『nine』

291 40 31
                                    


Stiles, gözlerini sıkıca kapatmış, aslında deli gibi korkmasına rağmen sessizce ısırığı bekliyordu. Derek, yavaşça Stiles'ın boynuna yaklaştı, nefesi Stiles'ın teninde hafif bir ürperti yaratmıştı. Derek'in sıcak nefesi boynunda gezindikçe, o anın ağırlığı daha da belirgin hale geliyordu.

Derek'in güçlü ama nazik elleri Stiles'ın omuzlarından tutarken vücut ısısını hissedebiliyordu. Çocuğun boynuna iyice yaklaştı. Dişlerinin Stiles'ın tenine temas etmesine ramak kala, içindeki çatışma bir kez daha su yüzüne çıktı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, ama bu içindeki kararsızlığı ve korkuyu yatıştıramamıştı. Aniden geri çekildi ve Stiles'tan uzaklaşırken yüzünde sert bir ifade belirdi.

"Hayır," dedi Derek, gözleri Stiles'ınkine kilitlenirken. "Yapamayacağım. Bu doğru değil."

Stiles, şaşkınlıkla gözlerini geri açtı. Bir yandan da kaşlarını hafifçe çatmıştı. Derek, bir adım geri attı ve yüzünde kararlı bir ifade ile başını salladı.

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" Stiles, öfkeyle Derek'e yaklaştı. "Peki ne yapacağız, ha? Her geçen gün ölmeye daha da yaklaşırken hiç bir şey yapmadan bekleyecek miyiz?"

Derek, kaşlarını çatarak aynı şekilde Stiles'a yaklaştı. "Ölmekten bahsetme!"

Derek'in yüzünde beliren kararlılık, odadaki gerilimi daha da artırmıştı. Stiles'ın öfkesine karşılık verirken kaşları çatılmış, çene kasları sıkılmıştı. Stiles'a doğru bir adım daha attığında, aralarındaki mesafe neredeyse tamamen kapanmıştı. Derek'in nefesi hızlanmış, gözleri Stiles'ın gözlerine dikilmişti. İkisinin de bakışları birbirine kenetlenmiş, sessiz bir meydan okuma gibi karşı karşıya duruyorlardı.

Stiles iç çekerek pes edip gözlerini adamdan ayırdı ve başını iki yana salladı. "Aptal" diye mırıldandı. Gözleri, Derek'in sert bakışlarından kaçarken, içinde büyüyen çaresizliği ve öfkeyi bastırmaya çalışıyordu.

"Ne dedin?" Derek, sert bir adımla Stiles'a daha da yaklaştı.

"Dedim ki aptal," diye tekrarladı, "Korkaklık yapıyorsun." Stiles geri adım atarak aralarındaki mesafeyi açmaya çalıştı ama odadaki duvarlar onu sınırlıyordu.

Derek, bir an duraksamasının ardından nefesini kontrol etmeye çalıştı. "Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum," dedi dişlerini sıkarak. "Eğer bunu anlamıyorsan, gerçekten aptal olan sensin."

Stiles, Derek'in bu sözlerine daha fazla dayanamadı ve ani bir hareketle ona tekrar yaklaştı. "Benim hayatımı kurtarmak mı? Yoksa kendi vicdanını rahatlatmak mı?" dedi gözlerinde yaşlar birikmeye başlarken. "Öleceğimi kabullenmişken bana bu teklifi sunan ve içimde bir umut olmasına sebep olan sendin. Her neyse, siktir et. Sana beni ısırman için yalvarmayacağım."

Stiles sakinleşmek için bir kaç saniyeliğine gözlerini kapattıktan sonra arkasına dönüp odasına gitmek için merdivenlere yöneldi.

Stiles'ın uzaklaşan adımlarının yankısı, Derek'in kararsızlığını daha da belirgin hale getiriyordu. Birkaç saniye boyunca ne yapması gerektiğini düşünerek olduğu yerde hareketsiz bir şekilde kalmıştı. Ancak Stiles'ın odasına gitmek üzere merdivenleri tırmanmaya başladığını görünce daha fazla dayanamadı.

"Stiles, dur!" diye seslendi arkasından. Stiles duraksadı, bir an için arkasına dönüp dönmemek arasında kararsız kalsada yavaşça arkasına dönerek Derek'e baktı.

"Evet korkuyorum," dedi Derek, sesinde hafif bir titreme vardı ama Stiles'a doğru yaklaşmaya başladı. "Ama seni kaybetmekten daha fazla korkuyorum. Bu yüzden bunu yapmamız gerekiyor."

Stiles, Derek'in sözleri karşısında bir an afalladı. Gözlerindeki yaşları silerek, derin bir nefes aldı. Derek'in ona doğru attığı adımı karşılıksız bırakmadı ve birkaç adım daha atarak ona yaklaştı. "Emin misin?" diye sordu, sesi yumuşak ve kırılgandı.

Derek, Stiles'ın yüzüne baktı "Evet, eminim." sesi bu sefer daha güçlüydü.

Stiles, Derek'in gözlerindeki kararlılığı gördüğünde, içindeki umut yeniden yeşermeye başlamıştı. Derin bir nefes alarak gözlerini kapattı ve boynunu açığa çıkararak Derek'e bir kez daha güvendiğini gösterdi. Derek, Stiles'ın bu hareketi karşısında içindeki korkuyu bir kenara bırakıp, onun için en doğru olanı yapmaya karar verdi.

Yavaşça Stiles'ın boynuna yaklaştı, içindeki çatışmayı tamamen bastırarak derin bir nefes aldı ve sonunda ısırığını gerçekleştirdi.

Derek'in dişleri Stiles'ın boynuna geçtiğinde, Stiles'ın vücudu refleks olarak irkildi ve bir titreme tüm bedenini sardı. Acının ilk şoku, kaslarının istemsizce kasılmasına neden olmuştu, ama Derek'in güçlü ve koruyucu kolları onu sabit tutuyordu. Derek'in sıcak nefesi Stiles'ın boynunda gezindi, Derek'in varlığı güven vericiydi.

Isırığın gerçekleşmesi, sadece fiziksel bir acı değil, aynı zamanda derin bir ruhsal değişim de getiriyordu. Derek'in dişleri yavaşça geri çekildiğinde, Stiles'ın gözlerinde karmaşık duyguların bir yansıması belirdi. Acı, korku, ve belirsizlik gözlerinde belirgin olsa da, bunların arasında umut ışığı da parıldıyordu.

Stiles'ın hassas beyaz teni, ısırığın etkisiyle hafifçe kızarmıştı. Derek, nazikçe Stiles'ın çenesini kaldırdı ve gözlerinin içine baktı, sanki her şeyin yolunda olduğuna dair bir güvence arıyordu.

"Nasıl hissediyorsun?"

Sterek | You Keep Pushing Me Away [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin