2017
Chanyeol çalan kapıyla heyecanla kalktı oturduğu yerden. Bugün antrenmanı erken bitmişti. Koştur koştur eve gelmiş, salonu film için hazırlamıştı.
Az önce yemek söylemişti, birazdan gelirdi. Baekhyun ile hiç uzun uzun zaman geçirememişlerdi. Sonunda fırsatları olmuştu buna.
Kapıyı açtığında büyükçe gülümsedi. "Hoş geldin." Diye mırıldandı hala üzerinde üniforması olan Baekhyun'u kısaca incelerken.
"Hoş buldum." Diye mırıldandı Baekhyun. Yavaşça geriye çekildi ve geçmesine izin verdi Chanyeol.
Baekhyun içeri girdiğinde kapıyı kapattı ve yaklaştı yüzüne. "Derse girmedin bugün." Diye mırıldandı Baekhyun gözlerine dikkatle bakarken.
Gülümsedi Chanyeol. "Antrenman biter bitmez eve geldim. Bizim için salonu hazırladım."
Baekhyun'un gözleri bu cümleler ile parlarken Chanyeol kolunu yavaşça beline sarmış ve ona sarılmıştı.
"Bugün bizim. Hatta gecesi de bizim, değil mi?" Başını hafifçe salladı Baekhyun. "Bizim." Diye mırıldandı.
Dudakları buluştuğunda Baekhyun'un dudaklarından küçük bir inleme kaçtı. Hala elleri titriyordu Chanyeol onu öptüğünde. Alışmış değildi.
Dudakları birbirinden koptuğunda titrek bir nefes aldı Baekhyun. "Ne izliyoruz?" Diye sordu kendine gelmeye çalışırken. Gülümsedi Chanyeol. "Güzel bir macera filmi buldum bize. Umarım izlememişsindir."
Elini tutup ilerlemeye başladığında Baekhyun gülümseyerek baktı birbirine tutunan ellerine.
Çok güzeldi. Muhteşem hissettiriyordu.
Aşık olduğunun farkındaydı. Chanyeol onun ilk aşkıydı. Üstelik karşılık buluyordu.
Daha ne isteyebilirdi ki tanrı aşkına?
Rahat koltuğa yerleştiklerinde sırtını Chanyeol'un göğsüne yasladı. Dakikalar sonra çalan kapıyla Chanyeol gidip yemekleri almıştı.
Filmi izlerken yemek yemiş, ardından yeniden rahat bir pozisyon almışlardı.
Yaklaşık üç aydır aralarındaki bu garip şey olsa da, ilk kez bu kadar uzun zaman geçiriyorlardı yalnız başlarına.
Bir kaç sürtünme ve öpüşme dışında bir şey yaşamamış olsalar da bu gecenin kadar sakin geçmeyeceğini biliyordu Baekhyun.
İstiyordu. İstemiyorum diyemezdi. İlkini Chanyeol ile yaşama hayali bile kasıklarının başına belaydı.
Film bittiğinde Chanyeol yavaşça doğruldu ve masadaki kumandayla kapattı büyük televizyonu. Bakışları Baekhyun'a döndüğünde gülümsedi hafifçe.
Baekhyun'un güzel gözleri yorgun duruyordu. Uykusu gelmiş gibiydi.
Sürekli yanağını, yüzünü Chanyeol'un göğsüne sürtüyordu. Minik bir kedi gibiydi. Çok hoşuna gidiyordu.
Teninin kokusu da çok hoştu Baekhyun'un. Portakal çiçeği gibi kokuyordu. Rahatlatıcı, ferah bir kokuydu.
Yavaşça elini Baekhyun'un yanağına attı ve okşadı Chanyeol. "Uykun mu geldi?" Diye sordu gülümserken. Başını hafifçe salladı Baekhyun. "Evim uzak, erken kalkıyorum gelebilmek için."
Yavaşça kendisine çekti Chanyeol Baekhyun'u. Baekhyun ona uyup kucağına çıktığında rahat bir pozisyon aldılar hızla.
"Sabah birlikte gideriz." Diye mırıldandı Chanyeol başını koltuğa yaslarken. Alayla güldü Baekhyun. "Emin misin? Görmesinler sonra bizi birlikte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman/Chanbaek
FanfictionÜnlü bir basketçiydi Chanyeol. Yaşadığı sakatlık sonrasında kariyerine bir yıllık ara verdiği için ülkesine dönmüştü. Tedavisi için hastaneye geldiğinde, yıllar öncesinde kalmış hikayesiyle karşılaşacağından habersizdi. Doktoru, ilk aşkı yıllar önce...