Maybe-

34 4 3
                                    

Jisung'un kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Dudaklarının Minho'nun dudaklarına değdiği o an, tüm dünya sanki sessizliğe bürünmüş, sadece ikisi varmış gibi hissetmişti. Minho'nun sıcak nefesi yüzüne vururken, aralarındaki çekim giderek artıyordu. Elleri yavaşça Minho'nun beline doğru kayarken, içlerinde yanan ateşin büyüdüğünü hissedebiliyordu. Gözlerini kapatıp bu anın sonsuza dek sürmesini dilemişti Jisung.

Minho da aynı hislerle doluydu. Jisung'un dokunuşu, ona daha önce hiç yaşamadığı bir huzur ve heyecan veriyordu. Dudakları birbirlerinden ayrıldığında, göz göze geldiler ve sessizce birbirlerine gülümsediler. Minho, Jisung'un elini nazikçe tuttu ve onu daha da yakınına çekti. "Seni Çok Seviyorum" diye isaret diliyle konustu Minho, Jisung'un kulağına. Jisung da başını Minho'nun omzuna yasladı, içindeki mutluluk ve huzur dalgasının tadını çıkararak.

Jisung, Minho'nun fısıltısını duyduğunda kalbinin biraz daha hızlandığını hissetti. Minho'nun güçlü kollarında güvende ve sevgi dolu bir sıcaklıkla sarılıyordu. "Bende seni çok seviyorum Minho." diye yanıtladı Jisung, Minho'nun omzuna hafifçe dokunarak. Bu anın gerçekliğini sorgulamak bile istemiyordu; her şey o kadar mükemmel ve büyülüydü ki, bu anı sadece yaşamak istiyordu. Gözlerini kapatıp Minho'nun kokusunu içine çekti, bu anı zihnine kazımak ister gibi.

Minho, Jisung'un başının omzuna yaslanmasını hissettiğinde, aralarındaki bağın ne kadar derin olduğunu bir kez daha fark etti. Gözlerini kapattı ve bir an için her şeyin durmasını diledi. Jisung'un nefesiyle senkronize olarak, birlikte attıkları her adımın, her nefesin, her bakışın anlamını daha da derinden kavradı. "Sen kocaman bir tablodaki o küçük ama mükemmel ayrıntısın." dedi Minho, elleri yavas ve duyguluydu. Jisung'un bakışlarıyla karşılaştığında, gözlerinde aynı hisleri gördü ve bu onları daha da yakınlaştırdı.

Dışarıda, yağmur hafif hafif camlara vururken, içlerindeki sıcaklıkla tezat oluşturuyordu. Birbirlerine olan sevgileri, dış dünyadan tamamen kopmuş bir balonun içinde gibiydi. Minho, Jisung'un ellerini tutarak onu oturma odasına yönlendirdi. "Gel," gülümseyerek, "bu anı sadece ikimiz paylaşalım." Jisung da gülümseyerek onunla birlikte yürüdü, kalplerindeki heyecanın ve mutluluğun dışa vurumu olarak. Oturma odasında birbirlerine sarılarak oturdular ve hayatlarının bu özel anını birlikte sessizce paylaştılar, dışarıdaki dünya onlar için bir anlığına dururken.

Onların bu tatlı anını bozmak üzere kapıya gelmiş olan 5 kişi de kapının önünde ikiliye göz atıyorlardı. Kapı Jis ve Minho içeri girdikten sonra tam kapanmamıştı.

Ne kadar yaşananlara kulak, göz dalıp misafir olduklarını düşünseler de hiç ses etmemeye karar verdiler ve kapıyı sessizce kapatıp tekmeleyerek çaldılar. JIsung onlari duymadigi icin olanlari tam anlayamamisti

"Geldim ne bu ya alacaklı mısınız?"

"Evet kardeşim alacaklıyız dökül şimdi paraları"

"yürü git ya chan"

Minho'nun sert tepkisiyle karşılaşan Chan, gülerek omuz silkti. "Ne yani, aşk dolu bir sahneyi mi böldük?" dedi alaycı bir tonla, diğerleri de gülüşmelerine katıldı.

Minho, kapıyı biraz daha açarak arkadaşlarına şaşkın ama gülümseyerek baktı. "Ne işiniz var burada? Planlanmış bir buluşma mı vardı?" diye sordu, elinde hala Jisung'un elini tutuyordu. Jisung da kapının arkasında belirdi, biraz utangaç ama mutlu bir şekilde. 

"Evet, vardı kardeşim bi saat önce konuşmuştuk ya hani telefonda?"

"ha şu yüzüme kapatıp fırsat vermediğiniz konuşma"

"Evet tam olarak o canım arkadaşım"

Böylece kapıda konuşmalardan sonra Jisung, Minhodan önce akıl edip arkadaşlarını eve davet etmişti.

"Hadi gelin kapıda napıcaksınız daha fazla" (isaret diliyle)

"İyi akıl ettin yen- Jisungummm"  diyerek içeri sırnaşıp abisinin yumruğundan sıyrıldı Felix. Aynisini isaret diliyle de soyledi arkadasi Jis icin.

Bu sırada Felixden sonra içeri girmeye çalışıp kapıda didişen ve sonunda kapıya sıkışan Changbin ve Hyunjine gülüyordu herkes. Aah tabikide bir de arkada sevgilisi Seungmini öpen Chan vardı. Onlarınki tatlı bir andı ama önlerindeki karmaşa çok komikti. Changbin en son evin içine doğru koşarken Hyunjini kovalıyormuş rivayetlere göre ve sonra da Felix tarafından tutulmuş ve Hyunjin kurtarılmış.

Bu kargaşada yada eğlencede ve arkadaş ortamında Jisung bir kere daha evde olanları unutmuştu ama hala içindeki korkuyu bastıramıyordu çünkü her an kapıya polisler gelip suçsuz olmasına rağmen Minholara birşey yapabilir. Yada bu anı bozabilirlerdi.

 Ama Jisung şuan yanında onun elini tutan Minho ile olanları unutmuştu.

 Ama Jisung şuan yanında onun elini tutan Minho ile olanları unutmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bayadır bölüm atamadım üzgünüm. Geçiş bölümü umarım beğenirsiniz.

Silent Love- MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin