Sa
NabersinizzBu bolum biraz olaylar olacak sanrim
yakin gelecekte Jeongin icinde bir patlama noktasi yazmayi dusuniyorumTum kliselere hazir olun
ㅡ
"Jeongin! Günaydınn~" Hyunjin, yaslandığı arabadan kalçasını ayırıp Jeongin'e el salladı. "Jeongin?" Fakat Jeongin yanıt vermeden aval aval bakıyordu. Hyunjin ne olduğunu anlamadığından yanına gidip önünde durdu ve omuzlarından tutup nazikçe sarstı. "Jeongin iyi misin?"
"Ah, şey.. Beklemiyordum da, yani şaşırdım."
"Neden ki?"
Jeongin kafasını eğdi. "Bilmiyorum, sadece.. Ben yanlış bir şey yapmadım değil mi? Seni sıkmamışımdır umarım?"
"Jeongin! Böyle bir şeyin mümkünatı var mı? Senden asla sıkılmam ve yanlış bir şey yaptığın da yok."
Kafasını kaldırıp omuzlarından tutan Hyunjin'e baktı. "Çok ilgi bağımlısıymışım gibi düşünme ama hyung, bana karşı soğuk olduğunu hissettim bu aralar. Bu yüzden bir şey yaptığımı ya da benden sıkıldığını düşündüm."
Hyunjin, yüzü düşük gence bakıp gülümsedi ve ardından kendine çekerek sıkıca sarıldı. Jeongin'in kolları ise öylece sarkıyordu, afallamıştı.
"Istemsizce seni üzdüğüm için özür dilerim Jeongin. Vize haftasıydı, gergindim biraz. Bunu sana yansıtmamam gerekirdi, üzgünüm."
Jeongin, çekingen bir şekilde sarılmasına karşılık verdi. "Hyung.." Birden kendini tutamayıp ağlamasıyla Hyunjin şaşırdı. "Jeongin?" Omuzlarından tutarak kendinden ayırdı ve yüzünü avuçları arasına aldı. "Neden ağlıyorsun?" Dedi endişeyle ona bakarken.
"Hyung.. Benden uzaklaşacaksın sandım, korktum. Aramıza mesefeler girmesini istemedim. Alıştım sana, benimle olmana."
"Aww!" Ellerini Jeongin'in yanaklarına atıp mıncırmaya başladı. "Sen.. Kiyoooowoooooo! Ağlama artık. " Jeongin ona öylece bakarken elini tutup parmaklarını birbirine geçirdi. Bu Jeongin'in afallasına sebebiyet vermişti ki, onu arabaya doğru götüren Hyunjin'e tepki bile veremiyordu.
Arabaya bindiklerinde Hyunjin Jeongin'in kemerini bağlamasına müsaade etmeyip kendi bağlamıştı. Hafifçe geri çekilip büyük çekik gözlere, küçük şekilli buruna ve gül kurusu dudaklara sırasıyla baktı. Ellerinden biri Jeongin'in oturduğu koltuğun başını bulurken "Jeongin.." diye mırıldandı.
Jeongin ise soğuk terler döküyor, sırtını koltuğa batırıyordu. Hyunjin'in ona doğru yaklaşıyor olması onu hem heyecanlandırıyor, hem de korkutuyordu çünkü ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Hislerinden bile emin değildi.
Yüzleri arasındaki mesafe en aza inerken; Hyunjin'in boştaki eli camı, Jeongin'in elleri ise Hyunjin'in göğsü ile omzu arasındaki boşluğu bulmuştu. Itmek ile çekmek ona bağlıydı, Hyunjin'in de bir tepki vermesini istiyordu ama bu Jeongin için çok zordu, ufak bir hareketi her şeyi belirleyecekti.
Hyunjin artık dayanamayıp dudaklarını değdirmek için son hamlesini yaptığı an, omzundan çekilip sırtının yerle buluşması bir olmuştu. Acıyla "Ah!" Nidası çıkarırken, üzerine çıkan bedenle gözleri açılmıştı.
"Orospu çocuğu!"
O daha ne olduğunu anlamadan yüzüne yumruklar inmeye başlamıştı bile.
"Utanmıyor musun çocuğu köşeye sıkıştırıp zorla öpmeye‽"
Jeongin, transtan çıkıp hızla arabadan indi. "Minho hyung! Lütfen dur.."
![](https://img.wattpad.com/cover/357451085-288-k360003.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can't Stop
FanficAralarından su sızmayan iki kuzen -aynı zamanda iki varis- Hyunjin ve Minho, Jeongin'e karşı besledikleri duygular yüzünden birbirine düşman kesilirken bu düşmanlık, sadece onlara değil, Jeongin'e de zarar veriyordu. -Hyuninho -Threesome -Mpreg -Bot...