〔Ep.9〕Küçücük Bir Çiçeği Soldurdum

123 22 33
                                    

Selam
Bayram sekeri olarak atiyorum

Cok dramatik bir bolum oldu

Birde bir sey diyecegim ne Hyunjin'i ne de Minho'yu tamamen suclamayin cunku ikisi de esit bir sekilde suclu

OY VE YORUUM TAMAM MII
Yb gelme hizini bunlar belirliyor

TAMAMDIMI

"Hyunjin!"

Ellerimdeki tepsi yeri boylarken koşarak Hyunjin'in elindeki bıçağı tuttum.

"Git!"

"Bırak şunu aptal!" Bileğini kıstırarak bıçağın yere düşmesini sağladım. "Ne yapıyorsun Hyunjin?" Ben onu sıkı sıkı tutarken benden kurtulmaya çalışıyordu. "Bırak!"

"Kapa çeneni!"

Biraz daha direndi ve en sonunda dayanamayarak yere çöktü, önüne çömeldim. Hala bileklerini tutuyordum. Bir elinin ortasında kanamakta olan bıçak yarası vardı.

"Ben.. Ben bu ellerle Jeongin'e zarar verdim.. Bebeğimi.. Kendi Bebeğimi.. Ben.. Öldürdüm.. Zarar verdim onlara. Küçücük bir çiçeği soldurdum. Jeongin..  O... Jeongin çok üzülecek.. Ya o, ya ona da kötü bir şey olursa..? Ya.. Ya o da ölürs-"

"Hyunjin." Susturdum onu, çok kötü haldeydi, kendini kaybetmişti. Başka birine dönüşmüştü adeta. Güçten düşmüştü ve psikolojisi çok kötü haldeydi, ağır gelmişti her şey ona.

Sıkı sıkı sarıldım, çıkmaya çalıştı kollarımın arasından; izin vermedim. Ağladı. Biraz daha ağladı. Üzerimdeki hırkayı eline sardım, beyaz hırka yavaşca kırmızıya boyandı.

"İyi olacak.. Her şey."

Sesimize birkaç hemşire ve doktor gelmişti.

Hala ona sarılmaktayken "Yatağa geç lütfen, eline de dikiş atılması gerekecek." Dedim ve hemen yanımızda duran yatağa uzandırdım onu.

Yaşanılan şey, Hyunjin'de psikolojik hasar yaratmıştı, toparlanması zor olacak gibi duruyordu. O gün akşama kadar sakinleştiricilerle uyudu. Ben ise bu durumu babama anlattım, o ise diğerlerine iletecekti. Hyunjin'in düzelmesi için hepimizin ona destek olması gerekiyordu...

Tam bir hafta, koskoca bir hafta geçti aradan. Jeongin hala uyanmamıştı. Ziyaret saatlerinde bir kaç dakika odaya girip konuşabiliyorduk. Gündüzleri ben, Hyunjin ve Jooyeon hariç herkes okula gidiyor, okuldan sonra ise hastaneye geliyorlardı. Yani çoğunluk böyleydi.

Seungmin, geceleri hastanede kalsa da Chan Hyung onu okula gitmeye zorluyordu çünkü biraz da olsa kafası dağılır, hastane psikolojisinden uzak kalabilirdi.

Ben ve Jooyeon, yoğun bakım odasının önünden ayrılmıyorduk asla, uykumuz gelse bile oradaki sandalyelerde nöbetleşerek uyuyorduk, herhangi bir şey olursa diye uyanıktı en az birimiz.

Hyunjin ise... Hyunjin hayattan soyutlanmıştı. Akşama kadar odadan çıkmıyor, sadece uyuyordu. Herhangi bir yaşamsal faaliyet sergilemiyordu. Doktor da; odaya boşuna para ödediğimizi, Hyunjin'i bir psikolojik danışman ile görüştürüp tedaviye başlamamız gerektiğini söylüyordu. Bunu denemiştik ama Hyunjin'i bu hastaneden çıkarmamız mümkün olmamıştı.

Yine bir ziyaret saati gelmişti, ben girip Jeongin ile konuştuktan sonra çıkıp Hyunjin'in yanına gittim. Onu hafta boyunca ilk defa çıkarabilmiştim yataktan.

Saçını ve üzerini düzeltip yüzünü yıkadı. Jeongin'in yanına gideceği için toparlanmaya çalışıyordu kendince, fakat bu ne kadar mümkündü bilmiyordum. O odaya girdikten sonra  koltuklardan birine geçtim.

Can't StopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin