Chanyeol lüks araçtan indiğinde derin bir nefes verdi. Yıllar sonra buradaydı. Evinde, ülkesinde.
Yıllardır gelmemişti. Gelmeyi bile düşünmemişti.
Bakışları geniş bahçede dolandı. Çocukluğuydu bu ev, gençliği. İlk heyecanı ve korkuları.
Bu ev onun hayatıydı. Belki de bu yüzden yıllardır kaçınmıştı buraya gelmekten.
Kapı açıldığında annesini gördü. Adımlarını hızlandırdı istemsizce. Sıkıca sarıldı yaşlanmaya başlamış olan annesine. "Canım oğlum benim. İyi ki geldin. Hoş geldin."
"Hoş buldum." Diye mırıldandı Chanyeol. "babam yok mu?"
"Acil bir toplantı için aradılar. Çıkmak zorunda kaldı ama akşam yemek yeriz dedi." Annesinin bakışlarına düşen endişeyi gördü Chanyeol saniye saniye.
Bunu ilk günden yaşatmak istemiyordu artık yaşlanmaya başlayan kadına.
O yüzden içini rahatlatmak adına küçük bir gülümseme verdi annesine. "sorun değil annem." Diye mırıldandı. "Yorgunum bende zaten. Dinleneceğim."
Birlikte eve yürümeye başladıklarında dikkat ediyordu Chanyeol. Büyük bir sakatlık yaşamıştı.
Neredeyse bir senesini değil tüm kariyerini kaybedecekti.
Eve girdiklerinde annesi ona döndü hızla. "Hastaneye ne zaman gideceksin?" "Öğlene almıştı menajerim randevuyu." Bayan Park derin bir nefes verdi. "Niye menajerin alıyor oğlum randevunu? Sağlık bu."
Derin bir nefes verdi Chanyeol. "Her şekilde bir yıl buradayım anne. Hem o benden daha dikkatlidir bu seçimlerde emin ol. En iyi doktorlardan birini bulmuştur."
Kahvaltı masasına oturdu ve özlediği yemeklerden yedi Chanyeol. Yaklaşık yedi yıldır yurt dışındaydı. Orada da Kore yemekleri bulabiliyordu ama aynı lezzette olduğu söylenemezdi.
Annesiyle biraz daha konuştuktan sonra yardımcın da yardımıyla üst kata, odasına çıktı.
Valizleri çoktan eskiden odası olan yere koyulmuştu. Bakışlarını odada gezdirdi ağırca.
Kapıda, henüz daha bir adım atmışken durdu Chanyeol. Bu ev zaten eski anıları aklına getiriyordu ama bu oda, farklıydı.
Yutkundu istemsizce. Derin bir nefes aldı ve sonra düşün klasörüne attı yeniden. O, aklına ne zaman gelse bunu yapmaya alışmıştı Chanyeol.
Yıllardır bunu yapıyordu.
Rahat yatağa oturduğunda derin bir nefes aldı Chanyeol. Yavaşça uzattı ayaklarını. Uçuşta uyuyamamıştı. Doktor randevusu öğleden sonraydı. Biraz dinlenebilirdi.
/////////
"Chanyeol." Tanıdık bir ses ismini sesleniyordu. Gözlerini araladı yavaşça. Gördüğü Suho hyung ile ellerini yüzüne kapattı yorgunlukla.
"Günaydın." Dedi Suho büyükçe gülümserken. "Uyan hadi, bende trafikte kaldım seni almaya gelirken, zamanımız az bu yüzden. Randevuya yetişelim."
Derin bir nefes verdi Chanyeol. Suho iyi bir menajerdi kesinlikle. Tek kötü yanı çok konuşuyor olmasıydı.
Chanyeol'un iki katı falan konuşuyordu genelde.
Aracın arka koltuğuna oturduğunda Suho hyung hızla sürücü koltuğuna oturmuştu. Bindiği araçları sürmek isterdi, Chanyeol bu yüzden şaşırmıyordu artık.
Dakikalar sonra büyük hastanenin önünde durduklarında Suho indi ve anahtarları valeye verdi.
Chanyeol da hemen ardından indiğinde ağır adımlarla ilerlemeye başladılar hastaneye. Danışmaya geldikleri sırada çalan telefonuyla derin bir nefes verdi Chanyeol. Takım arkadaşları merak etmiş olmalıydı, onlar arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman/Chanbaek
FanfictionÜnlü bir basketçiydi Chanyeol. Yaşadığı sakatlık sonrasında kariyerine bir yıllık ara verdiği için ülkesine dönmüştü. Tedavisi için hastaneye geldiğinde, yıllar öncesinde kalmış hikayesiyle karşılaşacağından habersizdi. Doktoru, ilk aşkı yıllar önce...