Namjoon, işlerinin arasında boğulurken telefonundan gelen sesle dikkatini oraya vermişti. Eşinden gelen mesajı görünce önce endişelendi. Mesajı okuyunca ise endişesi katlanarak arttı.
Elleriyle yüzünü ovuşturup saatlerdir yemek için bile kalkmadığı masasından kalktı. Şirketin terasına doğru ilerlerken telefonunu eline almış eşini arıyordu.
Birkaç çalıştan sonra açılan telefonun ucundan Seokjin'in sıkıntılı sesi duyuldu.
"Efendim sevgilim?"
Namjoon derin bir nefes alıp eşinin iyi olmasına mutlu oldu bir süre.
"İyisin değil mi güzelim?"
Seokjin o kadar da iyi olmamasına rağmen yumuşak bir onaylama mırıltısı bıraktı dudaklarının arasından. Namjoon'dan bir şey saklamaması gerektiğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden hızlıca konuya girdi.
"Annen geldi. Bir şeyler söyleyip gitti. Ses kaydı aldım sevgilim. Eve gelince dinlersin."
Namjoon tekrar boğulmaya başlamıştı. Bu defa düşünceleri boğuyordu onu.
Sakin kalmaya çalışarak eşini onayladı ardından ona endişelenmemesini, dükkanı kapatıp eve geçip dinlenmesini söyledi. Birbirlerine sevdiklerini söyleyip telefonlarını kapattılar.
Seokjin, kocasının istediği gibi yapmıştı. Dükkanı kapatmış eve geçip kapıyı kilitlemişti. Ardından sıcak bir duş almış, salondaki geniş koltuğa uzanmıştı.
Eşinden uzak olarak Namjoon şirketin terasında derin nefesler alıyordu. Cebinden bir paket çıkarmış dudaklarının arasına uzun sigarayı bırakmıştı.
Eli çakmağına gidince bir kere daha düşündü bu zehri içine çekip çekmemeyi. Seokjin biliyordu arada sigara içtiğini hatta bazen beraber içerlerdi. Ama abartmadan yaparlardı bunu. Azar azar.
Son zamanlarda ise Namjoon eşinin haberi olmaksızın çok fazla sigara içmeye başlamıştı. Stresinden yapıyordu ama Seokjin öğrenirse ona ne kadar kızacağını biliyordu.
Önce çakmağı ardından sigarasını yaktı.
Dudaklarının arasından çıkan dumanı izleyerek düşüncelerine daldı.
Birkaç dakikalık mola ve eşinin iyi olduğunu bilmesi güzeldi.
Annesinin rahat durmayacağını biliyordu. Kim bilir ne kötü laflar etmişti güzeller güzeli eşine.
Ne olursa olsun Seokjin'i korumalıydı. Değerlisini, gerçekliğini korumalıydı.
Eve dönerken tüm bunlar kafasını meşgul etmişti.
Her şey evinin kapısına gelip bembeyaz teni, bordoya çalan kırmızı dudakları, ince beli ve gülümseyen güzel yüzüyle kapıda onu karşılayan eşini görene kadardı ama.
Tekrar ve tekrar huzur buldular.
Her şeyin üstesinden beraber gelebileceklerini bilmenin huzuruyla doldu içleri.
Bolca sarıldılar. Öpüştüler. Koklaştılar. Konuştular.
Günün sonunda birbirlerine yaslandılar.
Bu gerçekliği birlikte güzelleştireceklerdi.
