Narcissa ve Lucius, sürekli ağlayıp duran çocukları sonunda uyuduğunda ormanda biraz gezintiye çıkarlar. Ancak geri dönüş yolunda bir ağlama sesi duyarlar. Sese yaklaştıkça sesin kaynağını görürler. Minnacık bir bebek ormanın ortasında yerde öylece yatıyor ve ağlıyordur. Narcissa koşarak bebeği kucağına alır ve bebek birden susar. Bir parmağını bebeğe uzatan Narcissa bebeğin yeşil gözlerine büyülenir. Bebek parmağını kavrayınca kafasını kaldırır ve kocasına bakar.
"O çok küçük Lucius, onu burada tek başına bırakamayız."
Lucius bunu yapamayacaklarını biliyordu ama yine de kaşlarını hafifçe çattı, içinde bir kuşku vardı.
"Ama senin için zor olmaz mı, Draco da henüz çok küçük. Emin misin?"
Genç kadın hayatında hiç olmadığı kadar emindi. Heyecanla kafasını sallayıp kucağındaki bebekle arkasına bakmadan evin yoluna yürüdü.
𝗕𝗶𝗿 𝘆ı𝗹 𝘀𝗼𝗻𝗿𝗮
Narcissa ağlayan iki bebeğin arasında bir bu yana bir bu yana koşarken ninni söylüyordu. Ancak yine içinde bir gram pişmanlık yoktu. O ana tekrar dönse tekrar bu kızın elinden tutardı.𝗔𝗿𝗮𝗱𝗮𝗻 𝗴𝗲𝗰̧𝗲𝗻 𝟳 𝘆ı𝗹 𝘀𝗼𝗻𝗿𝗮𝘀ı𝗻𝗱𝗮 𝗸𝘂̈𝗰̧𝘂̈𝗸 𝗢𝗹𝗶𝘃𝗶𝗮 𝗴𝗲𝗰̧𝗺𝗶𝘀̧𝗶𝗻𝗶 𝗼̈𝗴̆𝗿𝗲𝗻𝗺𝗶𝘀̧𝘁𝗶 𝘃𝗲 𝗠𝗮𝗹𝗳𝗼𝘆 𝗠𝗮𝗹𝗶𝗸𝗮𝗻𝗲𝘀𝗶𝗻𝗶𝗻 𝘆𝗮𝗻ı𝗻𝗱𝗮𝗸𝗶 𝗯𝗼𝘀̧ 𝗺𝗮𝗹𝗶𝗸𝗮𝗻𝗲𝘆𝗶 𝘀𝗮𝘁ı𝗻 𝗮𝗹𝗮𝗿𝗮𝗸 𝗼𝗿𝗮𝗱𝗮 𝘆𝗮𝘀̧𝗮𝗺𝗮𝘆𝗮 𝗯𝗮𝘀̧𝗹𝗮𝗱ı.𝗭𝗶𝘆𝗮𝗿𝗲𝘁𝗶𝗻𝗲 𝗴𝗲𝗹𝗲𝗻 𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼𝘆𝗹𝗮 𝗼𝘆𝗻𝗮𝗺𝗮𝗸 𝗱ı𝘀̧ı𝗻𝗱𝗮 𝗯𝗮𝘀̧𝗸𝗮 𝗯𝗶𝗿 𝗵𝗼𝗯𝗶𝘀𝗶 𝘆𝗼𝗸𝘁𝘂, 𝗼 𝗱𝗮 𝗺𝗶𝗿𝗮𝘀ı𝗻ı 𝗯𝗲𝗻𝗶𝗺𝘀𝗲𝘆𝗶𝗽 𝗯𝘂̈𝘆𝘂̈𝗹𝗲𝗿𝗶𝗻 𝗶𝗰̧𝗶𝗻𝗲 𝗱𝗮𝗹𝗺𝗮𝘆ı 𝘀𝗲𝗰̧𝘁𝗶... 𝗕𝘂̈𝘆𝘂̈𝗹𝗲𝗿𝗹𝗲 𝗮𝗹𝗮𝗸𝗮𝗹ı 𝗵𝗲𝗿 𝘀̧𝗲𝘆𝗶 𝗼̈𝗴̆𝗿𝗲𝗻𝗶𝗽 𝘆𝗮𝗽𝗮𝗯𝗶𝗹𝗱𝗶𝗴̆𝗶𝗻 𝗱𝗲 𝗵𝗲𝗻𝘂̈𝘇 𝟭𝟬 𝘆𝗮𝘀̧ı𝗻𝗱𝗮𝘆𝗱ı 𝘃𝗲 𝗲𝘃𝗲𝘁 𝗵𝗲𝗻𝘂̈𝘇 𝗮𝘀𝗮𝘀ı 𝗯𝗶𝗹𝗲 𝘆𝗼𝗸𝘁𝘂. 𝗕𝘂 𝗸ı𝘇 𝗼𝗿𝗺𝗮𝗻𝗹𝗮 𝗯𝘂̈𝘁𝘂̈𝗻𝗹𝗲𝘀̧𝗲𝗻 𝘆𝗲𝘀̧𝗶𝗹 𝗴𝗼̈𝘇𝗹𝗲𝗿𝗶𝘆𝗹𝗲 𝗱𝗼𝗴̆𝗮 𝗮𝗻𝗮𝘆ı 𝗯𝘂̈𝘆𝘂̈𝗹𝘂̈𝘆𝗼𝗿 𝘃𝗲 𝗶𝘀𝘁𝗲𝗱𝗶𝗴̆𝗶𝗻𝗶 𝘆𝗮𝗽𝘁ı𝗿ı𝘆𝗼𝗿𝗱𝘂. 𝗭𝗮𝗺𝗮𝗻 𝗴𝗲𝗰̧𝘁𝗶, 𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼 𝘃𝗲 𝗢𝗹𝗶𝘃𝗶𝗮 𝗯𝘂̈𝘆𝘂̈𝗱𝘂̈. 𝗜̇𝗸𝗶𝘀𝗶𝗻𝗲𝗱𝗲 𝗛𝗼𝗴𝘄𝗮𝗿𝘁𝘀 𝗺𝗲𝗸𝘁𝘂𝗯𝘂 𝗴𝗲𝗹𝗺𝗶𝘀̧𝘁𝗶. 𝗔𝗻𝗰𝗮𝗸 𝗸ı𝘇 𝗴𝗶𝘁𝗺𝗲𝘆𝗶 𝗿𝗲𝗱𝗱𝗲𝘁𝘁𝗶. 𝗢𝗻𝗮 𝗴𝗼̈𝗿𝗲 𝘁𝗮𝗺 𝗯𝗶𝗿 𝘇𝗮𝗺𝗮𝗻 𝗸𝗮𝘆𝗯ı𝘆𝗱ı 𝗼𝗿𝗮𝘀ı, 𝗻𝗲𝗱𝗲𝗻 𝗵𝗲𝗿 𝘀̧𝗲𝘆𝗶 𝗯𝗶𝗹𝗶𝘆𝗼𝗿𝗸𝗲𝗻 𝘁𝗲𝗸𝗿𝗮𝗿𝗱𝗮𝗻 𝗼̈𝗴̆𝗿𝗲𝗻𝗺𝗲𝘆𝗲 𝗶𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗰̧ 𝗱𝘂𝘆𝗮𝗰𝗮𝗸𝘁ı 𝗸𝗶? 𝗕𝘂 𝘆𝘂̈𝘇𝗱𝗲𝗻 𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼'𝗻𝘂𝗻 ı𝘀𝗿𝗮𝗿𝗹𝗮𝗿ı𝗻𝗮 𝗸𝗮𝗿𝘀̧ı 𝗰̧ı𝗸𝗮𝗿𝗮𝗸 𝗲𝘃𝗶𝗻𝗱𝗲 𝗰̧𝗮𝗹ı𝘀̧𝗺𝗮𝘆𝗮 𝗱𝗲𝘃𝗮𝗺 𝗲𝘁𝘁𝗶. 𝗕𝗲𝗿𝗮𝗯𝗲𝗿 𝗯𝘂̈𝘆𝘂̈𝗱𝘂̈𝗴̆𝘂̈ 𝗮𝗿𝗸𝗮𝗱𝗮𝘀̧ı 𝗼𝗹𝗺𝗮𝗱𝗮𝗻 𝘆𝗮𝗻𝗹ı𝘇 𝗸𝗮𝗹𝗮𝗻 𝗗𝗿𝗮𝗰𝗼 𝗶𝗰̧𝗶𝗻 𝗸𝗮𝘁𝗹𝗮𝗻ı𝗹𝗺𝗮𝘇 𝗯𝗶𝗿 𝟯 𝘆ı𝗹 𝗴𝗲𝗰̧𝗺𝗶𝘀̧𝘁𝗶. 𝗔𝗺𝗮 𝘀𝗼𝗻𝘂𝗻𝗱𝗮 𝗸ı𝘇ı 𝗶𝗸𝗻𝗮 𝗲𝘁𝘁𝗶, 𝗰̧𝘂̈𝗻𝗸𝘂̈ 𝗸ı𝘇 𝗼̈𝘃𝘂̈𝗻𝗺𝗲𝘆𝗶 𝘀𝗲𝘃𝗲𝗿𝗱𝗶. 𝗩𝗲 𝗼𝗿𝗮𝘀ı 𝗼̈𝘃𝘂̈𝗻𝗺𝗲𝗸 𝗶𝗰̧𝗶𝗻 𝗺𝘂̈𝗸𝗲𝗺𝗺𝗲𝗹 𝗯𝗶𝗿 𝗼𝗿𝘁𝗮𝗺𝗱ı.
𝗧𝗿𝗲𝗻𝗱𝗲
Draco özel olarak bir peron kiralamıştı. Tüm herkesten uzak olanı. Çünkü kız şimdi gözükmek istemiyordu, daha eğlenceli bir giriş yapmak istiyordu.
Hava iyice karardığında cübbelerini giydiler ve sohbet etmeye devam ettiler. Draco yol boyunca okulu anlatıp durmuştu.Bir anda peronun kapısı açıldı ve kız refleksle kapşonu kapalı kafasını diğer tarafa çevirdi. Draco gelen kişiyi çekiştiriyor ve gitmesi için azarlıyordu.
"Ne var Draco? Bende de saklamayı düşünmüyordun herhalde."
Draco nefes vererek çocuğu bıraktı ve yerine geri oturdu. Bu sırada da çocuk kızım yanındaki boşluğa yerleşti. Ve kız o an fark etti ki perdeler açıktı, cam ayna niyeti görüyordu. Zehirli yeşil gözleri çocuğun koyu gözlerini fark etti. "Olivia Slytherin değil mi?" Kız yavaşça kafasını çocuğun olduğu yere doğru çevirdi. Bir gülümseyen yüzüne bir de uzattığı eline baktı. Daha fazla beklemeden elini tutup tokalaştı. Ve dokunduğunda zihnini okudu. 𝗠𝗮𝘁𝘁𝗵𝗲𝗼 𝗥𝗶𝗱𝗱𝗹𝗲. Hemen yüzüne tehlikeli gülümsemelerinden birini takındı.
"Sende Mattheo olmalısın, kısaca Matt diyebilirim değil mi?" Çocuğun kaşlarını şaşkınlıkla çatıldı ve başını hafifçe yana doğru yatırdı. "Nerden biliyorsun?" Olivia daha çok sırıttı ve çocuğun elini bıraktı.
"Bu da bana kalsın değil mi?" Çocuk gülümseyerek ayağa kalktı ve tekrar kapıya gitti. Çıkarken Dracoya el sallayıp kapıyı arkasından kapattı. Olivia gülümsemesini silip Dracoya döndü.
"Onun oğlu olan değil mi?" Çocuk yavaşça kafasını salladı. Kız bu sefer gerçekten gülümsedi ve dışarıdan gözüken Hogwarts'a bakarken düşünüyordu.
"𝗕𝘂𝗿𝗮𝘀ı 𝗰̧𝗼𝗸 𝗲𝗴̆𝗹𝗲𝗻𝗰𝗲𝗹𝗶 𝗼𝗹𝗮𝗰𝗮𝗸 :)"
İlk bölümü üşenmeyip attım 😚 diğerlerini de yavaş yavaş atarım zatenn
Bir de her bölüme playlist eklicem, öyle okuyunnn