Kelimeler çok şey ifade edebilir. Bir kelime ile biri mutlu olurken diğeri kırılabilir yada o kelimenin anlamlarıyla kafası karışabilir.
Cümleler ise daha da karmaşıktır.
Kelimeler, cümleler ve duygular birleştikçe herşey daha da karmaşık olur. Sanat ise daha da karmaşıktır renkler, teknikler, ifade biçimleri, şekiller, renk anlamları, duygular, ve özellikle üzüntü, kırgınlık. Sanatla kendinizi ifade edebilirsiniz ve nadir insanlar hariç çoğu kişi anlamaz bile.
Birinin kendini ifade etmesine toplum baskısı hariç hiçbirşey tam olarak karşı koyamaz. Toplum baskısı öyle korkunçtur ki. Yargılarlar sizi kendileri ne kadar aynaya bakmamış canavarlar bile olsa siz doğuştan gelen yada sonradan oluşan herşeyinizle baskılayabilirler.
Jisung çok şey yaşamıştı. En sonunda dayanamayıp hayatını sonlandırırken bi anda yaşamıştı ama bu onun işitme kaybının gitmesine yol açtı. Jis o gün uyandığında hiç şaşırmamıştı çünkü dediğim gibi neredeyse o yaşta birinin görmemesi gereken. Görünce de aylar yıllarca terapi alması gereken şeyler duyup görmüştü.
Jis o gece çizim yaparken masada uyuya kalmıştı. Saat gece yarısı 3 gibi telefonundan gelen bildirime titreşimine korkup uyandı.
'linotsurus size 3 mesaj gönderdi:
Öyle mi sözünü duymayı çok isterim :)
Biraz geç yazdım ama
umarım rahatsız etmemişimdir
Telefonunu eline alıp mesajı okuyan jis hiç durmadan mesaja girdi ve cevap yazdı:
'Jisdolsetnet:
Hayır rahatsız etmedin aksine teşekkürler masada uyuyakalmıştım uyandırdın beni^^
Saat çok geç uyumalısın
'linotsurus:
Uyuyamıyorum maalesef sana iyi uykular dilerim
Kendimi tanıtmayı unuttum sınıftan lee minho ben
Cevap vermene gerek yok ben seni zaten tanıyorum saat çok geç iyi uykular
Telefonunu kenara bırakmadan önce mesajlara tatlı mavi kalpler bıraktıktan sonra kendini yatağa attı jisung.
3 Gün okula gitmemişti hastaneye gitmesi gerektiği için ve sonunda hastane işlerini bitirip 2. gün ara verdiği okuluna yeniden gitme vaktiydi.
Bu sürede akşamları minhoyla ufak tefek konuşuyorlardı çizim olsun başka şeyler olsun. Alışmışdı jisung minhoya.
Bu süre zarfında felixe noldu derseniz felix dayanamayıp evleri yakın olduğu için jisungun yanına gelmişti. Hatta biriyle daha tanışmıştı. Changbin, Felixin jisunga bir ara bahsettiği çocuktu evet biraz (birazzcık) yanıklardı birbirlerine belli oluyodu. 4 Günde akla hayale sığmıycak şekilde bi samimiyet oluşmuştu felixle aralarında cidden şu ana kadar ihtiyacı olan güneş ışığı gibi birşeydi.
Ardından sabah gözüne vuran ışıkla açtı gözlerini nefret ediyordu gözüne ışık çarpmasıyla uyanmaktan. Geç kalmak üzere olduğunu fark edip çantası ve telefonuyla fırladı evden. Çizim dosyasını evde unuttuğunu okula girerken fark etti. Bütün gün ne yapıcaktı acaba dosyası olmadan.
Bahçede okula doğru giderken arkasından okulun önüne yanaşıcak olan arabayı fark etmedi. Edemezdi de bazı insanlar ne düşünüyordu anlayamıyordu. Bir el onu kenara çektiği zaman fark etti arabayı şoför sinirli bir şekilde birşeyler söyleyip gitti jisung duymasa da birazını anlamıştı dudak okuyabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent Love- MinSung
FanfictionBirinin güzelliğine şiirler, destanlar yazabilir bütün dünya ama hangi biri düşünür o güzel varlığın acısını? /Gerçek hayat hikayelerinden esinlenilmiştir.\