Yeji⁵

12 4 0
                                    

BU BÖLÜMDE ÇOCUĞA CİNSEL TACİZ BULUNMAKTADIR
BAŞLADIĞI KISMI - İŞARETLERİ İLE GÖSTERECEĞİM

Seoul şu an herkes için modern ve güzel bir şehir olsa da 2000'ler için o kadar da güzel değildi, eğer fakirseniz. Seoul'un kırsal kesimlerinde bulunan bir köyde yaşayan Hwang ailesi için Seoul o kadar iyi bir yer değildi. Aile babası(?) eve geç saattlerde gelir, geldiğinde de kazandığı tüm parayı kumarda yemiş olurdu. Eve gelen para asla 5 kişilik bir aile için yeterli olmazdı.

Babası eve gece geç gelir, annesi tüm işlerini ona yaptırır, abisi onu zorbalar, babanesi sürekli ona karşı sözlü tacizde bulunur... Daha neler neler! Yeji de bıkmaya başlamıştı. Farklı bir şekilde bu evde olmasının nedeni olan annesi de bu hayatı seçmemişti. O da rezalet ve fakir bir ailede doğmuştu ama güzeldi işte. Eğer güzelseniz fakir olamınızı kimse siklemez, size her kapı açılırdı annesi de bunun en büyük kanıtı işte. Köyün en fakir ailesinin en güzel ferdiydi. Ve o zamanlar köyün en zengin ailesi olan Hwang ailesi onu istemişti. Daha çocuk yaşta olmasına ve istememesine rağmen babası onu evlendirmişti.

Aslında başka sevdiği vardı. O da köyün fakir ailelerinden birindendi. Evlendiği halde çocukla konuşmaya devam etmişti. Onların evinin bahçesinde bir tuğla eksikti. İşte orada mektuplaşıyorlardı. Yeji bir gün yanlışlıkla annesini gördü. O gün annesi Yeji'yi tehdit etmekle kalmamış, orospuluk yapıyor, diye kocasına şikayet etmişti. Babası hem Yeji'yi vücudunda kendi ten renginde kısım kalmayana kadar dövmüş hem de saçlarını erkek gibi kesmişti.

Yeji hâlâ çok iyi hatırlardı babasının ne dediğini. "Sen büyüdün de orospuluk mu yapıyon elaleme, o saçlarını savura savura mı yapıyon!" Bir sürü şey demişti. Aslında saçları ortada kaynamıştı. Yeji'nin kendinde en çok sevdiği kısmı saçlarıydı, bu yüzden kesmişti. Her gün dikkatle örerdi ama babası döve döve açtırır at kuyruğu yaptırırdı. Çok kızardı kendisine bakmasına. O 'orospuluk' meselesinden sonra babası Yeji'ye "Senin evlilik yaşın gelmiş, başını bağlıyım da kocan sana artık ders versin" diyip eş seçmeye başlamıştı. Yeji 10 yaşındaydı. 10 yaşındaki bir kızın nasıl evlilik yaşı gelmiş olabilirdi ki!

Babası muhdarın oğlu Mingi'yi seçmişti. Zengin ve büyüktü. 26 yaşında falandı. İmam nikahı kılmışlardı. Köyde resmi nikah kılınmazdı, neden bilinmez ama öyleydi işte.

Yeji ağlaya ağlaya kendinden 16 yaş büyük bir adamla evlenmişti. Ve Yeji'nin korktuğu o gerdek gecesinde yapacak bir şey kalmamıştı. Annesinin dediğini yapmıştı. Adam hazırlanırken ona bir şeyler hazırlamıştı. Hazırlarden annesinin gelinliğine bıçağı koymuş ve alkolle yiyecek şeyleri yatağın yanına kurmuştu. Bıçağı da yastığın altına sokmuştu. Adam geldiğinde göz yaşlarını silmiş ve kurtuluşu için gülümseyerek ona bakmıştı. Adam alkolü kafaya dikmiş ve Yeji'ye mide bulandırıcı bir ifade ile bakmıştı.

------

Yeji'nin önünde iğrenç bir gülümseme ile soyunmuş ve o iğrenç elleri ile onun elbisesini de çıkarmıştı. Yeji ağlamadan duramıyordu. Birazdan öldüreceği adam için ağlamıyordu, şimdi ölecek ruhu için ağlıyordu. Adam ağlamasına sinirlenip Yeji'ye tokat atmış ve elbisesini yırtıp üstüne çıkmıştı. Yeji'yi öpmeye çalışmış ama Yeji karşılık vermemişti. Karşılık vermesi için bir daha tokat atmış ve boğazını sıkmıştı. Nasıl öpüşüleceğini bilmeyen Yeji bir şeyler yapmaya çalışmıştı. Ağlaması ve boğazındaki el nefes almasını zorlaştırıyordu. Adam onun öpücüğüne karşılık vermeyen kızın dudaklarından sıkılıp boyununa ilerlemişti. Yeji karşı koymaya çalıştığında tokat yiyordu. Elli yastığın altına gitmiş ve bıçağı çıkarmıştı.

---------

Bıçağı kısa kolları ile adamın boğazına geçirmişti. Ensesinden yediği bıçak, boğazının önünden çıkmıştı. Yeji çığlık atarak adamı üstünden atmıştı. Kalkarak üstüne bir şeyler giyinip çıktı. Kendini iğrenç hissediyordu. Daha önce hiç bu kadar boktan hissetmemişti.

Köyden kimseyle karşılaşmamak için orman yolunu tercih etmişti. Gecenin karanlığında kimse bu yoldan gitmezdi. Ama birisiyle karşılaştı. Simsiyah giyinmiş birisi. Adam kıza sarıldı ve kafasını bağrına bastırdı. Ardından kıza bir şeyler söyledi. Kızın bilinci kapandı ve açıldığında kendini bir yakartop oyununun içinde buldu. Tam top ona çarpıcakken bir çocuk o topu yakaladı ve ona top atan kişiye geri attı, 12'den vurmuştu. Zafer ile gülümseyen çocuk kolumu omzuna atmış ve "Ben Seokjin, evinden daha fazla cehennem olan yuvaya hoşgeldin." Dedi. Karşı tarafın attığı toptan kaçmak için Seokjin ikisini de eğdi ve oyuna devam etti.

Seokjin, Yeji'nin rol modeliydi. Cesur, zeki, yakışıklı yani mükemmeldi. Yeji büyünce ne olacaksın sorusuna her zaman "Kim Seokjin" diye cevap verirdi. Seokjin de bunla her zaman dalga geçerdi.

O büyük olayda Seokjin herkesin hayatını kurtarmıştı. Kimse o cırtlak kadını sevmezdi. Seokjin ve diğerleri olmasaydı Yeji o olayı asla o kadar kolay atlatamazdı, Seokjin olmasaydı kimse kendi olayını o kadar iyi atlatamazdı, Taehyung hariç. Taehyung ailesini hatırlamıyordu ama Taehyung Seokjin sayesinde hiç anne eksikliği çekmedi. Hepsi için aile olmuştu Jin, ve hepsi onun için aile...

Çocuk yaşta bir cinayete tanıklık etmek büyük ihtimalle herkes için travmatiktir ama o 5 beş çocuk için bu bir kurtuluştu. O gittikleri ev de onlar için işkence gibiydi ama en azından işkenceden sonra birlikte gülüp işkencenin izlerini unutabiliyorlardı. Hepsinin kökünde şiddet ve kan vardı, onlar diğer çocuklar gibi doğduklarında süt kokmamışlardı. Hepsi şiddetten ibaretti.


¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

Köyü biraz kötüledim sanki affedin beni

Şu kısmı yazarken midem bulandu şako muuu
Iyy ettim kendimden resmen

Artık asıl hikaye başlıyoo

Herneyse görüşürüzzz
BAYSS

The Eye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin