25.BÖLÜM

10.2K 420 5
                                    

Selimle göz göze gelmemiz kaçınılmaz olmuştu. Zarfı açtığımda kavuşmıza az kaldı elifim diye not edilmişti. Kimdi bu şimdi.Selimin zarfı elimden hızla almasıyla okuyup buruşturarak atması bir olmuştu. Gözleriyle asla göz göze gelmek istemiyordum,korkutucu,ürkütücü bakışlarını üzerime çoktan dikmisti.

"elif bu da ne böyle,kim bu?"
Diyerek elimdeki papatyaları alıp yere fırlatarak kolumdan tutup yukarı çıkartırken bir yandan da selma teyzeye sorular yöneltiyordu. Selma teyzenin "bilmiyorum selim oğlum,kapı önüne bırakılmış " demesiyle kolumu git gide sıkması canımı yakıyordu. Yine benim suçum neydi. Odanın kapısını hızla çarparak kolumu bırakmasıyla birlikte tek eliyle saçlarını oynayarak deli deli dolaşması oldukça korkutucuydu. Üzerimdeki ıslak kıyafetler selimin de bağırmasıyla birlikte titrememe neden oluyordu. Bir kac tur attıktan sonra tekrardan üzerime gelerek "elif kim bu şimdi,bak güzelce soruyorum,sence kim olabilir?" "İnan selim ben de bilmiyorum,hem bilsem söylemez miyim?" "Kafayı yiyeceğim elif,evli bir insana kim yollar bu çiçekleri" dediğin de aklıma ilk ahmet gelmişti ama o evin adresini nereden bilecekti ki,hemen kafamdaki ilk aklıma gelen saçma şeyi sildikten sonra odada deli divane tur atan selimi sakinleştirmeye çalışıyordum. "Selim lütfen sakin ol,bir yanlışlık olmuştur" " notun üzerinde kocaman elifim yazıyordu görmedin mi elif? Sacmalama lütfen "
Biliyordum,farkındaydım saçmaladığımın ama onu sakinlestirmeliydim. Selimin bir anda hızla bana dönerek "tabi ya o ahmet şerefsizinden başka kim olur ki,bak elif eğer onunla aranızda birşey varsa" "ne olacak selim ikimizi de vuracak mısın? Selim sen kör musun? Seni ne kadar sevdiğimi görmüyor musun? Ahmet falan yok,bunları kim yolladı inan bana bende bilmiyorum" demem bir işe yaramış mıydi bilmiyordum ama doğruları söyluyordum,ıslaklığın vermiş olduğu soğukluk daha da titrememe neden oluyordu.............

Elifi o şekilde herkesin önünde bağırarak tutup götürmesi keyfimi oldukça yerine getirmişti,ve onları bu şekilde gördükçe zafer kazanmış gibi kollarımı bağlayarak oturmuştum ve ortamdaki sessizliği birden bozmuştum " kesin elifin sevgilisindendir yani kimden olacak?" "Saçmala buket" "kızım ne sacmalamasi,selim de göndermedim dediğine göre" "buket kızım sen istersen evine git,milletin evine karışma hadi kızım" zeynep teyzenin beni bu şekilde uyarmasına biraz kızsam da elimle ağzımı kapatarak "tamam susuyorum" diye işaret etmiştim. "Zeynep hanım,bu ikisine de bir kurşun dökelim,baksanıza ikisinin üzerinde de nazar var kesin" "Ayy lütfen zehra hanim başlamayın yine" "acaba kâğıtta ne yazıyordu da bu kadar kızdı selim,bir dakika ya bahçeye atmadı mı selim buruşturarak" hazine bulmuş gibi hızla gidip büyük bir mutlulukla kağıdı açıp okuduğum da gözlerime inanamamıştım. Gerçekten de bir sevgilisi vardı ya da birisi elifi seviyordu. Az kaldı selim benim olmana diye iç geçirdikten sonra ,içeri hızla girerek kağıdı havada kaldırarak sallamıştım "bak gamze demedim mi ben? Kâğıtta kavuşmamıza az kaldı elifim diye yazmış birisi,kim peki?" Anlamlı anlamlı sırıtmaya devam ederken birden elimin burkuldugunun acısıyla arkama donmemle selimle karşı karşıya gelmiştim. Yüzündeki damarlarından ne kadar sinirli olduğu gayet belli oluyordu. Canımı daha fazla yakarak beni kolumdan tutup sürükleyerek kapının önüne çıkarmıştı. "Bak kızım uğraşma bizle,eliften de uzak dur,yoksa karışmam " "Selim lütfen canımı yakiyorsun" " emin ol en hafif şekilde canını yakıyorum,gerisini sen düşün artık,bu arada yıllardır bana karşı duygular beslediğinin farkında olmadığımı da sanma ufaklık herşeyin farkındayım ve sunu da o ufak beynine iyice soksan iyi olur,ben elifi seviyorum ve beni ondan ancak ölüm ayırır duydun mu? Bir daha sakın bizim evde gormeyecegim seni anlaşıldı mı?" Söylediklerini duymamla birlikte titreyen vücudumla zorda olsa başımı sallamıştım. Beni bir paçavra gibi kapının önüne atıp hızla şoförle birlikte arabasına binip uzaklaşmıştı,bense hala titreyerek olduğum yerde kalmaya devam ediyordum,kapının açıldığını duymuştum ama geri dönüp kim diye bakmaya hic gücüm yoktu. Yanıma yaklaşıp "canım" diye seslendigin de gamzenin olduğunu anlamıştım. İçeri geçmemiz için beni tutup cektigin de titreyen vücudum ve sesimle birlikte "eve gitsem iyi olur" dediğim de olduğum yerden zor bela hareket etmiştim. Yan tarafta olan evime, odama gelmem kaç dakikamı almıştı hiçbir fikrim yoktu. Selim uzun zamandır farkındaymış bense hala farketmesi için debeleniyordum adeta,peki neden farketmemiş tavırlar sergiliyordu. Bundan sonra nasıl evlerine gidecektim,selimin yüzüne nasıl bakacaktım ben,bir anda kendime gelip hiçbirşey olmamış gibi davranmaya karar vermiştim,selimi kendime çekmeliydim. Madem ki zaten farkındaymış oyun oynamaya devam edecektim o zaman..........

Selimin hızla kapıyı vurup gitmesiyle birlikte ıslak kıyafetlere ve titrememe aldırış etmeden bir kaç dakika öylece olanları düşünüyordum. Ahmetin bir anda hayatımıza girdiğini düşündükçe selime hak veriyordum. Tam herşey güzel gidiyor derken tekrar aramızın başkaları tarafından bozulmasından iyice sıkılmıştım. Uzun süre ıslaklığın vermiş olduğu üşüme iyice artınca üzerimdeki ıslak kıyafetleri hemen çıkarıp,telefonumla hicrani aramak için arama tuşuna hızlıca basmıştım.Hızlı adımlarla hemen aşağı inip çıkmak için adim attigim da kayınvalidemin ve gamzenin telaşlı meraklanmış sorularıyla karşı karşıya kalmıştım. "Kızım selim birazdan gelir,çıkma istersen" "anne söylersiniz arkadaşıyla görüşmeye gitti dersiniz,kim diye sorarsa hicran dersiniz,ben çıksam iyi olur" kayınvalidemin arkamdan "elif selimi arasaydın bari" dediğini duymamazlıktan gelip hızla taksiye atlayıp gideceğim yeri söyleyip arada da telefonuma bakmayı ihmal etmiyordum. Buluşma yerine geldiğimde hicran oturduğu yerden hemen kalkarak beni kollarıyla bir kardeş sıcaklığıyla sarmalamasi bir olmuştu. "Ne oldu elif telefonda sesin hic iyi gelmiyordu,yoksa yine o öküz kocan mı?" Dediğin de ağlamaklı sesimle başımı sallamıştım. "İnanmıyorum ya bu defa ne yaptı?" "Ya aslında o değil,her defasında başkaları yüzünden kavga ediyoruz,geçen ahmet diye birisinin yüzünden bu defa isimsiz gönderilen papatyalar yüzünden,beni dinlemeden bağırıp çağırıyor,canımı yakıyor" gözümden gelen yaşları bir anda silip kendime gelmeye çalışıyordum. "Hadi canım üzme kendini,belki buket denilen o kız yapmıştır anlatmıştın ya eşine karşı ilgi gösterdiğini sırf aranızı bozmak için böyle birşey yapmış olabilir?" dediğin de hicrana hak vermiştim. Belki de o yapmıştır uyuz oluyorum şu kıza,ne yapıp edip aramızı bozmayı başarıyordu..........

Elifi bu şekilde görmem beni oldukça mutsuz etmişti.Zaten mutsuz,kapkaranlık olan hayatima renk geldi derken kardeşim gibi sevdiğim insanın üzüntüsüyle huzunleniyordum. Bir gün de bir insan başka birine alışır mıydı? Ben alışmıştım, en azindan bu çekilmez karanlık dünya da tek başıma değildim,bana yol arkadaşı,dost olacak birisiyle karşılaşmam bu karanlik olan dünyanın bana vermiş olduğu hediyesi miydi acaba? Keske diyorum bazen annem yerine ben ölseydim, yıllarca hala atamadığım içimdeki o yaşanmış acıları buse sayesinde unutamıyordum. O hayvanı unuttum,o olayıda unuttum ama buseyi gördükçe o izin vermiyordu devamlı onun gözün içine bakınca,olanları tekrar hatırlamama ve buseye ilgisiz davranmama ,kötü davranmama neden oluyordu. Bazen onu kucağıma alıp sevdiğim de hepsi gözümün önünde bir kısır döngü gibi dönüyordu adeta .Ben o pisliği yaşıyorum sonra hamile kalıyorum daha sonra annemi kaybediyorum en sonunda babam evden gidiyor. Ne biçim lan bu yaşadığım hayat,param herşeyim vardı ama ailem yoktu,sevgiye muhtaçtim,sevilmeye,bir anne babanın çocuklarını başı okşaması gibi başımın oksanmasina ihtiyacım vardı. Gerçi buse sayesinde tutunabilmiştim hayata ama yine de bazen insanın aklına geliyordu. Küçük yaşta büyük acılar yaşayarak buseyi kucağıma almıştım ama herkese kardeşim olarak tanıtmıştım. Annelige hazır değildim ama ona iyi bir abla olmaya hazırdım. Keşke diyorum bazen zamanı geriye alıp o partiye hic gitmemiş olsaydım da babam annem yanim da olsaydı. Herşey o evin arka tarafinda kalan ormanın oraya gitmemizle başlamıştı. Aslında iclal ve hilalin gole girmesiyle başlamıştı. Onlara uyup gole bir anda girmiştim. Üç kızın burda ne işleri vardı. Ayak seslerini ve odun çıtırtilarini duymamizla çıkmamız bir olsa da olduğumuz yerde kalakalmıştık. Ev tam karşımızda duruyordu ama oraya varmak o durumda beynim ve gözlerime çok uzak geliyordu. Sadece uzakta kalmis olan evin ışıkları ve ayın vermiş olduğu aydınlık vardı.

BERDEL (Tamamlandı :-) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin