5~

7 3 0
                                    


3. kişi 'İlahi bakış açısı'...

Adam yavaşça uykuya dalmak üzere olan kızın yanına oturmuş hasret kaldığı güzel yüzünü izliyordu. Güzel prensesi kısa bir süre sonra aptalın biriyle evlenecekti ve elinden hiç bir şey gelmiyordu.

Eli uyuyakalmış kızın saçlarına giderken genç adamın kalbinde bir sızı belirdi. Belki de artık benim güzel prensesim olamayacak diye düşündü.

Daha sonra kızın yorgunluktan mor halkalarla bezenmiş göz altlarında dolandı gözleri. Rengini gecenin karanlığından alan saçları yıpranmıştı. Narin elleri çatlaklarla dolmuş, vücudu görmeyeli çok zayıflamıştı.

Onu hiç bırakmamalıydım diye düşündü içinden. Prensesi artık ne olursa olsun onunla kalmalıydı. Birkaç güne gerçekleşecek olan düğün de iptal edilmeliydi. Sevdiği kadını başka bir adamla evlenirken izlemeyecekti...
Adam kızın küçük ve narin elini son kez tutup odadan yavaşça çıktı.

§

1. Tekil kişi...

Gözlerimi yavaşça açarken evimde olmayı ve bu son olan bütün olayların bir rüya olmasını istedim.
Etrafı görebilmeye başladığım anda yine bir rüyada olmadığımı anlamış oldum.

Ne kadar süredir uyuduğumu bilmiyordum ama vücudum gayet dinlenmiş gibi hissediyordum. Yine de uzandığım yerden kalkmadan tavana bakmaya başladım. Hiç bir şey düşünmeden sadece tavandaki desenleri izliyordum. Bir süre sonra öylece durmaya devam ederken kapı yavaşça açıldı.

Yüzüm ifadesiz bir şekilde kapıya döndüm ve kapıdan içeri girenin bir kadın olduğunu gördüm. Üstünde yeşil ve eteği kabarık bir elbise vardı. Yine yeşil tonlarda takılar takmış, kahverengi dalgalı saçlarını salınık bırakmıştı. Gözleri de yeşildi.

Ne kadar da güzelmiş Hera...

Kızın yeşil gözleri dudaklarındaki samimi tebessümle birleşmiş gibiydi. Sıcak bir tavır sergileyeceğini buradan bile anlamıştım. Hızlı ama asil adımlarla yanıma, yatağın başucuna gelip durdu.

"Günaydın Heria, az sonra senin için bir kaç kıyafet gelecek. Birini seçmeni istiyorum, yani ben eğil gerçi, abim istedi. Akşam bir baloya gidecekmişsiniz. Bu arada uzun süredir görüşmedik, nasılsın? Neler yapıyorsun?"

Daha adını bilmediğim kız cümlelerini heyecanla sıralarken abisini merak ettim. Ve balo demişti. Ben de mi gidecektim?
Hafifçe sesimi ayarlamak için öksürdüm.

"Aslında.. Seni tanıyamadım. Daha doğrusu buranın neresi olduğunu da bilmiyorum. Bana açıklayabilir misin?"

Sanırım artık buradaki insanlara kendimi deli olarak gösterecektim. Başka çarem var mıydı?

Kız kaşlarını çatıp gülümsemeye devam etti.
Tabi o da bi anda böyle bi cümle kurunca şaşırdı.

"Neyden bahsediyorsun? Beni ve burayı tanımıyor musun?"

Rahatsızlıkla gözlerimi kapayıp açtım. Yalan söylemekten zarar gelmezdi değil mi?

"Ah.. Şey aslında sanırım kafamı bir yere çarptım. Şifacımız kısa süreli hafıza kaybı olabileceğinden bahsetti. Kusura bakma seni hatırlayamadım.."

Zamana Tutsak ~ HeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin