Minho'nun bakışları tabağında sessizce yemek yiyordu. Ağrı kesicinin etkisi azalmaya başladığı için ayağı ağrıyordu ve appası ağrı kesici içmeden önce yemek yemesi gerektiğini söylemişti.
Yorgun olduğu için uyumuştu ve Chanyeol'un gittiğini görememişti. İçten içe buna üzülüyordu.
O sırada çalan kapıyla Baekhyun yavaşça kalktı oturduğu sandalyeden. "Bakıp geliyorum." Diye mırıldandı.
Bir haftalık rapor almıştı Baekhyun. Oğlu bu haldeyken çalışamazdı.
Kapıyı açtığında Chanyeol büyükçe gülümsedi. "Günaydın." İstemsizce iç çekti Baekhyun. "İzin verdim diye sürekli dibimiz de mi dolaşacaksın böyle?"
Güldü Chanyeol. "Aynen öyle." Diye mırıldandı. "Çikolatalı çörek aldım Minho'ya." Diğer elinde tuttuğu poşeti Baekhyun'a uzattı. "Senin bu da."
Baekhyun'un bakışları poşetin içindeki rulo pastaya kaydı. "Rulo pasta mı?"
"Çilekli. Çok seviyordun diye hatırlıyorum. Görünce aklıma geldin almak istedim." Baekhyun yüzünde oluşmak üzere olan gülümsemeye zorlukla engel oldu. "Gerek yoktu." Diye mırıldandı. Yine de aldı Chanyeol'un uzattığı poşeti.
Kapıyı açıp onu içeri aldığında saniyeler sonra oğlunun neşeli sesini duydu Baekhyun. "Chanyeol!~"
Poşeti mutfağa bırakıp salona geçtiğinde çoktan Minho'nun hemen yanına oturmuş olan Chanyeol ile karşılaştı. Yerine yeniden oturduğunda "Sana çörek getirdim. Ben oranın çikolatalı çöreklerine aşıktım bir ara. Bence sende bayılacaksın."
Büyükçe gülümsedi Minho. "Teşekkür ederim Chanyeol." Baekhyun boğazını temizledi. "Oğlum o senden kaç yaş büyük? Bizden büyüklere nasıl sesleniyoruz?"
"Hyung diyoruz değil mi?" Baekhyun'un bakışları bir an Chanyeol'a döndü. "Yoksa amca mı desen?"
Chanyeol başını olumsuzca salladı. "Chanyeol yeterli. Ek bir şeye gerek yok."
İstemsizce güldü Baekhyun. Yani oğlunun sana amca veya ağabey demesi bayağı kötü hissettirirdi herhalde.
Kahvaltıları bittiğinde Chanyeol Minho'yu salon koltuğuna taşımıştı hızla. Baekhyun dakikalar sonra mutfaktan çıktığında koltukta yan yana oturmuş, basket maçı izleyerek çikolatalı çörek yiyen ikiliyi görmüştü.
İstemsizce durdu ayakları. İlerleyemedi daha fazla. Bu Baekhyun'un hiç göreceğini düşünmediği bir görüntüydü.
Chanyeol yanlarındaydı. Chanyeol oğlunu tanıyor, onu seviyordu. Ona çikolatalı çörek alıyordu.
Baekhyun bunun kendisini rahatsız edeceğini düşünmüştü, aksine kalbinde yıllardır dolmayan eksik yerleri dolduruyordu sanki gördüğü görüntü.
Yutkundu sertçe. Ağır adımlarla yaklaştı salona. Minho heyecanla döndü o sırada Chanyeol'a. "Birazdan basket atacaksın! O hareketini çok seviyorum. Bak birazdan olacak!"
Chanyeol'un bakışları televizyonda değil de oğlunun heyecanlı yüzündeydi. Tanışmadıkları o zamanda bile oğlu onu tanıyor, biliyordu. Gözlerinin dolmasına engel olamadı.
İçinde büyüyen sevgi onun gözünü korkutmuyor değildi. Baekhyun'u çok sevmişti. Ama insanın çocuğuna duyduğu sevgi aşktan çok farklıydı.
Chanyeol bunun bu kadar güzel hissettireceğini düşünmemişti.
Baekhyun sessizce gelip yanlarına oturduğunda dolu gözlerini ona çevirdi yavaşça. Baekhyun kolunu oğlunun omuzuna atıp yavaşça kendisine çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman/Chanbaek
FanfictionÜnlü bir basketçiydi Chanyeol. Yaşadığı sakatlık sonrasında kariyerine bir yıllık ara verdiği için ülkesine dönmüştü. Tedavisi için hastaneye geldiğinde, yıllar öncesinde kalmış hikayesiyle karşılaşacağından habersizdi. Doktoru, ilk aşkı yıllar önce...