Sabah olunca kalkıp giyindim. Sonsuza kadar sabah yatıp gece kalkamazdım. Ayrıca Alastor dün ceset kaza süsü verdi. Yani kanıt yoksa suç da yoktur. Öyle değil mi? Ohh kimi kandırıyorum. Ben bu cinayeti işledim. Bu gerçekten kaçamam. Sonsuza kadar bu karımı, kızımın annesini öldürmenin acısını yaşayacağım. Sesler yine ortaya çıkmaya başlayınca onlardan kaçmak ister gibi hemen odadan çıkdım. Derin bir nefes alıp yavaşça aşağıya indim. Herkes masanın etrafına oturmuştu. Ben aşığıya inince ortam sessizleşti. Zaten şuçluluk dugusu kalbimi parçalıyorsun. Bana bunu neden yapıyorlardı? Elimi enseme götürdüm.
"Şey... Günaydın."
"Günaydın baba."
Charlie bana karşılık verdi. Ona bunu yapmama rağmen beni böyle önemsemesi beni biraz olsun rahatlattı. Diğerlerinden çıt yok. Herkes çok gergin. Her şeyin normale dönmesini istiyordum. Ama böyle bir şey olmayacağını biliyordum... Yavaşça kendi yerime geçtim. Charlie kulağıma yaklaşıp fısıldadı.
"Seninle konuşmalıyız."
Başımı sallayıp yemeğimi yemeye koyuldum. Bir süre sonra yine konuşmaya başladılar. Ancak kimse benimle muhatap olmuyordu. Olmamaları daha iyi zaten. Şu an hiç konuşacak havamda değilim. Yemeğim bitince kimseye fark ettirmeden kalktım. Odama geçtim ve yatağa yattım. Dün yaptığım şey gerçekten aptallıktı. Ağlamak istiyordum ama birazdan Charlie'nin geleceğini bildiğim için kendimi tutuyordum. Muhtemelen o gider gitmez kendime yastığa vurup ağlayacağım. Biraz sonra Charlie kapının önünde belirdi. İçeri girip yatağa oturdu.
"Baba annemin benim ölümle ne yapacağını öğrendim."
Şaşkınlıkla ona baktım.
"Ben artık az bulunan melez adı verilen bir şeymişim. Annemin planı beni alıp kanımı satmakmış. Kanım yaralanmalara karşı tedavi gibi bir şeymiş."
dedi. Aşırı sinirlenmiştim. Aniden boynuzlarımı çıkardım.
"Aşağılık pislik! "
diye mırıldandım. Charlie elini omzuma koydu.
"Evet o aşağılık bir pislik ama yapacak bir şey yok."
Haklıydı. Yavaşça boynuzlarımı indirdim.
"CharChar, ben biraz yatıp dinlenicem."
dedim. Aslında yatıp ona sövücem. Sonrada muhtemelen yaptığım şey için suçluluk duyup ağlarım. Gecede kalkar bir iki şişe içki içerim. Charlie başını sallayıp odadan çıktı. Çıkar çıkmaz boynuzlarımı çıkarıp bildiğim ne kadar küfür varsa Lilith'e saydırdım. Sinirden içimden onun için ağlamak gelmedi. Hatta bırak ağlamayı 'iyiki öldürmüşüm.' dedim. Sinirden bir şeyleri parçalamak istiyordum. Sen ne kadar aşağılık bir insansın Lilith... Yataktan kalkıp etrafta dolandım. Sinirimi başka nasıl atabilirdim ki? Aklıma poligona gitmek geldi. Orada hedef tahtasını delik deşik ederek kendimi rahatlatabilirim. Sanırım... Elimi şıklatıp poligona ışınlandım. Gidip bir silah aldım ve hedefi mandallarına tutturdum. Hedef yerine yerleştiğinde silahı elime alıp nişan aldım. O hedef tahtasının üzerinde Lilith'i gördüm.
"Tekrar ölmeye hazırlan."
diye mırıldandım. Tetiği çektim.
"Tam isabet!"
dedim. Boynuzlarom indi. Ateş etmeye devam ettim. Ateş ettikçe biraz olsun rahatladığımı hissettim. Hedef tahtasında tek bir boşluk kalmayana kadar ateş ettim. Hedefi yanıma çekip bir tane daha yerleştirdim. Bunu belki 5 kere Tekrarladım. Akşam olmuştu. Elimi şıklatıp odama geri döndüm. Biraz yatmaya karar verdim. Artık ona o kadar sinirli değildim. Üstümdekileri değiştirip yattım. Kısa süre sonra uyuya kalmışım.~~~~~~~~~~~~~~~}|{~~~~~~~~~~~~~~~
Akşam aniden garip bir his ile uyandım. Gözümü açar açmaz camdan gelen ay ışığı ile birinin beni izlediğini gördüm. Şaşkın görünüyordu. Gözlerimi ovuşturdum. Bu kimdi böyle.
"Alastor?!"
Dudağını ısırdı. Kollarını bağlayıp kapıya yaslanmıştı. Bana kaçamak bakışlar atıyordu.
"Ne yapıyordun?"
O da ne yaptığını bilmiyordu. Sadece bana kaçamak bakışlar atıyordu.
"Uykunda sayıklıyorsun."
dedi. Şok içinde yüzüne baktım.
"Ne zamandır sayıklıyorum?"
"Yatmaya gittiğimden beri sayıklıyorsun. Senin yüzünden gözüme uyku girmedi."
dedi. Tam ne sayılıyorum diye soracakken aklıma bir şey takıldı.
"Yani bütün gece beni mi izledin?"
diye sordum. Sorum karşısında biraz telaşlandı. Bana 'Kahretsin' der gibi bakıyordu. Anlaşıldı. Kesinlikle bütün gece beni izlemişti. Ama neden? Madem uyuyamıyordum kitap falan okusaydı.
"Neden beni izledin?"
"Şey... Sadece merak ettim ne sayılıyorsun diye."
"Ne sayıklıyormuşum."
"Çoğunlukla 'Lilith.' ve 'Özür dilerim.' dedin."
Söylediği karşısında çok şaşırmadım. Zaten en baştan belliydi. Suçluluk berbat bir his.
"Peki başka ne dedim?"
diye sordum.
"Şey dedin 'Charlie beni bırakma!' dedin. Ama bunu baya sesli söyledin."
O söyledikçe hatırlamaya başladım.
"Devam etsene hatırlıyorum."
Keyifle başını salladı.
"Galiba 'Seni asla affetmeyeceğim.' demiştin."
Sırıtmaya başladım. Hatırladıkça sanki yeni bir kitap sayfasına geçiyormuş gibi hissediyordum.
"Evet bunu Lilith'in mezarına söylemiştim."
Yavaşça yanıma yaklaştı ve yatağa oturdu.
"Şey... 'Seni seviyorum' demiştin. Muhtemelen Charlie'ye falan dedin."
Biranda yüzümdeki gülümseme aşağıya indi ve kaşlarım çatıldı.
"Hayır."
Yüzüme soran gözlerle baktı. Ben bile neler oluyor anlamamıştım.
"Ben bunu..."
"Kime dedin Lucifer?"
"Sana..."
Gözlerinin içine baktım.
"Ben bunu sana dedim Alastor..."
Yüzüme şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Sessizlik... Sadece birbirimize bakıyorduk.
"Düşünmeye devam et belki herkese 'Seni seviyorum.' diyordun. Olamaz mı?"
Dediği gibi başını düşündüm. "Kahretsin!''
"Ne oldu? Çok mu kötü?"
"Şey diyordum. 'Sana... Bir şey açıklayacağım.' Sonrada 'Seni seviyorum.' diyordum. Sonra..."
Bana imalı bir bakış attı.
"Tahmin ettiğim şey değil umarım."
Kendimi yatağa attım. Şu an yok olmak istiyordum.
"Sadece bir rüya. Bu bir saçmalık. Nasıl diğerleri gerçekleşmediyse bu da gerçekleşmeyecek."
dedi. Sanırım haklıydı. Öyle miydi? Saçmalık mıydı? Yoksa gerçek miydi?
Şu aralar karmaşık duygular içindeyim. Belki kendimi ona yakın hissettim. Yani belki onu kendime benzettim. Bende benzer olaylar yaşadım sonuçta. O babasını ben ise karımı öldürdüm. Ya ona aşık olduysam? Hayır, hayır saçmalama. Sen ona aşık olamazsın. O ve ben mi? Hadi ama ne kadar saçma! O en fazla arkadaşım olurdu o kadar. O benim arkadaşımdı ve hep öyle kalacaktı. Umarım... Gözlerimi açtığımda yanımdan gitmişti.
"Ne kadar sessiz gitmiş."
diye mırıldandım esneme ile karışık bir şekilde. Gözlerimi kapattım yarın uzun bir gün. Hâlâ Lilith'in bu kadar aşağılık olduğuna inanamıyordum. Sonuçta o ölmüştü ve bir daha gelemeyecekti. Düşüncelerim beynimi yormaya başladığında uymam iyice kolaylaştı. Ve kısa sürede uyku beni içine çekti.~~~~~~~~~~~~~~~}|{~~~~~~~~~~~~~~~
Bu bölümün bu kadar geç gelmesinin sebebi araya bayramın girmesiydi. İnternet yoktu ayrıca çokta yazamıyordum. Sonrada dersler başlayacak bu yüzden günde 1 bölüm yazamam ama haftada en az 1 bölüm yazacağım. Yani umarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK GERÇEK
FanfictionLucifer'ın ani bir şekilde çektiği acılar onu ölüme sürüklerken ona yara bandı olmaya çalışan alastor'un hikayesi... Öncelikle öpüşme vb. olucak ama Smut olmayacak. Bunun nedeni beni yazarken ve okurken rahatsız etmesi. O yüzden smut yok bilginize...