Okuldan çıkıp çizim projelerini yapma bahanesiyle saatlerdir kafede oturan ikili en son ellerinde oluşan nasırlara ve bel ağrılarına katlanamayıp mola vermişlerdi.
Konuşmadan önce günün3. kahvesini de almışlardı. Elindeki kahvenin kokusunu çok sevdiği için içmeden önce iyice kokusuna doyan minho. Bir yandan da oturdukları kafenin ortamının çok güzel olduğunu düşünüyordu bu yüzden telefonunu alıp fotoğraflar çekti.
Fotoğraf da onun resim çizmek gibi çok sevdiği birşeydi. Açıkçası sanatın tüm dallarına bağımlı sayılabilirdi.
"yeni çocuk çok ilgini çekmiş gibiydi tanışıcak mısın?" diye başladı hyunjin.
"tabiki"
"Nasıl anlaşıcaksın ki işitme engeli yok mu çocuğun"
"olabilir konuşmamıza engel değil" diye cevapladı minho. "Bu konularda hassasım biliyosun zaten sanırım işaret dili öğreneceğim" diye ekledi.
Jisung onun ilgisini çekmişti çünkü eşsiz bi güzelliğe sahipti ve korkusuna rağmen parlayan gözlerini çok beğenmişti minho. Ne olursa olsun onunla tanışmalıydı. Gerekirse onunla sanatıyla iletişim kurar gerekirse heykelini yapar ama onunla tanısmalıydı.
"Senin çocukla aran nasıl?" diye sordu minho. Hyunjinin eli ayağına dolandı. Arkadaşıyla ilişki konuşamama sorunu vardı sanırım minho hep sordugunda böyle oluyordu.
"İyi ya"
"Geçiştirme düzgün cevapla dağa gömerim seni"
"tamam sakin ol ne dedim sanki" Hyunjinin uzun bir süredir tanıştığı ama uzakta oturan bi arkadaşı vardı aslında arkadaş denilemezdi. İlk tanıştıklarında yurtdışında bi sergide karşılaşmışlardı o zamanan beri tanışıyorlardı. Ama ikiside birbirine açılamıyordu.
Minhoda tanıyordu jeongini o yüzden ikisinin de hislerinden haberdardı. Malum artık sabrı kalmadıgı için de açılmaları için dürtüyordu gizliden ikisini de. Jeongin hyunjinden 2 yaş küçük pariste gsf üniversitesinde müzik okuyor. Bu yüzden de sadece 2 kere buluşabilmişlerdi hyunjin ile.
En son ikiside yorulup eve gitme kararı almışlardı evlerine vardıklarında saat gece 11:30'du ve minho ellerindeki ağrı yüzünden ağlamak üzereydi. Bu projenin teslimi yarındı ve diğerinin de teslim zamanı 3 hafta sonraydı ve hala hazır değildi. Bunu sunduktan sonra diğerine de başlıyacaktı.
Eve geldiğinde projenin biri bittiği için rahatlayıp kendini yatağa fırlattı minho uyumak istiyordu. Ama ardından interneti açılınca sınıf grubundan gelen mesajlar yüzünden sesli bir küfür etti. Telefonunu açıp gruba baktı ve felixin jisungu gruba aldığini gördü.
Felixi çok seviyordu minho. Sadece kan bağları olduğu için değil küçüklükden beri birliktelerdi ve minhonun ailesi, felixin de ailesi sayılırdı. Felix 11 yaşındayken ailesi onu terk etmişti ve minho ile birlikte büyüdüler. Bu yüzden onun gibi birine sahip olduğu için çok şanslıydı minho.
Ne kadar yorgun olsa da eve gelirken aldığı çikolatayı alıp felixin odasına gitmek için ayağa kalktı. Odasının kapısına geldiğinde kapıyı tıktıklamadan pat diye içeri girmişti ama bu felix için sorun değildi. Alışmıştı manevi abisinin bu tavırlarına.
"heyy kiminle konuşuyormuş benim sarısınım? yoksa yeni abi mu buldun kendine, kırıldım."
"hayırrr yeni gelen çocukla daha doğrusu arkadaşım jisunga yazıyordum" dedi felix ve kocaman gülümsedi. Cidden tam bir güneşti felix. Sarı saçları da onu tamamlıyordu.
"felix minnacıksın" dedi minho lixin yanaklarını çekiştirerek.
lix "ya yapmaaa" diye çırpınırken bir anda dövüşmeye başladılar. Anneleri de kapıdan izliyordu ikiliyi.
"Hadi ama napıyorsunuz gece gece siz böyle" diyerek ikilinin yanına gidip gıdıklayarak etkisiz hale getirdi ikisini de.
"ya anne tamam yapma. lütfen. durr!!" demeye çalışıyordu minho yerde kıvranırken. Ne kadar anlaşıldı o şüpheli ama.
Annesi durduğunda vermeyi unuttuğu çikolatayı küçüğüne verdi ve iyi geceler diledi. Sonuçta yarın ikisinin de dersi vardı. Üstelik minhonun projesi.
"Anne birşey sorabilir miyim?"diye girdi söze minho.
"Tabiki bebeğim herzaman"
"İşaret dili öğrenmek istiyorum"
"hmm bunun özel bir sebebi var mı?"
"Evet sanırım var. Bugün sınıfımıza yeni biri geldi ve işitme engelli bende onunla daha yakından tanışmalıyım gibi hissediyorum. Çünkü korkmasına rağmen gözleri parlayarak etrafa bakıyor. Bu yüzden onun dilini bilmeliyim."
"aww benim minik bebeğim aşık mı oldu yoksaaa? Minik gayim benim. Merak etme işaret dili için sana kurs ayarlarım hemen yarın başlarsın olur mu? Hatta istersen felixle birlikte gidin. Hem o da senden önce arkadaş olmuş gibi bu gizemli çocuğumuzla."
"Ya annee hem sana birşey sorucaktım bugün sen yanındaki kadınla çok yakındın??"
"hadi hadi uyu sende ştt"
"tamam ama sonra konusucaz bunu anne kaçamazsın!!!"
Diyerek odasına geçti minho. Annesinden cevabını alamadığı soru için meraklı olsa da aklında o güzel gözler vardı hala. Sınıf grubu hala konuşuyordu hiçbirini umursamamıştı ama bi ara jisunga instagram hesabını sordukları bi mesaj gördü ve cevaplamış mı diye baktı. Cevap vermişti jisung tatlı bir şekilde. Jisungun numarasını hemen kaybetmemek için kaydedip.
İsmi kopyalayıp instagramda arattı. Bulduğu hesap çok hoş gözüküyordu. Sanki bir sanat eserinden fırlamış gibi takipçisi 1kydı ama postlarındaki yorumlar, story yanıtları, dmi kapalıydı. Sadece yaptığı çizimle,r hayvan fotoğrafları, bazı yüzünün tam gözükmediği fotoğraflar ve gitar çaldığı videolar vardı.
Gitar mı çalıyordu? Nasıl? diye düşündü ama sonra sormaya karar verdi.
Şarkı sözleri vardı ve sanırım kitap yazıp yayınlıyordu. Öne çıkarılanlarında kitabından alıntılar vardı. Minho çok duygulandığını hissetti. O an jisungun korkunç şeylere katlanmış olabileceğini hissetti.
Çünkü orada yazanlar sanki jis'in gözlerindeki yansımaydı kendini yazmıştı. Kocaman sarılıp kucaklamak istedi onu ama daha o kadar yakın değillerdi.
Bu yüzden takip etmeye başladı jisungu ve bi kaç dakika sonra onun hesabına da bir istek geldi. Geri takip etmişti jisung. Takip ettiklerine baktığında maximum 100 kişiyi takip ediyordu. Hepsi sanatçılardı bir de felix vardı. Sınıftaki diğerlerini geri takip etmemişti.
O an gelen bir cesaret ile minho kendi yaptığı eserinin fotoğrafının üzerine "Manolyanın güzelliğine bütün sanatçılar şiirler, eserler yaparlar ama hiçbiri acısını yazmaz/yazamaz." yazıp storysine attı.
1 Dakika sonra hikayesine gelen beğeni ve yanıtla gülümsedi.
'/jisdolsetnet Hikayenizi beğendi'
'/jisdolsetnet'den bir mesaj: Benim bir sözümün devamına benziyor ne kadar güzel!'
'Beğenmene sevindim' Diye yanıtladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent Love- MinSung
FanfictionBirinin güzelliğine şiirler, destanlar yazabilir bütün dünya ama hangi biri düşünür o güzel varlığın acısını? /Gerçek hayat hikayelerinden esinlenilmiştir.\