-1-

13 2 2
                                    

Hayalet okurlar lütfen dışarı 😐👉🚪

***

 Kapım çaldığında kafamı yazdığım günlüğümden kaldırdım ve ayağı kalktım. Kapıyı açtığımda karşımda Dike'ı gördüm. Altın sarısı elbisesi yere kadar uzanan ablamın saçları da sarıydı. Elbisesi gibi altın sarısı bir taç giymişti ve her zamanki gibi çok güzeldi.

 "Bir şey mi oldu?" Başını hayır anlamında sallayıp odamdan içeri girdi. Kapıyı kapatıp ona baktığımda yatağıma oturmuş, bana bakıyordu. Kaşlarımı çatıp yanına oturdum ve ona baktım.

 "Birazdan Kraliyet Okulu'na gideceğim. Krallığın başına geçmem için en iyisi olmam lazım. Sana görüşürüz demeye geldim aslında." Başımı salladığımda sarılmak için kollarını açıp bana eğildiğinde kendimi geri çektim. Hayal kırıklığı yaşamış gibi gözüküyordu. Gözleri hafiften dolmuştu ve dudaklarını bükmüştü. "Özür dilerim, temas sevmediğini unutmuşum."

 "Sorun değil, iyi şanslar sana." Başını salladı ve kapıya doğru ilerledi. O kapıyı açarken ben dışarıya baktım. Hava kararmıştı ve ay yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Kapı kapanma sesiyle ayağı kalkıp dolaba ilerledim.

 Dolabımın kapağını açıp suikast kıyafetlerimi çıkarıp yatağımın üzerine attım.

 Dolabımın kapağını açıp suikast kıyafetlerimi çıkarıp yatağımın üzerine attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Giyindikten sonra dolabın altındaki çekmeceyi açtım. İki hançer ve özel yaptırdığım kılıcımı belimdeki kemere yerleştirdim. Rahat haraket edebiliyor muyum diye iki kere zıpladıktan sonra kapüşonu kafama geçirdim ve açık pencereden dışarı baktım.

 At arabasının tekerlekleri ortadan kaybolunca kapımı kilitledim ve pencereden aşağı atladım. Süzülerek aşağı indim ve ahıra doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Bembeyaz atım Well' i geçerek gece atım olan Flame'in kapısını açtım. Siyah eyeri sıkıca bağladıktan sonra tek hamleyle Flame'in tepesine bindim. Dizginleri kavrayıp omuzlarımı dikleştirdim ve bir kere dizginleri ata vurarak koşmasını sağladım.

 Rüzgar kapüşonumu kafamdan aşağı düşürüp saçımı arkaya savururken kimse beni görmesin diye daha da hızlandım. Karanlık Orman'a saptım ve patikadan ilerlemeye başladım. Opis Krallığı'nın hemen sınırından sonra Sarios Krallığı vardı. Victor Sarios. Çocukluk arkadaşımla birlikte İmparatorluğu ele geçirecektim.

 Birkaç dakika boyunca düz ilerledikten sonra sağa saptım, ardından sola. Sınıra vardığımda sınır muhafızlarını gördüm. Boyunluklarını ve miğferlerini çıkarmışlardı, kimse sınıra gelmedikleri için rahat olmalılardı. Tam attan inmek için hamle yapacaktım ki muhafızların boğazına birer ok saplanması ve yere yığılmaları bir oldu.

 Başımı kaldırdığımda ağaçta bir beden gördüm. Elinde yay ve ok tutuyordu. Peçem ve kapüşonu yüzünün belirli bir kısmını kapatıyordu. Ama gözlerini görebiliyordum. Açık kestane rengi gözleri vardı.

Taht Oyunları (Kingdoms 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin