2

5.6K 192 13
                                    

Elçin'den

Göğüs kafesim yırtılırcasına genişlemişken bacaklarımı artık hissetmiyordum. Durursam yakalanacağımı bildiğim için bedenimi devre dışı bırakmış, robot misali sadece koşmaya kurmuştum. Gidiyordum ama nereye? Dağ başında ormanın içinde kimsenin olmayacağından emin olduğum için yardım çığlıkları atarak nefesimi tüketmiyordum. Bu izimi de belli ederdi. O sırada gök gürültüsüyle birlikte başlayan yağmur da 'Bir sen eksiktin!' dedirtiyordu.

Murat'tan

Hissettiğim hareketlilikle atın dizginini çekmiştim. Ormana doğru kulak kesildikten sonra yağmur damlalarının arasından gelen sesle haklı olduğumu anlamıştım. Kuzgun'u ağaca bağlayıp etrafı dikkatlice dinlemeye devam ettim. Bu sırada etrafını kontrol ederek nereye gittiğini bilmez bir halde süratle koşan, üzerinde elbise mi gecelik mi ne olduğunu anlayamadığım bir kumaş parçası olan kadını gördüm. İlk şoku atlattıktan sonra yavaşça yanına gitmeye yeltendim ama çok hızlı koşuyordu. Yetişmek adına hızımı artırdım ve ben de koşmaya başladım.

Elçin'den

Süratle ilerlerken kendi kalp atışımdan ve nefes alışverişimden kimseyi duymadığım için sağ tarafımdan birden önüme çıkıp beni sıkıca tutan adamla irkildim. Hızıma rağmen belimden sıkıca kavramıştı. Uzun boylu, esmer, güçlü kuvvetli, iyi giyimli bir adamdı. Kolları arasında boğulurcasına nefes alıp vermeye devam ederken bedenimi bacaklarım mı taşıyordu yoksa adam mı ayırt edemez bir haldeydim. Gözlerindeki şaşkınlığı görmemle aradığım umudu bulduğum düşüncesiyle kelimeler zorla ağzımdan döküldü.

"Yardım et..."

Murat'tan

Beyaz teni kireç gibi olmuş kız can havliyle ağzından kelimeleri çıkardıktan sonra zayıf bedenini kollarıma teslim etmişti. Nabzını kontrol ettiğimde çok yüksek atıyordu. Bedenini kucağıma kaldırırken etrafı kontrol ediyordum. Kendinden başka ortalıkta hiçbir şey gözükmüyordu. Ağaca bağladığım Kuzgun'a doğru ilerledim. Kızı yüzüstü olacak şekilde kollarını ve bacaklarını iki yandan sarkıtarak atın üzerine yerleştirdim. Kuzgun biraz hırçınlıkla silkelense de sakin olması için dizgininden tutup yelesini okşayarak çiftliğe doğru ilerledim.

Çiftliğe geldiğimizde korumalardan ikisi beni görerek hızla yanımıza geldiler. Kızı kucağıma alıp içeri götürürken Kuzgun'u onlara teslim ettim. Eve girdiğimde ev işlerinde yardımcı olan Ayten Abla'ya seslendim. Mutfaktan telaşla çıktığında gördüğü manzara daha da şaşırmasına sebep olmuştu. Yukarı kata çıkarken bir taraftan da peşime düşmüş şekilde onunla konuşuyordum.

"Ayten Abla misafir odasının kapısını açar mısın?"

"Aman oğlum ne bu hal, hayırdır!?"

"Ormanda buldum, peri kızı galiba ha ne dersin?"

Muzip bir gülümseme atmıştım.

"Deli deli konuşma. Hırlı mı hırsız mı oğlum, ne diye getirdin elin karısını eve?"

Bu sırada misafir odasına girmiştik.

"Şuncacık kızın bana bir zararı olmaz heralde dimi Ayten Abla. Sen aç bakayım şu yatağı."

Yatağı açtığında kızı yavaşça bırakmıştım. Nabzını kontrol ettiğimde normale dönmüştü.

"Ayten Abla, sen birkaç parça bir şeyler ayarlasana şu kızın üstüne. Varsa seninkilerden falan."

"Tamam hemen bakayım."

Ayten Abla dışarı çıktığında bir yerinde yarası var mı diye kızın açıkta olan kollarını ve bacaklarını inceledim. Bacaklarında ince diken kesiğinden başka görünürde bir şeyi yoktu. Buz gibiydi. Yorganı üzerine örttüm. Bu sırada Ayten Abla elinde birkaç parça kıyafetle gelmişti.

"Bunları ayarladım ama olmazsa bakalım yine duruma."

"Tamamdır sağolasın. Yemekte ne var bugün?"

"Mercimekli bulgur pilavı yapmıştım. Ev yoğurduyla yersin diye. Yanına da zeytinyağlı sebze sürdüm fırına."

"Ellerine sağlık, sen bir de zahmet olmazsa azcık çorba yap. Uyandığında içer. Tarhana olsun."

"Tamam oğlum hemen yaparım ben."

Ayten Abla çıktığında kapıyı kapatmıştı. Yatağın kenarına yavaşça oturup kızın yüzünü incelemeye başladım. Gözleri renkliydi sanırım. Az önceki hengamede dikkatimi çekse de pek aklımda kalmamıştı. Dağılmış sarı saçlarını yüzünden kenara nazikçe ittirdim. Yüzük ve serçe parmağımı yanağına koyarak vücut ısısına baktım. Hâlâ buz gibiydi. Yatağın yanından kalkıp kenardaki berjere oturdum. Geriye sadece beklemek kalmıştı.

BEBEĞİMİN ANNESİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin