.
Kalpsizin biri demişsin hani,
Bari yorgun argın, bakışalım.
.
Cihan bizi okuldan aldığında, hep birlikte eve gelmiştik. Bugün Ömer ya da Asaf ile dersim yoktu ama okulda bir kaç kez karşılaşmıştık. Adının Baran olduğunu öğrendiğim çocuğun, Kıvanç'a yaptığı şeyleri Asaf'a söylemek istiyordum.
"Işıl, okulun nasıl geçti? Arkadaş edinebildin mi?" Pelin ablanın yemek masasında bir anda açtığı konuyla, babamda bana bakmıştı. Dudaklarıma yasladığım su bardağını masaya bırakarak, Pelin ablaya döndüm.
"İyiydi, henüz sınıfa alışamadım pek." Gözlerim istemsizce Asaf'a döndüğünde, bakışlarını üzerimde buldum. Tekrar tabağıma döndüm ve elimdeki çatalla tabaktaki yemekleri bir oraya bir buraya itekledim.
Açıkçası biraz gergindim çünkü bunu Kıvanç'ın anlatması gerekiyordu ve bende sanki onun işine burnumu sokmuş gibi hissediyordum. Ama yine de önceki okulumda bunu, bir türlü cesaretini toplayamayan ben yerine yapacak birileri olsa iyi olurdu diye düşünmekten de alamıyordum kendimi.
Yemekler bittiğinde, Pelin ablaya toplamasında yardım etmiştim. Asaf'ın yukarıya çıktığını biliyordum, bu yüzden sadece oyalanıyordum. Mutfak işi bittiğindeyse, uğraşacak bir şeyim kalmadığı için merdivenlere yönelmiştim.
"Işıl," Arkamdan babamın sesi geldiğinde, merdivene attığım adımla beraber duraksamıştım. Vücudumu ona çevirdiğimde, elinde olan zarfla yanıma geliyordu. O zarfı alsam da almasam da kullanmak istemiyordum. Çocuk yetiştirmek para vermekle olmuyordu.
"Bunu almamışsın, neden?" Sorusuyla derin bir nefes alsam da, önümdeki bedeninden yayılan parfüm kokusu da ciğerimde gezinmişti. Boğazımı temizleyerek gözlerimi elinde olan zarftan çektim ve ona baktım.
"Almak istemiyorum. Kimlik yeterli." Asıl almamam gereken kimlikti belki de ama almıştım işte. Yılların isteğini gözlerimle görünce almadan edememiştim. Babalığını nasıl uzaklaştırdıysa, soyadını da öyle uzaklaştırmıştı benden.
"Neden?" Gözleri simamda gezindikten sonra başını omzuna yatırdı. "Benim yüzümden mi?" Dudaklarımda uçuk bir gülümseme olmuştu.
"Kendine bu kadar yüklenme, neden senlik olsun, değil mi?" Alayla konuştuktan hemen sonra arkamda kalan merdivenlerden yukarıya çıkmıştım. İlk katta Asaf'ın odası olduğunu biliyordum ama Pelin abla ve babamın da odası olduğu için çekinmiştim.
Yine de katta ki ilk odanın kapısını tıkladım. Ses gelmeyince kaşlarım çatılsa da, yatmış ya da duymamış olma ihtimaline karşılık kapıyı azıcık aralayarak başımı sokmuştum. Gözlerim odada gezindiğinde, duvarda asılı olan resimler çekmişti dikkatimi.
Eskiden annemle babamın düğün fotoğrafları vardı. Arada sırada babamı özlediğimde, o resimlere bakardım. Ama şimdi gördüğüm fotoğraflarda babam ve Pelin abla vardı.
"Işıl?" Ömer'in sesini duyduğumda, başımı kapıdan çıkarmış ve arkamda anlamaz gözlerle bana bakan Ömer'e dönmüştüm. "Ne arıyorsun?" Aralık olan kapıyı kapattım ve tüm vücudumu ona çevirdim.
"Asaf'ın odasını arıyordum, nerede?" Abi diyemedim. Nedeni belirsizdi ama diyemedim. Ömer'in anlamaz bakışları düzeldi ve sonrasında yanda ki odayı gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmurda Islanmayı Seçtik
ChickLit/Aile Kurgusu/ Yeni bir ev, yeni insanlar, aynı baba fakat farklı ruh. Gözlerinde yoktu artık küçük bir çocuk, çoktan terk etmişti yuvasını. Heyecan yoktu artık içinde, bedeni büyüyünce terk etmişti kalbini. Yeniden canlanacak, bazen solacak duygula...