0.4

218 19 4
                                    


Sabah evden erkenden çıkmıştım çünkü babamın yüzünü görmek istemiyordum
Annemin de ondan farklı bir yanı yoktu. Onunda yüzünü görmemeyi tercih ederdim. Ayakkabılarımı sessizce giyip ses çıkarmadan kapıyı açıp dışarı çıktım.

* * *

Evden erken çıktığım için okula da erken gelmiştim. Dersin başlamasına yarım saatten fazla vardı. Okulun içine girip yavaş yavaş merdivenlerden yukarı çıktım 3. Kattaydı sınıfım. Sınıfa geçip sırama çantamı bıraktım. Cam kenarı 3. sırada oturuyordum öğretmeni kolayca görebiliyordum bu sayede arkamda da rüzgarların ekip oturuyordu. Normalde duvar kenarı olarak en arka iki sırayı kaplıyorlardı ama çok konuştukları için hoca onların yerlerini değişti tabiki bu dörtlü itiraz edince napalım bari öğretmene yakın olsunlar diye benim arkama attılar. Koray denemelerde arada sırada kopya istiyordu ama veremiyordum, kopya vermek istemiştim her zaman ama bir puan bile durumu benim açımdan etkileyebileceği için yapamamıştım özellikle denemede sıram düşerse ne olacağını hiç düşünemiyordum. Tabi ki yine yalnızdım yanımda oturan biri yoktu, erken geldiğime pişman değildim babamın moral bozan konuşma seanslarını dinleyeceğime burda boş boş oturmayı tercih ederdim. Bu gün deneme sonuçları açıklanacaktı ve bu sonuçları öğrenmek istemiyordum. Her şeyden çok bıkmış bir durumdaydım özellikle de bu sınavlar yüzünden... 7/24 Rüzgar'ı düşünmekten odaklanamıyordum çalıştığım ya da dinlediğim şeylere. Ne kadar klişe gelse de öyleydi işte. Birine tutulunca ne beynin ne de kalbin seni dinlemek istemiyordu.

Çantamdan bir kitap çıkarıp sayfalarını karıştırdım. Kitapların kendine has bu kokuları çok hoşuma gidiyordu nedensizce. Kitaba göz gezdirirken bir yandan da kendime gülüyordum. Kitap okumaktan nefret ederdim ben. Ne kadar ironik değil mi? En nefret ettiğim aktivitedir kitap okumak, çünkü annem benden habersiz tonlarca okuma kitabı alır masamın bir köşesine bırakır hepsini okumamı isterdi. Soruları daha iyi anlamamı sağlarmış... Ayrıca okuduğuma inanmadığı için kendisi ilk önce okur daha sonra bana verir özetini çıkarmamı isterdi. Ne tuhaf şeydi değil mi? Belki zorla değilde kibarca sevdirmeye çalışsaydı en azından içimde kitap okurken bu nefret duygusu canlanmazdı...

Bir kaç dakika sadece sayfa ile bakıştım. İçimden okuma hissi hiç gelmiyordu gerçekten. Telefonumu açıp saate baktım tam olarak 20 dakika vardı.
Bir de kitap okumayı sevmezmiş gibi en sevmediğim türden seçmişti. Seçerken çok düşünmüş müydü acaba? Sanmam. Benim için bu kadar uğraşmazdı annem eline geleni almıştır. Zaten aldığı kitaplar birbirinden alakasızdı, anlaşılıyordu ne kadar önemsendiğim. Polisiye severdim ben... Keyif veriyordu bana bu tür kitap okumak. Elimdeki kitabın daha ilk cümlesini okumadan kitabı kapadım ve çantama attım. Kapşonumu kafama örtüp sıraya koydum kafamı. Belkide beklemenin en iyi çözümü uyumaktı. Ya da bana bu şekilde beklemek tatlı geliyordu...

"Pştt! Deniz!"
Gözlerimi araladığımda arkamda oturan Yağız'ın beni dürttüğünü fark ettim. Başımı kaldırdığımda hoca daha yeni içeri girmiş ayağı kalkmamızı bekliyordu. Ellerimle gözlerimi ovuşturup hemen ayağa kalktım.
"Günaydın"
"Sağol"
"Oturabilirsiniz"
Hızlıca yerime oturup Yağız'a teşekkür ettim beni uyandırdığı için
"Hoca dedi yoksa uyandırmazdım kanka"
"Olsun yine de teşekkürler"
Saate baktım, bu okulda uyuma işlerini bırakmam gerekiyordu bir ders kaçırmıştım bile bu 2. dersti. Ayrıca bu gün yeni konuya geçicektik, kaçırmıştım yine... Bir sonraki ders sınıf hocamızın dersiydi yani bu da sınav sonuçları demekti
"Deniz kapşonunu çıkar"
Düşüncelerime bir ara vererek kapşonumu çıkardım.

"Derin"
"Biraz daha çalışman gerek Derin"
"Evet hocam"

"Ali"
"Biraz daha çalış"
"Tamam hocam"

"Rüzgar"
"Bravo Rüzgar senden bu performansı beklemezdim"
"Ne performansı hocam"
"Sınıfta 3. Olmuşsun"
"Ne? Sondan mı?"
"Hayır oğlum bildiğin 3."

Rüzgar hocadan kağıdı aldı ve uzun süre kağıtla bakıştı Ulaşlar da şok olmuş olacak ki oha nasıl sesleri geliyordu

"Deniz"
Hocanın yanına sessizce kağıdı almaya gittim
"Bu nasıl bir düşüş Deniz? Çalıştığına emin misin?"
Siktir... Kaçıncı olmuştum ki?
Kağıdı aldım ve sırama oturdum... Pekala... Şimdi sıçmıştım.
"Teneffüste yanıma gel konuşalım"
"Tamam hocam"
Pekala bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum ama 7. Olmuştum. Hayır kurumda değil, sınıfta...
Akşam için helvamı kavurun.
Çünkü akşam büyük bir kıyamet kopacak gibi.

Uykusuz / BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin