Vijf

327 39 25
                                    

namjoonie:
Hyung! Bu gece de yanıma gelecek misin?

seokjiniehyung:
Üzgünüm Namjoon, bu gece gelemem.

namjoonie:
Neden hyung?

seokjiniehyung:
Gelemem işte. Sebebini sorma.

namjoonie:
Peki, hyung. İyi geceler.

seokjiniehyung:
İyi geceler.

***

Namjoon gözyaşlarını yavaşça sildi. Ne zaman bu kadar ağlak birine dönüştüğünü bilmiyordu.

Belki aşık olduğundan beri.

Seokjin'in onu bir kardeşten öte görmemesi ve bu aralar onu sık sık terslemesi kalbinin daha fazla yara almasına sebep oluyordu.

Kendini tutamıyordu. Yatağını parçalamak üzereydi. Sinirden ve üzüntüden şuan her şeyi yapabilirdi. Tek istediği biraz hava almak ve hyungunun kolları arasında uyumaktı. Anlaşılan o ki sadece hava alabilecekti.

Bulanık gören gözlerine rağmen ayağa kalktı ve hiç düşünmeden kendini dışarıya attı. Büyük binanın dışına çıkmış ve adımlarını en yakındaki parka çevirmişti.

Hızlı yürüyüşü sebebiyle kısa sürede ulaştığı parkta iki beden gördü.

Bankın birinde sarmaş dolaş oturmuş birbirlerine küçük öpücükler veriyorlardı. Erkek olan kızın üşüdüğünü fark edince ceketini çıkarmış ve nazikçe omuzlarına bırakmıştı.

Kafasını kaldırması ise Namjoon'a çok zor anlar yaşatmıştı.

Onu tanıyordu. Biricik hyung'u, Seokjin'i, başkalarını kollarına almıştı. O odasında yanlız başına ağlıyorken, soğuktan üşümüş bedenini düşünmeden sokaklara atıyorken onun çok sevdiği hyungu başkalarını ısıtıyordu.

Onu tanıdığı andan sonra koşmaya başladı Namjoon. Canını yakmak istercesine koştu. Kurtulmak istedi.

İnsan kendinden nasıl kurtulabilirdi ki?

reality | namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin