Derek'in kaldığı yere doğru yürürken hava kararmaya başlamıştı. Çatı katına giden dar merdivenleri tırmanırken kalbi hızla atıyordu. Derek'i gerçekten orada bulup bulamayacağından emin değildi ama içindeki bu dürtüye engel olamıyordu.Çatı katının kapısına ulaştığında derin bir nefes aldı ve zaten açık olan kapıyı yavaşça araladı. İçeriye adım attığında loş ışığın altında etrafa bakındı. Derek, pencerenin yanında duruyor ve dışarıya bakıyordu. Stiles'ın kalbi bir an duracak gibi oldu; Derek oradaydı.
"Derek?" diye fısıldadı Stiles, sesi çatallıydı.
Derek, Stiles'ın sesini duyduğunda yavaşça döndü ve gözleri Stiles'a kilitlendi. Kaşlarını hafifçe çatmış, şaşkınlıkla Stiles'a bakıyordu.
"Stiles, burada ne yapıyorsun?" dedi, endişeli bir sesle. Ardından bir şey olup olmadığına bakmak için gözleriyle hızlıca Stiles'ı kontrol etti.Stiles birkaç adım daha attı, Derek'e doğru yaklaşırken elleri titriyordu. "Seni gördüm," dedi. "Kafede seni gördüm ve... ve iyi olduğundan emin olmalıydım."
Derek kaşlarını kaldırarak çocuğa baktı. "Hastalığın sana kötü oyunlar oynuyor gibi görünüyor Stilinski."
Stiles, Derek'in bu dediğiyle içerledi ama içindeki endişe daha ağır basıyordu. "Yani iyisin?"
Derek hafifçe gülüp Stiles'ın yanına yaklaştı ve başını onaylarcasına aşağı yukarı salladı. Bir elini Stiles'ın omuzuna koyduktan sonra konuştu. "Evet iyiyim. Ama sen pek iyi durmuyorsun, hadi biraz dinlenelim."
Stiles bir kaç adım daha atarak Derek'in yanına yaklaştı. Derek'in elini omuzunda hissetmek, bir anlığına da olsa içindeki kaosu bastırıyordu.
"Kendine bu kadar yüklenme." dedi Derek sesindeki soğukluğunu koruyarak. Ardından Stiles'ı çatı katının ortasında duran koltuğa doğru yönlendirdi.
Stiles başını hafifçe sallayarak koltuğa ilerledi. "Hastalığım... beni delirtiyor." dedi sesi titreyerek. "Bazen gerçeklikten kopuyor gibi hissediyorum."
Derek tekrardan sessizce başını salladı ve Stiles'ın elini tuttu. "Şimdi burada olduğumu ve iyi olduğumu gördün. Rahatlayabilirsin."
Stiles, Derek'in elini hafifçe sıkarken içindeki karışık duygularla boğuşuyordu. Derek'in yanında olmak ve temasta bulunmak ona derin bir güven vermişt. Bir süre sessiz kaldı ve Derek'in yanındayken derin nefesler aldı. Derek, Stiles'ın bu halini izlerken onun ne kadar bitkin ve yorgun olduğunu fark etmişti. Bir kaç dakika süren sessizliğin ardından Stiles, aniden Derek'in görüntüsünün bulanıklaşmaya başladığını görünce boğazını temizledi.
Hızla ellerini kaldırıp gözünü ovaladı ama Derek'in görüntüsü gitgide silikleşiyordu. Nefesi hızlanırken bir şeylerin yanlış olduğunu farkına varmıştı.
"Hayır, bu bir rüya değil." diye mırıldandı kendi kendine panikle. Derek cevap vermiyordu. Stiles tüm bunların yine bir rüyadan ibaret olduğunu anladığında kendini boşlukta düşüyormuş gibi hissetti.
Birdenbire gözlerini korkuyla açtı ve karanlık salonun tavanına dik dik baktı. Kalbi hızla çarpıyordu ve alnında ter damlacıkları birikmişti. Scott ile eve döndükten sonra oturduğu kanepede uyuyakalmış olmalıydı. Ellerini panikle gözlerinin önüne getirip saymaya başladı. Bir, iki üç, dört... on. On parmağı vardı ancak bu rahatlamasına yardımcı olmamıştı. Kanepeden yavaşça kalkıp sessizce ilerledi. Mutfağa vardığında titreyen elleriyle kendine bir bardak su doldurup içtikten sonra sol eliyle başını ovalayarak iç çekti. Neden Derek'i görüp durduğunu merak ediyordu. Belki bu rüyalar onunla ilgili bir mesaj taşıyordu ya da zihnindeki karmaşık duyguların bir yansımasıydı.
Bardağını tezgahın üstüne bırakırken sırtını duvara yasladı ve telefonunu çıkarttı. Ne diyeceğini bilmesede içinden bir ses Derek ile konuşmasını söylüyordu. Derek'in numarasını tuşladı ve uzun süren bir kaç zil sesinden sonra sonunda açılan telefonla telefonunu kulağına götürdü.
"Yine ne istiyorsun Stilinski?" dedi Derek soğuk bir sesle.
Stiles, Derek ile arasında olan mesafeli ilişkinin farkındaydı. Bir yandan rüya görmediğinden emin olmak için boştaki elinin parmaklarını sayarken bir yandan ne söyleyeceğini düşünüyordu.
"Stiles?" Derek herhangi bir ses alamayınca tekrarladı.
"Yanıma gelebilir misin?" dedi Stiles, sesindeki titreme ve belirsizlik belli belirsiz hissediliyordu. "Babam evde yok."
Beklenmedik bu istek karşısında telefonun diğer ucunda bir kaç saniyelik sessizlik oluşmuştu. Daha sonra kısa bir iç çekiş duyuldu. "Birazdan, belki."
Derek telefonu çocuğun yüzüne kapattığında Stiles sıkıntıyla yüzünü ekşiltti. Telefonu tekrardan arka cebine sıkıştırırken Derek'in gelip gelmeyeceğini bilmesede ışıkları açarak salondaki koltuğa tekrardan yerleşti ve beklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sterek | You Keep Pushing Me Away [bxb]
Novela JuvenilTeen Wolf | Sterek Derek'in gözleri Stiles'ın üzerinde gezindi, hafifçe titreyen ellerinden, ter damlalarıyla kaplanmış alnına kadar. Bu ona Paige'i hatırlatmıştı. Onun ölümü, Stiles'ın da gözleri önünde öleceği hissini uyandırdı. Derek, içinde gar...