SELAM CAN'T STOP 1K OLMUS
UMARIM DAHA COK BUYURUZZ
Bu bolum artik her seyi siktigim bolum olabilir cunku bundan sonra gozyasi aci nefret var nohahahaha kotu cadi gulusu
Ben aslinda biraz kindarim ama sagim solum belli olmadigi gibi bir anda kin gudemyi birakabilirim bu yuzden hicbise belli degil yani
Mutlu gunler yakin degil amk
Ama olabilirde
ㅡSağlıkçıların Jeongin'in odasına girmeleriyle herkesi endişeyle harmanlanmış bir heyecan sarmıştı.
Odanın içinin görünmesini sağlayan camın önüne dizilmiş, ne olduğunu anlamaya çalışıyor ve kötü bir şey olmaması için dualar ediyorlardı.
Yalnızca Hyunjin, bir tek o bakamıyordu, korkuyordu göreceklerinden. Gözlerini yummuş bir şekilde duvara yaslıydı sırtı. Yanağına kuruyan yaşların üzerine yenileri eklenirken, "Lütfen tanrım..." diye mırıldandı. "Sahip olduğum en güzel şeyimi benden alma.." Yanında olmak zorunda değildi, Jeongin'in var olması bile yetiyordu onun için.
Kapının tekrar açılmasıyla nefesini tutmuştu. O sırada herkes çıkan doktorun etrafına toplandı.
"Geçmiş olsun." Dedi doktor gülümseyerek. "Hastamız sonunda uyandı, hemşireler çıktıktan sonra görebilirsiniz ama çok fazla sese ve temasa maruz kalmaması gerek."
Sevinç çığlıkları yükseldi koridordan. Seungmin ve Jieun birbirine sarılmış ağlıyordu. Felix, kafasını Changbin'in göğsüne yaslamış şükürlerini sunuyordu tanrıya.
Jooyeon, sevinçle gülerken Minho'nun duygu yüklü, donmuş ifadesine karşı omuzlarından tutarak onu sarstı. Jisung ve Jooyeon birbirlerine bakarak "Başardı!" Dedi sevinçle. Minho, yüzünde yeni oluşmaya başlayan gülümsemesiyle tekrarladı onu. "Başardı.."
Hyunjin, o an kalbinin yeniden çarptığını hissetti. Acının, korkunun ve üzüntünün bastırdığı o tüm hisler yeni açığa çıkmış gibiydi. Öyle bastırılmıştı ki o güzel duygular, çok kısa bir süre önce Jeongin'in elini tuttuğunda, onun parmağını sıktığını bile hissetmemişti.
Gözlerini açtı Hyunjin, çıkan hemşirelerle beraber Jongsuk, Chan'ın omzunu patpatlayarak Seungmin'i işaret ettiğinde Chan, Seungmin'in göz yaşlarını silerek kendine çekti ve içeri girdiler hep birlikte.
Jeongin, yüzündeki yorgun ifade ve boncuk gözleriyle çökmüş kalabalığı süzdü, gördükleri onu üzmüştü. Sevdiklerinin onun yüzünden bu kadar yıpranması kendine kızmasına neden oluyordu.
Jieun, hızla Jeongin'in yanına ilerledi ve ellerini tuttu. "Oğlum.." dedi dolu gözleriyle, saçlarını okşadı nazikçe. "Duyduğumda çok korktum."
"Iyiyim ben anne, özür dilerim.. Sizi endişelendirdiğim için."
Uzun bir süre sonra Jeongin'in sesini duymak içlerini titretmişti, Hyunjin'in artan gözyaşlarının aynısı, Minho'nun içine akıyordu, görünmezdi onunkiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can't Stop
FanfictionAralarından su sızmayan iki kuzen -aynı zamanda iki varis- Hyunjin ve Minho, Jeongin'e karşı besledikleri duygular yüzünden birbirine düşman kesilirken bu düşmanlık, sadece onlara değil, Jeongin'e de zarar veriyordu. -Hyuninho -Threesome -Mpreg -Bot...