trafiğin yoğunlaştığı ve insanların bu yorucu günü evde sonlandırmak için çaba sarf ettiği altın saatler, kimileri için günün ilk saatleriydi.
ikilimiz kafede başlayalı 3
haftayı geçmişti. bu 3 hafta içinde krizi fırsata çevirmek adına kendilerine bir şeyler katmak için ellerinden geleni yapmışlardı. bardak kırma olayından sonra ise hiçbir sıkıntı çıkmamış, işler tamamen stabil ilerlemişti.şimdi ise 20 dakikalık molaya saniyeler kalmış, jisung minhonun yanında sohbet edip oyalanıyordu.
"of şu chaeryeongla junhanın ilişkisine el atacağım galiba"
"ne ilişkisi jisung yine ne kuruyorsun kafanda"
"kurmuyorum salak. junhan hyung kızdan deli gibi hoşlanıyor ama bizim kafasız görmüyor"
"hoşlanıyor mu? PUAHAHA benden hoşlanması daha muhtemel amına koyayım. hatta chaeye garezi var gibi davranıyor. ne zaman gelse kaçıyor, ters ters bakıyor"
"kendi ağzınla söylüyorsun minho! seviyor, ama kaçıyor işte"
"iyi de seven insan neden kaçar ki"
"normalde utandığından kaçar ama bizimkinin derdi başka. kırgın bence"
"nasıl anlamadım"
"of minho bir boku da anla. sevgisini göremediği için kızıyor ve uzaklaşmak istiyor işte"
"bilmiyorum jisung. ben karışmaman taraftarıyım. hem sen önce kendi ilişkilerini gözden geçir"
"o ne demek şimdi"
"şaka şaka. bak mola zamanı geldi. güzelce dinlenip kahve içmem gerek" uzunca gerinirken konuştu minho.
"sen şimdi izle ara nasıl bulunuyormuş. rehberin hanların jisung bebeğim"
"sen önce önüne bakmayı öğren bebeğim" omzundan çekiştirip kapıya çarpmasını engelledi.
"her boku düzelt tamam mı minho? sen çok biliyorsun çünkü"
"neyin tribini yiyorum amına koyayım? kafanı mı çarpsaydın? olan aklın da gitseydi"
kafasına aldığı hasarla sustu. mutfaktaki küçük masaya oturdular.
"ahhhğğ! of jisung elin çok ağır"
"bu sana az bile lee. seni iyi bir silkelemek lazım"
"sanırım bir tek sana artistlik yapamıyorum. gel öpüşelim"
jisung anında geri çekilip büzdüğü dudakların üzerine sağlam bir vurmuştu.
"dön önüne"
minho ters bir bakış attı ve telefonla uğraşmaya başladı. jisung ise sırtını dönmüş, elini alnına yaslamış düşünüyordu. düşünmeden edememişti.
'oha oğlum, düşünsene çekilmemişim dudağına yapışmışım. sonra öpüşme ilerlemiş mutfak seksi yapmışız. düşüncesi bile tüylerimi ürpertti'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
perfection • minsung
Fanfictioneğer dünya kusursuz insanları barındıracak kadar mükemmel olsaydı, narsist romeonun juliete aşkla bakacak gözleri olur muydu? texting+düzyazı ⚠️mizah altı trajedi içerir ⚠️küfür ve argo