Birinin güzelliğine şiirler, destanlar yazabilir bütün dünya
ama hangi biri düşünür o güzel varlığın acısını?
/Gerçek hayat hikayelerinden esinlenilmiştir.\
Hatırlatma: Jisle olan konuşmalar işaret diliyle gerçekleşiyor.
-
Delulu tayfa bügun Minhoların evinde onlarla birlikte kalmıştı ve sabah Lee Soyeon yani bayan lee gelmişti eve baya da komik bulmuş duruyordu çocukların halini.
Şuan ise Minho ve Jisung ikilisi dışarı bir kaç şey almaya çıkmışlardı.
Minho ve Jisung, ihtiyaçları almak üzere dışarı çıktıklarında, havanın serinliğini hissettiler ve bu onlara oldukça iyi geldi. Marketin yolunu tutarken, sokakların sabah saatlerinde ne kadar sakin ve huzurlu olduğunu fark ettiler. Yolda yürürken, birbirlerine gece boyunca yaşanan komik anları anlatarak kahkahalar attılar. Minho'nun bir ara yere düşmesi ve Jisung'un onunla dalga geçmesi, ikisinin de unutamayacağı anılar arasına girmişti.
Markete vardıklarında, ihtiyaçlarını alırken bir yandan da ilerleyen saatlerde yapacakları aktiviteleri planladılar. Minho, Jisung'a öğleden sonra pikniğe gitmeyi önerdi ve Jisung bu fikre bayıldı. Alışverişlerini tamamlayıp eve dönerken, ellerindeki poşetlerle birlikte eve dönmenin heyecanını yaşıyorlardı. Eve varır varmaz, arkadaşlarına yeni planlarını anlatmak için sabırsızlanıyorlardı.
Minho ve Jisung alışverişten dönerken, evdeki arkadaşlarının yeni planlarına nasıl tepki vereceklerini düşünerek heyecanlandılar. Eve vardıklarında, herkes hala neşeli bir şekilde vakit geçiriyordu. Minho, piknik planını anlatırken, Jisung da arkadaşlarına dışarıda yaşadıkları komik anıları paylaştı.
Tam bu sırada, kapı aniden sertçe çalındı. Herkes merakla kapıya baktı ve Minho, kapıyı açmak için ayağa kalktı. Kapının ardında, Jisung'un sert bakışlı dayısı duruyordu. Yüzündeki öfke, oradaki herkesin bir anda sessizleşmesine neden oldu. Dayısı, Jisung'u sert bir şekilde kolundan tutup dışarı çekmeye çalışarak, "Jisung, eve dönmen gerekiyor. Bu saçmalığa son ver!" diye bağırdı.
Jisung, şaşkınlıkla ve korkuyla arkadaşlarına baktı. Minho hemen araya girerek, "Lütfen sakin olun. Jisung burada bizimle kalıyor ve hiçbir sorun yok," dedi. Ancak, Jisung'un dayısı kararlıydı ve geri adım atmaya niyeti yoktu. "Bu çocuk sorumluluklarını unuttu. Hemen eve dönmesi gerekiyor, siz onu tanımıyorsunuz o iğrenç işe yaramaz biri." diye ısrar etti.
Bunları duyup üstüne bir de Jisungun göz yaşlarını fark eden Bayan Lee olaya dahil oldu. "Pardon ama bu yaşta bir çocugu o saate evden atıp sonra geri almaya çalışmanız çok aptalca çocuğun o saate ne yapıcagını yada iyi olucak mı diye düşündünüz mü o yaraları ile ya kötüleşseydi." dedikten sonra sesleri duyamasa da dayısının ses tonu aklına geldikçe korkan Jisung o an korkudan ve arkadaslarının bu olayı görmesinden dolayı elleri titremeye başladı.
Bayan Lee, Jisung'un kriz geçirdiğini fark ettiğinde paniğe kapıldı. Hemen minho ile birlikte odasına gönderdi tabiki bu dayısının sinirini durdurmaya yetmedi. Jisung'un dayısı Bay Kang'ı daha da öfkelendirdi. Bay Kang, ellerini yumruk yaparak, "Bu çocuk her seferinde kaçacak mı sanıyorsunuz?" diye bağırdı.
Tam bu sırada, kapının önünden gelen polis sirenleri duyuldu. Herkesin dikkati aniden kapıya çevrildi. Odaya giren Bayan Jiyeon, yanında birkaç polis memuruyla içeri girdi. Kararlı adımlarla Bay Kang'a doğru yürüdü ve sakin ama sert bir ses tonuyla, "Bay Kang, Jisung'u artık rahat bırakmalısınız. Bu iş burada bitiyor," dedi.
Polisler Bay Kang'ı yakından izlerken, odayı sessizlik kapladı. Bayan Lee, Jiyeon'a minnettar bir bakış attı. Jiyeon ise Jisung'un odasına doğru yürüyerek, "Endişelenme, her şey yoluna girecek," diye fısıldadı.
Jisung ne kadar duyamasa da sırtındaki Bayan Jiyeonun eli ve Minhonun varlığı onu sakinleştirdi.
Bay Kang polisler tarafından uzaklaştırılsa da Jisung polislerin söylediğine göre bir akrabasında kalması gerekiyordu. Ve bu da gene birsürü başka sorun demekti. Yengesine gidebilirdi ama onlarla da arası iyi değildi.
Bu düşünceler zihninde dolanırken, odanın kapısı hafifçe açıldı.
Jisung'un en yakın arkadaş grubu, yavaşça odaya girdi. Delulu tayfa, sessizce Jisung'un yanına geldiler. Bangchan elini kaldırarak, işaret diliyle "Merhaba Jisung, iyisindeğil mi?" diye sordu. Jisung, arkadaşlarının varlığıyla biraz daha rahatladı ve "İyiyim. Sadece çok yoruldum," diye cevap verdi.
Felix, Jisung'un yanına oturup ona içten bir şekilde gülümsedi ve ona kocaman bir sarılma verdi. "Her zaman senin yanındayız, bunu biliyorsun değil mi?" diye işaret etti. Seungmin de onaylayarak, "Evet, ne olursa olsun buradayız. Eğer akrabalarda kalmak istemiyorsan, birlikte başka bir çözüm bulabiliriz," diye ekledi.
Jisung, arkadaşlarının bu desteğiyle biraz daha güç buldu. Kafasını sallayarak, "Teşekkür ederim. Siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum," diye işaret etti. Minho da konuşmaya katılarak, "Bu süreci hep birlikte atlatacağız," dedi ve Jisung'un yanağına ufak bir buse kondurdu.
Bu dostluk ve destek ortamında, Jisung, karşılaştığı zorlukların üstesinden gelebileceğine dair yeni bir umut buldu. Minhonun öpücüğüyle kızaran Jisung ve kapıdan onları izleyen Bayan Lee ve Yang'ın huzurlu anını bozan Changbinin mide gurultusu oldu.
Herkes bir anda gülmeye başlayınca Bayan Yang hep beraber yemek hazırlamaları gerektiğini yoksa Changbinin hepsini yiyeceğini söyledi ve gene büyük bir kahkaha tufanı koptu.
Gruptaki bu neşeli atmosfer, herkesin birlikte mutfağa doğru yönelmesine yol açtı. Hep beraber yemek hazırlamaya başladılar, kahkahalar ve şakalaşmalar eşliğinde. O anın sıcaklığı, Jisung'a yalnız olmadığını, çevresindeki insanların her zaman onun yanında olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Ama o sırada yaklaşan 14 Şubatı hatırlayıp yüzü düştü. Herkesin sevgili günü olan gün onun için bir kabus olmuştu. Biricik kardeşlerinden birinin ölüm yıldönümü. Diğeri ise kim bilir hangi ülkedeydi. Jisung gözlerinin dolduğunu hissederek koşarak lavaboya gitti.
Herkes o sesin içinde fark etmemişti ama Minho ağladığının farkındaydı. Sadece ona biraz zaman vermek istedi herşeyi özümsedikten sonra anlatıcağını düşünüyordu. Ama Jisung bu yaşına kadar hala özümseyememişti yaşadıklarını.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
