.
Sen orada yoksun,
Çağırdığımda.
.
Sabah kendimi hala halsiz ve yorgun hissederken bulmuştum. Dün bir şey yememiş ve yetmezmiş gibi bir de lavaboda fayansın üzerinde uyuya kalmıştım.
Yerden kalkarken, belimin ağrısı yüzümü buruşturmama neden oldu. Bir elimle kapıdan destek alırken, diğer elim belimdeydi. Lavanonun kilidini açarak odamda kısa bir göz gezdirdim ve sonrasında yatağıma ilerledim.
Yatağıma oturduğumda, kapımın çalınması eş zamanlı olmuştu. Gözlerim kapıya dönerken, ses çıkarmadım. Kapıyı aralayarak içeriye başını sokan Ömer'i izledim yorgun gözlerle.
"Işıl," Gözleri yorgun simamda gezinirken, bedenini de tamamen içeriye sokmuştu. Bir kaç adım attığında, gözlerimi odamda gezdirme ihtiyacı hissettim. "Yeşim bir kaç saate burada olacak. O gelmeden seninle konuşmak istedim."
Yeşim, kız kardeşiydi. Öz ve öz kardeşiydi. Belki o gelecek diye unutacaklardı beni, hiç hatırlamamış olmalarına rağmen.
Yanıma yaklaştığında ve yatağımın boş kalan yerine oturduğunda, bakışlarımı çaprazımda olan cama sabitlemiştim. Ömer bedenini tamamen bana çevirirken, diyeceği sözleri bekliyordum.
"Yeşim, bizden çokça kopuk bir kızdı. Çoğu zaman, hatta hep," Duraksadığında, ona bakma gereksinimi duydum. "Babamla kalır. Küçükken de babama çok bağlıydı ve hala da öyle." Derin bir nefes aldığında, etrafta gezen gözleri bana dönmüştü. "Tavırları son üç yıldır değişti. Tamam, zaten hiçbirimizle abi kardeş ilişkisi kurmamış, yabancı saymıştı ama artık annemden de koptu."
"Bunları bana niye anlatıyorsun?" Dedim sözünü keserek. Ailesini bana anlatmasını istemiyordum. En azından kopuk da olsa bir aileleri vardı ve bunu dinlemek istemiyordum.
"Yeşim geldiğinde sana soğuk davranabilir, yemek masasında kavga çıkarabilir, sana sataşabilir. Biz engelleriz elbette ama üzülmeni istemiyorum." Dudaklarımda ufak, alaycıl bir gülümseme oluştu.
"Tanımadığım birinin bana soğuk davranması umrumda olmazdı zaten, üzülmezdim."
"Ama babanla olan samimiyeti seni üzerdi. Bunun için buraya geldim." Kaşlarım çatıldı ve dudaklarımda olan alaycıl gülümseme silindi. "Yeşim, babanı öz babası gibi sever. Bizden bir hayli kopsa da babanla olan baba-kız ilişkileri hiç etkilenmedi." Sözleri, bir bir zihnimde tekrarlanırken, nedensiz bir sıkıntı da hissetmiştim kalbimde.
Baba-kız demişti. Bana yapmadığı bir babalığı, başka bir kıza yapmış ve ilişkileri engellere rağmen hiç sarsılmamıştı.
Baba, bahaneler üretme bana. Sevmediğini söyle ve git tekrar uzaklara.
"Bak Işıl," Ömer'in sıcak eli, buz tutmuş ellerimin üzerine kondu. Baş parmağı hafifçe hareket etti elimin üzerinde. "Seni gerçekten önemsiyorum, kız kardeşim olarak görüyorum. Üzülmen, üzülmem demek. Duvarlarını görüyorum, anlıyorum. Yaşadıkların zor, biliyorum. Ama lütfen yanında benim olduğumu unutma, tamam mı?" Gözleri usulca yüzümde gezinirken, ellerimi dudaklarına yaklaştırdı. Ufak bir buse kondurarak, bıraktı.
Dudaklarında gerçek olmadığını anladığım bir gülümseme oluştu. Şefkatli görünüyordu. Sonrasında kısa saçlarımın uçlarına kısacık bir kaç saniye dokunarak yatağımdan kalktı ve odamdan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmurda Islanmayı Seçtik
ChickLit/Aile Kurgusu/ Yeni bir ev, yeni insanlar, aynı baba fakat farklı ruh. Gözlerinde yoktu artık küçük bir çocuk, çoktan terk etmişti yuvasını. Heyecan yoktu artık içinde, bedeni büyüyünce terk etmişti kalbini. Yeniden canlanacak, bazen solacak duygula...