The Eye

Başsavcı⁹

Gecenin karanlığına saklanmak adına simsiyah giyinmiş halde görev yerlerine geçmiş ve bekliyorlardı. Tzuyu kendi binalarının çatısına sniper ile kurulmuş dairenin penceresinden Başsavcı'nın hareketlerini izliyordu.
Yeji ve Taehyung da Tzuyu'nin yan binalarında kurulmuşlardı. Hoseok Başsavcı'nın yan dairesinden tüm olayları kameralar ve böceklerle takip ediyor ve onlara harekete geçmeleri için emir vermek adına uygun zamanı kolluyordu. Seokjin ise Hoseok'un yanında oturuyordu. Bu görev sadece uzaktan bir sniper atışı ile bitmeyecekti. O adamın ofisinden almaları gereken şeyler de vardı.

Polisler (Polis değillerdi ama Seokjin onlara polis demeyi seviyordu. Biraz da aşağılama olarak onlara polis diyordu.) Hoseok'un dediğine göre daire kapısının önünde duruyordu. Seokjin'in daireye geçmesi için balkonları kullanması gerekiyordu. Polislere zarar vermeyeceklerdi, sadece o adamın özel korumalarına çünkü o adamın korumaları bile o adam kadar kötüydüler. Adamın yanındaki kişileri araştırmış ve işlediği suçları bulmuşlardı, yaşasalar bile ölmeyi dileyeceklerdi.

Seokjin, Hoseok'un yanından ayrılarak evin arka balkonuna gitti. Apartman boşluğuna baktığı için hiç kimsenin haberi olmayacaktı Seokjin'in burada olduğundan. Seokjin balkonun korkuluklarının dış tarafına geçip diğer balkona atladı. Balkonlar arası mesafe olduğundan balkonun içine atlayamamıştı, korkuluklara tutunuyordu. Eğer bir parmağı bile kayarsa yere düşecekti. Bu da Seokjin'in isteyeceği bir şey değildi. Çevik bir şekilde kendini yukarı doğru çekip balkona girmeye başardı. Girdiğinde yanlışlıkla kül tablasını yere düşürmüştü.

Hoseok Seokjin'e kulaklıktan bir korumanın geleceğini haber verdiğinde Seokjin, adamın gelirken onu göremeyeceği bir kısma geçti. Adam balkona çıktığında doğrudan bıçağı adamın karnına ardından kalbine geçirip aşağı attı. Hoseok kulaklıktan Seokjin'e küfür ederken bir yandan da iki kişinin daha geldiğini haber vermişti. Gelen kişiler polislere haber verdiklerini sanmışlardı ama Hoseok daha Seokjin balkona geçmeden onları engellemişti. Seokjin eski yerine geçip belinden susturucu takılı olan tabancayı çıkardı. İçinden de "Herkesi bıçaklarsam işim hiç bitmez" diye geçirdi. Olabildiğince hızlı olmak istiyordu. Adamlar geldiği gibi kafalarına sıkıp balkonun zeminine düşmelerini izledi. Adamları daha demin gizlendiği, balkona çıkmadığın sürece göremeyeceğin, o kısma saklayıp botlarını çıkardı. Botları dahil her yeri kan olmuştu. Daha demin öldürdüğü kişilerden birinin ayakabısını giyinip içeri girdi. Ayakkabı bir-iki numara büyüktü ama Seokjin tüm meslek hayatı boyunca büyük numara ayakkabı giyinmişti. Yakalanma ihtimaline karşı ayakkabı numarasından bulamasınlar diye...

Balkonun bulunduğu oda misafir odasıydı. Misafir odasını kontrol ettikten sonra odadan çıkıp kapıyı kitledi. Olağan dışı bir durum olmaması lazımdı. Hoseok'un dediğine göre sadece salonda ve yatak odasında adamlar vardı. Adamın ofisini de kontrol edip oradan çıkması lazımdı.

Silahla salona dalıp 3 el ateş etti. 3ü de salondaki 3 adama isabet etmişti. Seokjin gidip üçünün nabzını kontrole etti. Üçü de ölmüştü.

Salondan çıktıktan sonra dış kapının oraya gitti ve kapıyı olabildiğince sessiz şekilde kitledi. Ofiste adam yoktu ve yatak odasında da sadece Başsavcı vardı. Seokjin sanki evindeymiş gibi mutfaktan üç yeşil elma aldı. Misafir odasına geri gidip kapıyı açıp balkona gitti. Onları öldürdüğü bıçağı elmaya batırıp botunu aldığı adamın ağzına koydu. Dışarıdan oldukça komik duruyordu adamın cesedi. Seokjin parmaklarını diğer adamın kafasının ortasında açılan deliğe sokup odamın kanıyla duvara küçük 'j' harfi yazdı. Elindeki eldiveni çıkarıp üstündeki deri ceketini iç cebine soktu ve temiz eldivenleri giyindi.

Geri mutfağa gidil bu sefer iki bıçak aldı. Salona gidip cesetlerin üstüne yine küçük 'j' harfi kazıdı. Ve kanlı bıçağı elmaya batırdı, elmayı da salondaki sehpanın üstüne koyup koridora geçti. Adam uyuduğu için bu kadar rahat davranıyordu. Adamın kapısını açıp içeri girdi. Hoseok odanın temiz olduğunu ve hiç bir şeyin olmadığını söyledi. Tzuyu'lere göre de fazladan bir hareket yoktu.