin geldiği yöne baktım ve gözlerim büyüdü. Gurur marketi dağıtıyordu.
"Ne yapıyorsun?"dedim market çalışanları duymasın diye dışarıya göz attım. Dişlerimi sıkmaktan bir gün dişsiz kalacaktım.
"Bilmem çok düzgün duruyordu."
Kaşlarım çatıldı. Yüzüne ifadesizce baktım. Demek böyle bir takıntısı vardı. Üniversitedeyken genelde katillerin simetri hastası olduğunu, her şeyin yerli yerinde düzgün olması gerektiğini okumuştum. Daha fazla zarar vermesin diye kolundan tutup kasaya yönlendirdim. Hala çalışanlar yoktu.
Gurur elindeki benzin bidonunu ve üç beş şey aldığı ıvır zıvırı ödemeden dışarı çıkınca şokla baktım ona.
"Ne yani ödemeyecek misin!"