『three』

414 49 7
                                    


İki oğlan hastane yatağında karşılıklı oturuyorlardı, yiyecekler uzun zaman önce bitmiş, yiyecek ambalajları yere saçılmıştı. Diğerleri geç olduğu için çoktan eve dönmüşken Scott, Stiles ile bir kart oyunu oynayarak Noah'ın gelmesini beklerken zaman geçiriyordu.

"Ve son kartım seni aptal!" Stiles kendini beğenmiş bir şekilde sırıtarak elindeki tek kartı ortadaki kart yığınına bırakırken Scott ile dalga geçmeyi ihmal etmedi. "Tanrım, her seferinde kaybediyorsun."

"Hile yapıyorsun." Scott, kaşlarını hafifçe çatarak elindeki kağıtlara bakınırken homurdandı. Çocuk, Scott'ın mızmızlanmasıyla daha fazla gülmeye başlamıştı ve Scott buna karşılık çocuğun omuzuna hafif bir yumruk attı. Stiles'da onun omuzunu ittirdiğinde aralarındaki ufak kavga başlamıştı.

Stiles, Scott'ı son kez ittirip yorulduğu için yatağına uzanmayı tercih etti. Scott, çocuğun erken pes etmesiyle dalga geçerken bir yandan da ona daha fazla yer açılması için kalkmaya yeltendi fakat Stiles arkadaşının bileğini tutarak yanına uzanmasını sağlamıştı. Scott itiraz etmeden yanına yerleşip yorgunlukla nefesini verdi.

"Hey Scott..." Bir kaç saniye süren sessizliğin ardından Stiles kafasını yana doğru çevirip ona baktı.

"Evet?"

Stiles babasının birazdan geleceğini biliyordu, ne kadar ortamın neşesini bozmak istemesede konuşması gerektiğini hissetmişti. "Hastalığım ilerliyor. Bazı şeyleri hatırlarken güçlük çekmeye başlıyorum. Ama beynim küçülse bile ikiyle ikiyi toplayabilirim. Öldüğümü biliyorum. Unuttuğumu biliyorum-"

"Ölmeyeceksin-" Scott'ın yüzü düşerken Stiles'ın bu konuya girmemesi için onu durdurmaya çalıştı.

"Kapa çeneni Scott," diye çıkıştı Stiles "Sana güveniyorum. Isırık işe yaramazsa..."

Isırık fikrine pek sıcak bakmıyordu. O bir insandı. Hatta normal insanlardan daha kırılgandı. Scott, bunu yüksek sesle söylemesi durumunda Stiles'ın bunu son nefesine kadar inkar edeceğini biliyordu ama bu doğruydu. Cümlesini bitirmesini beklerken tek kelime etmedi. Stiles ise ona bakmaya devam ediyordu.

Babasının Melissa ile kapıya yaklaştığını görmesiyle gözleriyle babasını göstererek doğrulurken ekledi. "Eğer ısırık işe yaramazsa onunla ilgileneceksin."

Scott hâlâ sessizdi, nasıl bir cevap vereceğini bilmiyordu. En yakın arkadaşının ölmesine hazır değildi.

Sonunda odaya giren Noah, durgun gözüken ikiliye baktı. Stiles çoktan ayakkabılarını giymiş ve Scott ile vedalaştıktan sonra babasının yanına ilerlemişti.

"Hoşgeldin"

"Hoşbuldum" Noah, elini yanına gelen Stiles'ın omuzuna atarak sıvazladı. Ardından ilgilendiği için Melissa'ya teşekkür ettikten sonra Stiles ile beraber yavaşça odadan çıktı.

Her ne kadar Stiles'a karşı enerjik olmaya çalışsada Noah, yoğun iş temposu yüzünden oldukça yorgundu. Stiles bunu biliyordu, bu yüzden fazla sohbet etmemeyi tercih etti. Babası önden ilerleyerek arabayı çalıştırmıştı. Stiles, tam ön koltuğun kapısını açacakken bahçede karşılaştığı yeşil gözlerle şaşkınca o tarafa baktı.

"Derek?" Adam çocuğun sesini duymasıyla bir kaç saniyeliğine duraksadı. Daha sonrasında arkasına bile bakmadan gözden kaybolduğunda Stiles midesine darbe almış gibi ani bir acı hissetmişti. Gözleri Derek ortadan kaybolana kadar onu takip etti.

"Hadi Stiles."

Arabadan gelen babasının sesi, Stiles'ın irkilmesine neden olmuştu. Gözlerini kırpıştırarak kendine gelmeye çalışırken kapısını açtı ve arabaya bindi. Noah, çocuğun dalgınlığını fark etmişti fakat Stiles çoktan "İyiyim" diye geçiştirdiği için bir şey diyemeden arabayı çalıştırıp eve doğru sürdü.

Yolculuk Noah'ın, Stiles'ın aniden olan baygınlıklarının artmasından dolayı jeepinin anahtarını elinden alması dışında sessiz geçmişti. Stiles jeep konusunda fazla itiraz etmedi, araba sürmekte zorlanmaya başlamıştı. Eve vardıklarında çocuğun kurumuş dudaklarından bıkkın ve bitkin bir nefes çıktı, bir an önce yatağına gitmek istiyordu. Merdivenlere doğru ilerlerken babasına haber verdi "Yorgunum, odama gideceğim."

Noah sadece onaylamıştı. Stiles, Derek'in onu ziyaret etmemiş olmasını neden bu kadar kafaya taktığını gerçekten bilmiyordu. Bir tür kavga sırasında birbirlerinin arkasını kollamak zorunda kaldıkları zamanları saymazsak Derek ona hiçbir zaman gerçekten sevgi göstermemişti.

Ağır adımlarla merdivenlerden çıktıktan sonra sonunda odasına varmıştı. Kapısını arkasından kapatıp kendini sırt üstü bir şekilde yatağının üstüne bıraktı. Daha fazla düşünmek, bir şeyleri kafaya takmak istemiyordu. Ağırlaşan göz kapakları uyumak için can atarken kendini daha fazla zorlayamadan uykusuna teslim oldu.

Sterek | You Keep Pushing Me Away [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin