17.BÖLÜM

15.3K 650 12
                                    

İçeri gireni görmemle sevincim alt üst olmuştu adeta. İçeri girenin Ahmet olduğunu görünce birden elim ayağım titremeye başlamıştı. Sakin olmalıydım Selime asla belli ettirmemeliydim. Hem belli etsem ne olacak ki eskiden karşılıksız duygu besledigim biriydi,hem Selim nerden bilecekti ki,onun için sakin,normal hareketler yapmalıydım. Selime baktigim da onun da yüzünde tarifini edemediğim bir gerginlik oluşmuştu. O anda Selimin bana dönüp tekrar ahmete baktığını farketmiştim,normal olsa gerekti sanırım. Selim tanımıyordu ki icimden bunları geçirirken,tuncayin da rahatsız olduğunu farketmiştim,anlamsizca birbirimize bakıp olanları bekliyorduk adeta. Tam o sırada ahmet birden "geçmiş olsun selim bey ben ahmet,hem tuncayin, hem elifin arkadaşıyım. Hastanede karşılaştık ta siz yoğun bakımdaydınız geçmiş olsun diyememistim o gün." İstemeden de olsa cevap vermeliydim,elife belli etmemeliydim ahmeti tanıdığımı,gerçi bir kere elifle tartışırken ağzımdan kaçmıştı sinirimden, inşaallah hatırlayıp yine tatsız bir olay olmazdı aramızda,istemeyerek te olsa dişlerimi sıkarak tokalasmıştım "Öyle mi buyrun,çok sağolun,çok şükür ki basit atlattık kazayı" "basit mi? Az daha ölüyordun selim" " elif abartma istersen,iyiyim ben" tam herşey düzeliyor derken bu adam da nerden çıkmıştı şimdi. Elifin eskiden ahmeti seviyor olması aklıma geldikçe delirecek gibi oluyordum adeta. Umarım hala ona karşı birşeyler hissetmiyordur gerçi beni sevdiğini söyledi ama,umarım görünce tekrar canlanmamıştır duyguları. Arada elifin benimle ilgilenmesi hoşuma da gitmiyor değildi hele ki ahmetin yaninda bana durmadan bir isteğin var mı? Rahatmısın? Diye ilgilenmesi daha çok hoşuma gidiyordu. Elif bu şekilde ilgilenmeye devam etse sanırım yataktan kalkasim gelmeyecekti. Tuncayin ahmeti uğurlaması sonunda rahatlamıştım,keyfim yerine gelmişti. "Senin burda ne isin var ahmet?" "Sadece elifi görmeye geldim o kadar,sen de iki de bir ne geldin deyip durma,kime geldiğim belli değil mi tuncay efendi? Ben onu tekrar kazanmak için elimden geleni yapacağım,o selim de görecek gününü" "git surdan elimden bir kaza çıkacak simdi" kendimi sakinleştirip içeri öyle girmeliydim,elimi kapıya tam atmıştım ki elif kolumdan tutup bir kenara çekmişti "ya yanlış anlama ama ahmet niye gelmiş tuncay,iki gündür onunla karşılaşıp duruyoruz" "hepsi tamamen bir tevafuk elif,hem bir ara seninle başbaşa konuşsak iyi olur" "simdi söyle işte" "burda olmaz,başka zaman" selimi daha fazla merak ettirmemek için hemen içeri girmiştik. Hava iyice kararmıştı yaninda kalmak için kayinvalidem sen git dinlen ben dururum diyor,bense selimi yalniz bırakmamak için sen git anne diyordum. Ya da ikimizde duracaktık. Selim sıkılmış olmalıydı ki bu durumdan "ikinizde gidin zafer başımda durur,dostlar ne günler için" dediğinde zafere bakarak gülmüştü. Selime inanamıyordum burda ben dururken,sen kal elif demeliyken kime kal diyordu. Selime öfkeli öfkeli bakmayı ihmal etmiyordum. Selime göz göze geldiğim de göz kırparak gülümsemişti ama ben hic oralı olmuyordum. Tam çıkmak için hazirlaniyorken selimin yanına gelip "bunu unutmayacağım selim bey,eşin dururken,arkadaşın kalır mı hic?" Hic oralı olmayışı daha da sinirlenmeme neden oluyordu. Gülümseyerek yanağımı sıkıp "seni seviyorum elifim" demesi daha da sinirime gitmişti bu nasıl sevgiydi anlayamamıştım. Eve beni götürmesi için tuncaya söylemişti,çok ilginçti selimin boyle yapması, ne yapmaya çalışıyordu tam olarak kestiremiyordum. Kayinvalidem ve gamzede kayınpederimin arabasıyla gitmişlerdi. Tuncayin arada pis pis sırıtması hic hoşuma gitmiyordu. Araba da hala selime kızıyordum. Sinirimden şuan nerde olduğumuzu bile bilmiyordum tek farkettigim yolun bu kadar uzun olmasıydı,daha önce hic farketmemiştim. Etrafta ışık olmadığı için iyice karanlık olmuştu. Büyük ağaçların ortasından geçerken o gizemli karanlık daha da gizemli bir hal almıştı. Bunu farketmemle tuncaya dönüp "burası neresi? Nereye getirdin beni?" Diyerek daha da ofkeleniyordum. Tuncayin hala ses çıkarmaması iyice korkmama neden olmuştu. Ah selim ah aferim sana,ben de aptallık gamzegilin arabaya bin git eve. Hem selime, hem kendime kızıyordum. Tuncaya bağırarak söyliyordum bu defa ama hic oralı olmuyordu sadece "bir dur elif,kac ayliksin sen?" "Kaç aylikmis,söyle sende nereye geldik" "tamam ya geldik iste in hadi,ama önce gözlerini baglamam lazım" "o niyeymis,hic de bağlamam" "selim böyle istedi çünkü,söylemeyecektim ama hic durmuyorsun ki elif" "selim mi? Ne alaka" "hadi elif don arkanı da bağlıyım gözlerini" demesiyle hic düşünmeden kabul etmiştim,gerçi biraz korkarak bağlatsam da selim deyince kendimi rahatlamaya çalışıyordum. Tuncayin kolumu tutarak yavaş adımlarla ilerleterek bilmediğim bir yere gelmiştim. Kapıyı yavaşça açtığını duyabiliyordum. "Eğer tuncay bak başka birşey varsa elimden kurtulamazsın haberin olsun,hem selimin de bunu duyacağını unutma" diye bağırarak tuncaya kızıyordum. Kızsam ne olacak gelmiştim bir kere,birde gözü bağlı bir şekilde,kalbim iyice atmaya başlamıştı korkudan,nerdeyse ağlayacaktım hatta. Tuncayin gözümü açmasıyla birlikte ortada iki kişilik hazırlanmış bir aksam yemeği masası duruyordu,gerçi gecenin ikisi olmuştu. Etrafta gül yapraklarıyla birlikte mum ışıkları eşlik ediyordu ortama. Bunları görmemle "bu da ne tuncay" diye arkama bağırarak bir hışımla döndüğüm de selimle göz göze gelmiştik. Tebessüm ederek "sürpriz elif hanım,anladım mi şimdi sen git dedigimi" "yaa selim,çok giciksin,arabada gelesiye kadar sana kızmıştım" elinde uzattığı gülü alıp sıkıca sarsılmıştım. Kendimden cektigimden yüzüne bakarak seni seviyorum,iyi ki hayatımdasın selim" dedigime hala inanamıyordum.Selim ve ben,inanilması çok zor birşeydi,aşık olmam,sevmem dediğim adama şimdi sırılsıklam aşıktım ve onun için endişeleniyordum ve onunda bana aynı duygular beslediğini düşündükçe sevincimden ölecektim sanki. " sen de benim iyi ki hayatimdasin,ben de seni seviyorum elifim" " sen nasıl geldin,iyi misin peki? Bu kolla mı geldin? Alçılı alçılı,ne gerek vardı?" "Tabi ki zafer" "inanmıyorum sana,demek o yüzden zafer kalmıştı,hasta yatağında bile bana sürpriz yapmayı planlıyordun, demiştim sana romantiklik konusunda seni geçemem diye" dedikten sonra uzunca birbirimize bakıp gulusmustuk ve hala kollarımız birbirindeydi ayrılmamıştık. Derin bir nefes aldıktan sonra selimin işaret ettiği yere oturmuştum ve o da tabiki karşı sandalyeye,bu romantik dakikalara birden başlayan slow müzikte ortamı daha da romantiklestirmisti. Biraz tok olmama rağmen masanın üzerinde duran bifteklere takılsa da gözüm tekrar ceviriyordum yememek için,yoksa bu gidişle bi yüz kilo falan olurdum,ben bunları geçirirken birden zaferin içeri gelip "ne içersiniz hanım efendi" diyerek sırıtmasina selimle bizde karşılık vermiştik. Bunun için arkadaşı,ortağı olan zaferi de katmıştı ya birşey demiyordum. Selimin sargılı elleriyle birşey yiyemeyecegini düşünerek birden kalkıp,sandalyeyi yanına çekip ellerimle yedirmeyi planlıyordum. Selimin hic te itiraz etme gibi bir lüksü yoktu malesef,yemek yediği kolu alciliydi çünkü, o da zaten büyük bir mutlulukla elimden yemek yemenin tadını çıkıyordu. "dans edelim mi ne dersin?" "Bu halde mi?" Diyerek kolunu gösterdiğim de çoktan dansa başlamıştık bile. Gözlerimizi birbirimizin gözlerinden alamıyorduk adeta,bu geç gelen bir vuslattı,her ikimizin de beklediği andı ve tabi ki bu ani ölümsüzleştirmek için yine selimin ayarladığı elinde bir fotoğraf makinesiyle tuncay girip bu anı fotoğraflıyordu. İkisini de ayarlamıştı deli adam. Bir ara selimin tuncaydan nefret ettiği aklıma gelince istemsizce "maşaallah tuncayla aranızdan su sızmıyor neye borçlular acaba?" Deyip gülmeyi de ihmal etmemiştim. "Hic sadece arkadaşım değil mi? Arkadaşlar ne günler içindir böyle durumlarda lazım olmak için değil mi?" Deyip hemen konuyu kapatmıştı bile. Bende daha fazla bu ortamı germemek için çok uzatmamıştım. Müzik bitiyor ve bir diğerine başlıyor biz hala kac dakikadır boyleydik bilmiyordum. Oturmamizi söylediğimde yüzünü bir çocuk gibi asıp devam etmişti sözlerine. Sanki yeni bir gerginliğin habercisiydi bu bakış.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin arkadaşlar :-)

BERDEL (Tamamlandı :-) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin