13

247 22 26
                                    

chapter 30: 13

Eve girdiğim an elimdeki koca siyah poşeti alıp balkona götürdüm. İçindeki çantamdan resmen sular akıyordu.

Ne olduğuna gelecek olursak, güzelim tatilimiz aniden bastıran yağmur ve bungalovlarımızı su basmasıyla mahvolmuştu. Sabah güzel bir sabaha uyanmayı beklerken saat 4'e karşı tavandaki damlalar yüzümüzü rahatsız etmeye başlamış dahası uyandığımızda içinden su akan çantalarımız ve ıslak olan oda zeminiyle karşılaşmıştık. Bizimki dışında çoğu bungalovu da su basmıştı. Sadece biraz daha yüksekte kalanlar hafif kayıplarla atlatmıştı fakat bizim tüm kıyafetlerimiz sırılsıklam olduğunda dönüş yolu dahil pijamalarımızla kalmıştık. Neyseki sadece biz böyle olmadığımızdan durum daha az utanç verici olmuştu, en azından iki parça hoodiesini kurtarabilen Niki, birini giymem için bana verirken diğerini de kendi üzerine geçirmişti. Sadece altımda pijama vardı ama dediğim gibi tek değildim. Bir yağmur tüm planlarımızı bozup saatin 5inde yola çıkmamıza sebep olmuştu

Minju ve Yoona'yı da evlerine bıraktıktan sonra annem üzerimdeki hoddienin kimin olduğunu sormuş, Sunghoon'un olduğunu söyleyerek geçiştirmiştim. Onları zaten tanıdığından çok bir şey dememişti.

Çantamı sabah çıkartmak üzere balkona koyduktan sonra anneme iyi geceler dileyip uyumak için odaya girmeden önce lavaboya girip işlerimi hallettim. Daha sonra odaya girip telefonu şarja takıp Nikiye ve bizimkilere eve geldiğime dair mesaj attıktan sonra üzerimdekileri değiştirmeye halim kalmadan kendimi yatağa attım. Saat sabah 8'e gelse de uykusuz kaldığımdan direkt olarak gözlerimi kapattım.

Gözlerimi tekrar açtığımda ise saat öğlen 1'e geliyordu. Gerçekten uzun bir uyku çekmiş olmalıydım ki annem bile beni uyandırmaya gelmemişti. Onun da izin günü olduğundan uyuyor olabilirdi. Yatakta doğrulup kollarımı esnettiğimde elim komodinde sarjda olan telefonuma gitti. Ne bir arama ne de bir mesaj vardı. Belki de hala uyuyordur diyerek yatakta doğrulup bir kez daha sırtımı esnettikten sonra savsak adımlarla lavaboya gittim. Yüzümü yıkayıp dağılan saçlarımı topladıktan sonra çok ses çıkartmadan aşağı indim. Dilim damağım kupkuru olduğundan bir bardak su içek için mutfağa girmemle ocağın başında tavayla cebelleşen babamı görmem bir oldu.

"Günaydın, neden uyanıksın bu saatte?" Babam tatil günleri çok erken uyanmadığından mutfakta olmasını garipsemiştim. Kendime bir tane bardak çıkartıp su doldururken bir yandan da tavada yaptığı yumurtaya bakıyordum. Fena durmuyordu.

"Sana da günaydın. Bu sefer de ben siz uyanmadan kahvaltıyı hazırlayayım dedim fakat tüm sürpriz kaçtı." onun söylenmesiyle hafifçe kıkırdadım. "Madem öyle ben hiç görmemiş gibi odama geri dönüyorum. Kolay gelsin." Babamın bir şey demesine kalmadan hızlı adımlarla mutfaktan sıvıştım. Hiç yardım ya da iş yapacak havamda olmadığmdan iyi olmuştu.

Odaya geri çıkıp kendimi yatağa attım. İyi ki bugün cumartesiydi, bir de okula gidemezdim bu halde. 

Telefonumu elime alıp biraz sosyal medyada gezinmeye başladım. Neredeyse video izleyerek yarım saat harcadıktan sonra saate baktım. 13:45, hala Nikiden ses yoktu. Uzun uzun bir günaydın mesajı yazdıktan sonra kalkıp balkondaki ıslak kıyafetlere ilerledim. Hepsini tek tek çıkartım makineye attıktan sonra çantayı da içine atıp makineyi çalıştırdım. Üzerimde hala Niki'nin verdiği kıyafetlerin olduğunu fark edince odama gidip üzerimi değiştirdim. Onları da daha sonra yıkamak üzere kirli sepetine attıktan sonra aşağıya babamın yanına tekrar indim.

Masayı kurmuş mutfaktan çıkarken annemi uyandırmaya gittiğini anladığımda ben de masanın bir köşesine geçip onları beklemeye başladım. İkisi de aşağı geldiğinde annem şaşırıp babama çokça teşekkür etmiş daha sonrasında da hep birlikte masayı toplamıştık. Onlar oturma odasında sohbet ederken ben de geri odama çıkmış ve telefonumu elime almıştım. Saat 3 olmasına rağmen hala uyanmamıştı. Belki ben fazla paranoyaklık yapıyordum fakat içimde kötü bir his vardı. Yine de kötüyü çekmek iyi olmaz diyerek yatıp bilgisayarımdan yeni başladığım Demon Slayer'ı izlemeye başladım. Anime izlemeyi çok sevmiyordum, bunu da Niki kendi favorisi olduğunu söylediğinde izlemeye başlamıştım zaten. Neyse ki sıkıcı değildi de yarıda bırakmak zorunda kalmamıştım.

young luv ★ nishimura rikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin