Chapter 26: last trip
Soğukta donmamak için bir ileri bir geri hafif hafif gelip giderken telefonumu da kontrol ettim. Yoona iki dakika içinde gelmiş olacağını söyleyen bir mesaj attığında ona yanıt verdim ve telefonu geri montumun cebine tıkıştırdım. O sırada elinde sıcak olduğu tüten dumanından belli olan kahveleriyle birlikte bana gelen Jake kocaman gülümsedi.
"Şansımıza latte varmış, americano tercih ederdim ama bu da gayet güzel." Elindeki kahveyi alıp teşekkür ettiğimde o da sıcak kahvesini üflemeye başladı. Burada Jake ve benim dışımda yedi kişi daha vardı. Gezi için gece yola çıkılacağından herkes yavaş yavaş toplanıyordu.
En sonunda kulüp olarak bir hafta kadar önce, yapacağımız geziyi duyurmuştuk ve bir büyük otobüsü dolduracak kadar katılım olmuştu. Bizim grup tam takım olarak geldiğinden ve bana bize de yer tut diye başımın etini yediklerinden onlara kıyak geçip önceden kendi yerlerimizi belirlemiştim. Otobüs öğrenciler toplandıktan sonra geleceğinden şu anda gece soğuğunda okul bahçesinde donmamak için Jake'in harika fikriyle sıcak kahvelerimize sarılmış vaziyetteydik. Bari otobüs gelmiyordu, okulun kapıları bize açık kalsaydı da donmasaydık diye geçirdim içimden.
"En azından kapılar açık kalsaydı da donmasaydık." Jake yerinde ufak ufak zıplarken ben de kafamı salladım. "Tam şimdi onu geçirdim içimden."
"Aecha!" Adımı duymamla ikimizin de kafası sağ tarafta arabasından inip gelen kulüp hocamıza dönmüştü.
"Çok bekletmedim umarım, baya da bi kişi toplanmış." dediğinde beklettin canım dememek için zor tutmuştum kendimi. "Yani 'biraz' bekledik." Jake yandan yandan söylenirken hocadan gelecek olanların listesini almıştım. Otobüse bindiğimizde yoklama alınarak kaç kişinin gelip gelmediğine bakılacaktı.
Kulüp hocamız elindeki anahtarla kantinin girişini açarken biz de hep beraber kapıya toplandık. Kapı açılınca herkes içeri doluşurken biz de elimizde küçük valilerimizle sonunda kapalı ve dışarıya nazaran daha sıcak sayılabilecek kantine geçtik. Her zamanki masamız yerine biraz öndeki masalardan birine otururken kahvemi masaya koyup eldivenlerimi çıkarttım.
"Jayler falan ne zamana geliyor söylediler mi?" Jake kahvesini yudumlarken hayır anlamında kafasını salladı. "Umuyorum ki Heeseung geç kalmaz. Bir gezide daha kimsenin onu bekleyeceğini sanmıyorum." Jake dediğime gülerken ben de aklıma gelen anılarla kafamı iki yana salladım.
Geçen yılki gezide Heeseung alarmını ertelediğinden tam olarak kırk beş dakika kadar geç uyanmıştı ve okulun bahçesinde öğretmenler ve müdür dahil hepimiz onun gelmesini beklemek zorunda kalmıştık. Öğretmenlerden bir güzel azar yedikten sonra bir kez daha geç kalmaya cüret etmez diye düşünüyordum.
Dumanı tüten kahvemden bir yudum alırken kapıdan giren Niki ve Sunghoonla birlikte gülümsedim, onlar da küçük bir el valizi yapmıştı. Niki rahat bir jean kombiniyle gelirken üzerindekilerin ona ne kadar yakıştığını düşünmeden edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
young luv ★ nishimura riki
FanfictionNishimura riki yeni bir dili öğrenmenin en iyi yolunun flörtleşmek olduğunu duymuştu. ⤵ nishimura riki x girl (Texting+düz yazı)