Gece geç saatte bahçeden odama geçerken Elçin çoktan odasına çıkmıştı. Odama yeni girecek olmama rağmen kapısı kapalıydı. Kapıyı açtığımda yatağın üzerinde üzerinde şık bir gecelikle Elçin'i görmemle büyük bir şok geçirdim.
E-Elçin...
Uyuyordu. Yavaşça yaklaşıp yanına uzandım. Bembeyaz teni pürüzsüzdü. İçimden o an teninin her yerini öpmek geçti. Elimi yanağına koyup sevmeye başladım. Gözleri hâlâ kapalıydı. Açıkta kalan süt beyazı boynuna eğildim ve gözlerimi kapatarak kokusunu içime çektim. Dudaklarına usulca kapanmak için yeltendiğimde uyanmıştı. Mahrur bakışları gözlerimi buldu. Aramızdaki kısa mesafeye rağmen kendimi geri çekmiyordum. Bir eliyle boynuma sarılarak beni kendine çekti ve öpüşmeye başladık. Üzerine geçerken bacaklarını aralamıştı. Vajinasını görmememe rağmen yumuşaklığını ve sıcaklığını penisimde hissediyordum. Çok sertleşmiştim. Zevkle kendimi Elçin'e daha da bastırıyordum. Kesilen nefesimle birlikte dudaklarından ayrıldığımda ağzından zevkli bir inleme çıktı.
"Ââhhh!"
Nefes nefeseyken kesik cümlelerle konuştum.
"Elçin... Mmhh... Napıyoruz biz..?"
"Devat et Murat lütfen âhh!"
Kalçasını oynatmaya başladığında penisim daha da fazla kayganlaşmıştı. Çok fazla zevk alıyordum.
"Elçin yapma... Boşalırım."
Uyarım üzerine dudaklarıma hırsla kapanmıştı. Sürtünmesi hızlanırken boşalacağımdan emindim. Hızla içine girdiğimde sıcacık hissiyle boşalmaya başlamıştım.
Boşaldıktan sonra kendimi Elçin'in içinden geri çekerken Elçin karnı şiş bir halde önümde yatıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
Uyandığımda kan ter içinde nefes nefeseydim. Spermlerim boxerımı doldurmuştu. Odaya ve yanıma baktığımda kimse yoktu. Saat sabahın 7'siydi. Nefesimi düzenleyip sakince uzanmaya devam ettim. Az önce gördüğüm rüyayı sindirmeye çalışıyordum. Sakinleştiğimde duş almak için banyoya geçtim.
Duştan çıktığımda üzerimi giyinip aşağı inmek için odadan çıktım. Elçin'in odasının kapısı kapalıydı. Kendimi çok garip hissediyordum. Gördüğüm rüyanın etkisinden henüz çıkamamıştım. Kapıyı açıp uyuyor mu diye bakmak içimden gelse de uyandırmamak için açmadım. Mutfağa indiğimde Zehra Abla kahvaltı hazırlıyordu.
"Günaydın."
"Günaydın Murat Bey oğlum."
"Nasılsın Zehra Abla? Bir ihtiyacın, sıkıntın var mı?"
