9.BÖLÜM

21.7K 826 11
                                    

Telefonuma gelen mesajla tekrar şok olmuştum. "seni seviyorum dediğim için özür dilerim. Yanımda tuncay vardi. Ağzımdan bir anda öyle çıktı,tekrardan kusura bakma elif " diye mesaj atmıştı.Uyuz ne olacak. Sırf tuncay olduğu için söylemiş. Hayır anlamıyorum yani ne gerek vardı ki seni seviyorum hayatım demesine hiç de gerek yoktu. Anca boşu boşuna sevinmeme neden olmuştu.Bülentin "iyimisin elif yüzün biraz önce gülüyordu,şimdi yüzün düştü,kötü birşey yok inşaallah" "yok iyiyim ben" deyip biraz sesimi yükseltmem bülentin yanımdan kalkıp daha sonra görüşürüz elif deyip gitmesine neden olmuştum.Bir yandan kendime kızıyorken diğer yandan selime kızıyordum.Aklıma arada,akşama hazırlanmam gerektiğini söylemesi geldiğinde,selime kızmayı bırakıp,çocuklar gibi seviniyordum ve tabiki binbir türlü romantik sahneler gözümün önüne gelince kendime engel olamayıp ellerimi çırpıp ayy inşaallah demeyi de ihmal etmiyordum sevincimden. Bahçeden içeri girdiğimde kayınvalidem ve zehra hanımı kahve falına bakarken bulmuştum. Zehra hanım, eline fincanı bir kahve bakan falcı edasıyla alıp kayınvalideme "üstünüzde ağır bir yük var zeynep hanımcığım" "aa ne yükü ayol sende, atıyorsanız da tutarlı atın bari" "bak bak tam surda hepsi toplanmış üstünüze" demesiyle kayinvalidem elini ağzına götürüp "gerçekten mi zehra hanım" demesi gülmeme neden olmuştu. Tam yanlarından geçerken,zehra hanımin benimde kahve falıma bakmayı istemesiyle kalıp, ne diyecegimi şaşırarak hemen kendimi yaninda bulmuştum kahve falıma bakması için. Fincanı eline aldığı gibi gerilip kaşlarını cattiktan sonra "kızım senin derdin büyük,ne olmuş sana böyle için kabarmış,uzun saçlı birisi var seninle uğraşıp duruyor. Dur dur bak o kız sonunda zararlı çıkıyor." Gülerek "kesin bukettir" demem kayınvalidemin gülmesine sebeb olmuştum. "Tamam zehra teyze bu kadar yeter gerçektende içim şişti" "ee daha bitmedi gel " "yukarı çıkıp biraz dinlensem iyi olacak,size iyi kahve falı bakmalar" deyip kendimi odama atmıştım. Gamzede evde olmadığı için iyice sıkılmıştım, üç günlüğüne arkadaşının yanına gitmişti gezmeye. Bukette o olmadığı için gelemiyordu çok şükür,bir kaç günde olsa kurtulmuştuk.........."Ee anlat bakalım selim,nasıl oldu bu elif aşkı,berdel olduğunuzu söylemişti buket" dediğimde selimin yüzünü tarif edilemez bir şekilde gülüyordu,tebessüm edip,elindeki kalemi oynarak "onu çok seviyorum tuncay bir bilsen,o da beni seviyor.Hem bu arada biz seni ne zaman evlendireceğiz." "Soruma cevap vermedin" " boşver sen onu da zafer seni aşağıda bekliyor,benim biraz işim var kusura bakma" deyip odamdan beraber çıkmıştık. Tuncayi zaferin yanına bıraktıktan sonra,akşama hazırlanmam için eve gelmiştim. Elifle güzel bir akşam geçirmek için son hazırlıklar tamamdı,sadece o ve ben eksiktik. Kapıdan içeri girdiğimde direk gözlerim sevdiğimi aramıştı ama beni karşılamaya gelmemişti. Kapıyı açan selma teyzeye direk elifin nerde olduğunu sorup,aldığım cevap üzerine hızlı adımlarla direk odamıza çıkıyordum. Odadan içeri girdiğimde elifi balkonda oturuyor vaziyette ve onunde duran deftere birseyler yazdığını görmüştüm. Sessizce gidip defteri önünden alıp arkama saklayıp "yakalandın elif hanım ne yazıyordun?" "Yaa selim,verirmisin lütfen" " söyle,söylemezsen okurum bak,hem de avazım çıktığı kadar" " sadece bir günlük,hem sen bana okuttun mu? Sen okuttugunda ben de sana okutacağım bey efendi" " Tamam o zaman hadi al alabiliyorsan" dediginde selimin peşinden kosmam bir olmuştu.Odanın içerisinde kovalamaca oynuyorduk.Sonra bir anda durup "tamam al hadi acıdım" deyip elini havaya kaldırmasıyla iyice sinirlenip, elindeki günlüğü almak için zıplamalarım boşunaydı. Her ziplayisimda selim kahkaha atıyordu. Sonunda ikimizde pes edip, günlüğü bana uzatmıştı. "Merak etme sen istemeden okumam" demesi ayrıca hoşuma gitmişti. Zaten bir okusaydı ona sırılsıklam aşık olduğumu öğrenecekti.İnadım inatti asla o adım atmadan ya da beni sevdiğini söylemeden söylemeyecektim. İlk o söylesin banane,nerde görülmüş kızın erkeğe ilânı aşk etmesi.Kolundaki saate bakıp "e hadi elif daha hazırlanmadık ama hazırlan cikariz" dediğinde odadan çıkması için gözünün içine bakıyordum. Anlayıp güldüğünde "yapma elif evliyiz biz" deyip sırıtmasıyla kalakalmıştım. "Şakasına dedim kızma hemen,tamam ben banyodayım çabuk ol ama" dediğinde hemen kendimi dolabın yanına atmıştım,üzerime giyecek birşeyler bulmak için. Tam kıyafetleri karıştırırken,gözüme bordo bir elbise çarpmıştı. Hemen onu çıkarıp üzerime geçirmiştim,onun üzerine de hemen bir sal yapıp ve hafif bir makyajla tamamdım. Selime seslenip banyodan çıktığında tebessümle bana bakarak "çok güzel olmuşsun" dediğinde yanaklarımın kizardigini hissedebiliyordum. " Selimde hemen dolaba yönelip takım bir elbise seçip,üzerindeki düğmelerini açmasıyla direk balkona çıkmıştım. Çıkmamla yan taraftaki bahçede oturan buketi bizim balkona baktığını farketmek hiç de zor değildi. Karşılıklı birbirimize zoraki tebessüm ederek başımızı sallamıştık. Bir kaç saniye sonrada selimin elini belimde bulmam bir olmuştu. "Ben hazırım " dediğinde ne oluyor anlamında bir bakış atmamla buketi göstermişti.Buket selimi götürüp de laf atmazmı hiç . "Aa selim nasılsın,nereye hayırdır ikinizde çok şık olmuşsunuz" " iyiyim buketcigim,akşam yemeği diyelim" deyip aynı zamanda tebessüm atmayı da ihmal etmemişti. "Hayırdır selim bey ,buketcigim falan,kızın sana ilgi duyduğunu bildiğin halde ona kur yapıyorsun,bir de şu elini belimden çek" deyip kızmam selimin hoşuna gitmişti ki sanırım " ne oldu kıskandin mı?" "Hiç te değil,neyi kıskancam ? Seni mi? Yazık kız boşuna sevinmesin diye demiştim" deyip kendimi içerideki koltuğa atmıştım......Tam çıkıyorken birden telefonum çaldı,arayan ser yapının adamları olduğunu söyleyen tanımadığım birisiydi.Bir yerin adresini verip orda Şafak Beyin beklediğini ve benimle görüşmek istediğini söylemişti.Görüşmek isterse kendisinin gelmesini söylemiştim beni öyle ayağına çağıramazdı. Telefonu kapatip elifle merdivenlerden iniyorduk,tam o sırada telefonuma gelen mesajla elifi de evde bırakıp hızlıca çıkmıştım.Elifin ne olduğunu anlamadan arkamdan öylece telaşlı gözlerle bakması içimi acitiyordu ama gitmek zorundaydım. "Selim ne oldu,nereye gidiyorsun?" "Çok acil bir işim çıktı elif kusura bakma,zafere söylerim seni o getirir gideceğimiz yere,merak etme gelecegim" deyip hızlıca arabasına bindiği gibi gitmişti. Hemen ne olduğunu anlamak için zaferi aramıştım ama haberi bile yoktu. İçeri girdiğimde kayınvalidemin "ne oldu? Selim niye öyle hızlı çıktı?" demesiyle kalakalmıştım. İşle ilgili olduğunu söyleyip zaferin gelmesini bekliyordum. Zafer biraz daha gecikdikçe ve selimin telefonlarımı açmamasıyla iyice telaslanmis ve merakımdan dudaklarımı kemirmeye başlamıştım...Sonunda zaferi kapıda görmemle ona doğru koşmam bir olmuştu. Telaşlı gözlerle "selimden haber var mı ?" "Tamam meraklanma birşey yok,arayıp seni almamı söyledi oraya gelecekmiş,hadi çıkalım" demesiyle hemen çıkmıştık.Yolda kaç defa aramama rağmen hala açmıyordu telefonu. Benim iyice meraklanmış olmam, zaferin de gayet rahat tavırlar sergilemesini farketmemle "siz iki arkadaş bir olup umarım bana oyun oynamıyorsunuzdur" "yok elif ne oyunu,ben de bilmiyorum gerçekten nerde olduğunu" söylemiştim söylemesine ama benimde içim hiç rahat değildi. Resmen elife yalan söylemiştim.....Geldiğimizde hava kararmaya başlamıştı ama hala selim ortada yoktu.Bizim için özel olarak ayarlanmış şık bir restaurantın teras katına çıkmıştık. Koskoca restaurantta hiç kimse yoktu. Zaferin sizin için ayarladim deyip sandalyeyi çekip oturmasıyla elindeki telefonu oynaması bir olmuştu. Ne kadar rahat bir adamdı,ortada en yakın arkadaşı yok, hic umrunda bile değildi. Teras da resmen tur atıyordum elimdeki telefonla tekrar tekrar ariyordum ama açmıyordu. Saat dokuz olmuştu. Artık iyice endişeleniyordum tam zafere çatacakken karşımda onu öylece görmemle donakalmıştım.

BERDEL (Tamamlandı :-) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin