1.1

9.8K 638 50
                                    

.

Anne bana simit al.

Neden burada değilsin?

Rahat bir yerde misin?

.

Okuldan Kıvanç ve Oğuzla beraber çıkarken, Kıvanç'ın kendi kendine olan konuşmalarını dinliyordum. Her ne kadar dikkatimi çekmese de, sıkılmıştım.

"İşte yanımda bir arkadaşım vardı ama görseniz kedilere nasıl aşık. Yolda bir kedi gördü, aman aman yavrum diye diye gitti yanına," Daha cümlesini bitirmeden gülmeye başladı kendi kendine. "Sonra kedi bunun yüzünü bir tırmalamasın mı?" Bu kez olayı tekrar yaşıyor gibi daha fazla gülmeye başladığında, haline tebessüm etmiştim.

Bahçeden çıkarken, gözlerim Cihanla çarpışmıştı. Bakışları bende gezinirken, en çokta dudaklarımdaki ufak tebessüme bakıyordu. Gözlerimi ondan çekerek yanımdakilere döndüm. "Gidiyorum ben." Kıvanç gülmeye devam ederken, eliyle tamam işareti yapmıştı. Oğuz da ufak bir baş selamı verdi.

Adımlarımı hızlandırdım ve Cihan'ın yanına ulaştım. Sırtını yaslandığı arabadan çekti ve yanağımdan makas alarak benim için kapıyı açtı. Açtığı kapıdan girdim ve onun da arabaya binmesini bekledim.

"Arkadaş edinebilmişsin, sevindim." Dedi kemerini takarken. Dudaklarımda olan tebessümü silmedim ve kafamı salladım yalnızca. "Sahile gidelim biraz, işin var mı?" Gözleri bana döndüğünde, evden biraz olsun uzaklaşmanın iyi geleceğini hissetmiştim.

"İşim yok, gidelim." Sonrası sessizdi. Cihan yalnızca arabayı kullanmıştı, bende başımı cama yaslayarak yolu izlemiştim.

Sahile geldiğimizde, çantamı arabada bırakarak çıktım. Cihan da hemen arkamdan geldiğinde, omzumu sararak kolu altına almıştı beni. Başımı koluna yasladım.

Sakince yürürken, gözlerim bir anlığına kayalıklara çarptı. Tanıdık sima kaşlarımın çatılmasına neden olurken, boğazım düğümlenmişti. Annem oradaydı. Yanında kocası, Yavuz vardı. Yanlarında gördüğüm kız ise, Yavuz'un kızından başkası değildi.

Annem kıza sarılmıştı. İsmi Eylül'dü. Benden yalnızca bir ya da iki yaş küçüktü ama annem onu gördüğü anda öyle bir sevmişti ki, onları yanyana gördüğüm ilk an kalbimin vücuduma ağır geldiğini hissetmiştim.

Yavuz iyi bir babaydı. Onun Eylül'le nasıl anlaştıklarını ve arada ufak tatlı kızışmalarını görmüştüm. Belki bana da babalık yapabilirdi ama aramıza oldukça yüksek ve kalın bir duvar örmem engellemişti onu.

Annem Eylül'e sarılmıştı. Bir eli Eylül'ün saçlarını okşarken, diğer eli sırtında geziniyordu. Annem bana hiç sarılmamıştı.

Cihan dusaksadığımı fark ettiğinde, bana dönmüştü. Dolduğunu fark etmediğim gözlerimi çektim annemden. Yola baktım yalnızca. Yanlarından usulca geçerken, beni fark etmemelerini izledim sakince.

Annem Eylül'e sarılmıştı. Benimle zıt olan kıza sarılmıştı. Ama beni bu hale getiren de annem değil miydi? Beni sevmesi için saçlarımı boyamam, değişmem mi gerekirdi?

"Işıl," Onlar artık çokça arkamızda kaldıklarında, Cihan seslenmişti bana. Dolu gözlerimi çeviremedim. "Güzelim iyi misin? Eve gidelim mi?" Annemi tanıyor muydu, ya da fark etti mi bilmiyorum. Ama bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.

Yağmurda Islanmayı SeçtikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin