\\1. Bölüm\\
"Lütfen bana saatin kaç olduğunu söyleyebilir misiniz?"
Sorduğum soruyla karşımdaki kadın bana anlamaz gözlerle baktı. Ne demiştim ki?
Gözlerinin yönünü takip ettim ve elime baktığını gördüm. Bende elime baktığımda telefonumun elimde olduğunu gördüm.
Elinde ne tuttuğunu bilmeyecek kadar salak olduğunu düşünmüyordum. Sanırım artık geceleri uyumak yerine ders çalışmamalıyız.
Hayır, seni aptal. Telefonumun şarjı olmadığı için sordum.
O zaman bunu kadına açıkla çünkü şuan deli gibi hareketler yapıyorsun.
İç sesimin uyarısıyla kaşlarımı çattığımı fark ettim ve hemen düzelttim.
"Telefonumun şarjı bitti ve şu an okula yetişmem gerekiyor. Evimden saate bakmadan çıktım da bu yüzden size sordum hanımefendi."
Açıklamamı dinledikten sonra yüz ifadesi düzelen kadına tekrar beklentiyle baktım.
Önce kolundaki kol saatine baktı ve konuşmaya başladı.
"Saat dokuzu kırk dört geçiyor."
Allah kahretmesin! Matematik dersini kaçırıyordum. Eğer koşarak gidersem dersim yarısında anca okula varabilirdim.
Mahvoldum. Mahvoldum. Mahvoldum.
Pamir Hoca beni derse asla almazdı.
"Çok teşekkür ederim. Benim hemen gitmem lazım. Hoşçakalın."
Koşarak okuluma gitmeye başladım. Hem dersi kaçırmam hem de Pamir Hoca'nın dersine geç kalmamam lazımdı. Bu iki kural benim lise hayatımın en önemli kuralıydı.
Artık sonraki gün matematik dersim olan günlere geceleri ders çalışıp uykusuz girmeyecektim. Bunu aklımın her yerine yazdım.
Sadece bir ucuna yazmakla kalamazdım çünkü Pamir Hoca beni her geç kaldığımda öldürüp diriltirdi.
Pamir Hoca'yı düşüneceğine daha hızlı koşsana kızım.
Derin bir nefes aldım ve daha hızlı koşmaya başladım.
Pamir Hoca, 24 yaşındaydı. Benim matematik öğretmenim ve aynı zamanda okulumuzun sahibiydi. Her öğrencinin korkulu rüyasıydı. Her zaman disiplinliydi. Onun gülümsemesini bırakın sırıttığını göremezdiniz. Derslerde kafamıza vura vura konuyu anlatır ve en iyi şekilde anlamamıza neden olurdu. Derslerinin kaynamasına asla izin vermezdi.
Yaklaşık 10 dakika sonra sınıfımın önündeydim. Nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım ve kapıyı açtım.
Direkt kapıyı açtın yani. Aferin kızım. Böyle beyinsizliklere devam et.
İç sesimi zar zor susturdum. Akıllı tahtaya ve akıllı tahtanın önüne baktım. Pamir Hoca hiç sandalyesine oturmazdı. Hep ayakta olurdu, herkesin derse odaklandığına emin olmak için.
Akıllı tahta kapalıydı ve sınıfın hiçbir yerinde Pamir Hoca'nın bedenini göremiyordum.
İşte bu! Hem Pamir Hoca'dan azar yemeyeceğiz hem de şu geç kalanlara verdiği 20 sayfalık matematik testini almayacağız. Vallahi şuan benim bile göbek atasım geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matematik Hocam +18
Teen Fiction"Sana her gün daha fazla deli oluyorum, güzelim." Gülümseyerek söylediği söz ile ben de gülümsedim ve alayla sordum. "Deli mi oluyorsun yoksa aşık mı hocam?" Alayla karışık bir ses tonuyla cevapladı. "Ah, kesinlikle ikisini de aynı anda yaşıyorum...