4

66 4 19
                                    

Levi her zamanki gibi insomnia yüzünden uyuyamamıştı, sadece yatakta dönüp duruyordu. Aklına o gün bulunan ceset geldi, Hange'ye henüz bahsetmemişleri ve şimdilik bahsetmeyi de düşünmüyorlardı. O lanet olası katili bir an önce yakalamalılardı, kim olduğunu biliyorlardı ancak henüz bir kanıtlarının olmaması onları deli ediyordu.

Kendi kendine düşünürken yan odadan hafif bir inilti ve mırıldanma duydu, Hange'nin odasından geliyordu. Levi; Hange'nin kâbus gördüğünü biliyordu, muhtemelen bugün de kâbus görüyordu. Yatağından kalktı, daha yeni duş almıştı ve üstü hala çıplaktı. Bir şeyler giymeye zahmet etmeden odasından çıkıp Hange'nin odasına yöneldi, kapıyı hafifçe araladı ve içeri girdi. Hange ter içindeydi, bir şeyler mırıldanıyordu ve acı içinde olduğu belliydi.

Levi, Hange'nin kolunu nazikçe sarstı, onu korkutmadan uyandırmaya çalıştı. Kulağına eğilip hafifçe fısıldadı. "Hange... Hange, uyan."

Oda karanlık olmasına rağmen Hange'nin gözünden akan yaşları görebiliyordu Levi, kolunu sarsınca Hange hafif bir iniltiyle onu itmeye çalıştı. "Dur, yapma... Bırak beni... Ah, hayır..!"

"Hange, aç gözünü ben burdayım. Benim, Levi. Gözlerini aç, iyi olacaksın..." Levi onu sakinleştirmeye çalıştı, endişelenmeye başlamıştı ama sakinliğini korudu. Hange onu iteklemeye devam edince canını yakmadan kolunu sıktı ve ses tonunu sertleştirdi.

"Hange, uyan!" Hange, nefes nefese kalmış bir şekilde uyandı tekrardan. Hâlâ kabusun etkisinde olduğu için uyandığı an kollarını kaldırarak kendini korumaya çalıştı. Levi tekrar yumuşamıştı, Hange'nin kollarını yüzünden çekti.

"Şşş, her şey yolunda. Iyisin, ben buradayım." Hange sakinleşmeye başlayınca Levi'ya baktı, nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Yataktan doğrulmaya çalıştı ancak aniden hareket ettiği için başı döndü. Levi onu destekleyerek kendine yasladı, Hange'nin nefesi düzenlenince sordu.

"Iyi misin?" Hange hafifçe başıyla onayladı. Kendini Levi'ın kollarına bıraktı, o an Levi'ın çıplak olduğunu fark etti, yüzü kızardı. Uzaklaşmaya çalıştı ancak Levi kollarını onun etrafına sararak kendine çekti.

Hange, Levi'ın ne yapmak üzere olduğunu anladı. Normalde temastan nefret ettiğini biliyordu ancak kendisi temas istiyorsa durum başkaydı, bunu biliyordu çünkü ilk seferleri değildi. Levi'ya doğru döndü, yüzünü yavaşça onunkine yaklaştırdı, ilk adımı ondan bekliyordu.

Levi hafifçe sırıtarak ona yaklaştı, nefesini hissetmeye başlayınca bir süre durdu. Gözlerini kapatıp Hange'nin dudaklarına değene kadar devam etti. Işi pişirmeye başladıklarında zevkten hiçbir şey düşünmüyorlardı ancak Levi bir an kendini kötü hissetti, kendini Hange'nin güçsüz halinden faydalanan bir sapık gibi hissetti. Ancak Hange rahatsız görünmediğini için çok da üzerinde durmadı. Geceyi zevkle bitirdiler, ta ki Erwin herkesi aceleyle uyandırana kadar.

***

Tamam, biraz uçmuş olabilirim ama bu Levi ve Hange'nin aşk hikayesi değil hayat hikayesi🙈✨ Uzatacaktım da diğer bölüme de birşeyler kalsın diye bıraktım.


The Past Future of Veterans | LeviHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin