eight

274 41 7
                                    

Chanyeol bakışlarını aldığı hediye de gezdirdi dikkatle. Kendisi paketlemişti, güzel olmuş muydu ki?

Titrek bir nefes aldı heyecanla. Oğlunun doğum günüydü bugün. Minho, sekiz yaşına giriyordu.

Baekhyun sert bir dille asla gelmemesi gerektiğini söylese de, pek onu dinlemeye gönüllü değildi.

Gitmek istiyordu. Oğlunun şimdiye kadar hiç bir özel gününe tanık olmamıştı. Nasıl hissettirdiğini bilmek istiyordu Chanyeol. Babalık, nasıl bir his tatmak istiyordu.

Büyük kutuyu kavradı ve ağır adımlarla çıktı odasından. Merdivenleri bitirdiğinde masada oturan ve tablete bakan babasını gördüğünde adımları bıçak gibi kesilmişti.

Adam bakışlarını maillerden ayırdığında göz göze geldi Chanyeol'la. "Nereye gidiyorsun?" Diye sordu yeniden tabletine dönerken.

"Bir doğum gününe katılacağım." Diye mırıldandı Chanyeol ve elindeki kutuyu yere bıraktı. "Geç gelirim."

"Senin doğum gününe katılacak arkadaşın var mıydı?" Diye sordu adam arkasına yaslanırken. "Neden olmasın?" Diye sordu Chanyeol sinirlenmemek için kendisini sıkarken.

"Yıllarca hiç gelmedin sonuçta." Yere bıraktığı büyük hediye kutusunu yeniden aldı yerden. "Çıkıyorum ben. Anneme söylersin."

Hızlı adımlarla büyük evden çıktığında bu kez arabaya binmişti Chanyeol. Oğluna aldığı hediyeyi hemen yanına koyduğunda titrek bir nefes verdi.

Kovulacaktı büyük ihtimalle. Baekhyun onu gördüğünde aşırı öfkelenecek ve onu kovacaktı ama sorun değildi.

Güldü Chanyeol. Her şeye rağmen mutluydu. Oğlunu görecekti.

Baekhyun'u görecekti birazdan.

Hızla aracı çalıştırdı ve adresini ezberlediği eve sürmeye başladı. Evin içini çok merak ediyordu Chanyeol.

Baekhyun'un nasıl bir düzeni vardı? Kendisi mi dizayn etmişti yoksa bir iç mimarla çalışmış mıydı?

Peki ya, nasıl doktor olabilmişti? Onun oldukça zeki ve çalışkan olduğunu hatırlıyordu Chanyeol. Sorun o değildi. Sorun, bir bebekle nasıl bunu başarabilmişti?

Baekhyun gerçekten güçlüydü. Chanyeol'dan daha güçlü olduğu kanıtlamıştı, yıllarca yalnız başına babalık yapmıştı oğluna.

Evin hemen ilerisine arabasını park ettiğinde derin bir nefesle indi Chanyeol. Kucağına aldığı hediye kutusuyla ilerlemeye başladı eve. Müstakil, güzel bir evdi.

Önünde küçük bir bahçesi vardı. Renk renk çiçekler olan bahçe, ilgilenilmiş duruyordu.

Kapıyı çaldığında bir adım geriledi. Doğum günü partisinin saatini bilmiyordu, geç kalmamayı dilemişti içten içe.

Kapı saniyeler içinde açıldığında Baekhyun ile göz göze geldi Chanyeol. Baekhyun'un yüzündeki gülümseme onu gördüğünde donmuştu.

Öne çıktı ve kapıyı arkasından biraz kapadı Baekhyun. "Ne işin var senin burada?"

İçeriden çocuk sesleri geliyordu. Gülümsedi Chanyeol. "Geç kalmadım umarım."

"Ya ben sana gelme demedim mi?" Chanyeol'un parlayan bakışları Baekhyun'un bakışlarına döndü. "Seni ne zaman dinledim ki Hyun?" Diye sordu hissettiği heyecanla.

"Ne sevdiğini tam olarak bilmediğim için bir kaç şey aldım. Sever umarım." Yanından geçmeye çaldığında hızla tuttu Chanyeol'un kolunu Baekhyun. "Hiç bir yere gitmiyorsun."

Zaman/Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin